Giderek çağdaş dünyadan soyutlanan bir ülke

Türkiye AKP li CB döneminde her alanda geriye gitmeyi ve çağdaş dünyadan soyutlanmaya hız verdi. Tek adamın imzası ile atanan bakanlar ki yaptıkları ile müktsebatları, deneyimleri ve eğitimleri konusunda kamu oyunun kafası karışık. Ekonomideki mismanagement (kötü yönetim) insanları soğan papates kuyruklarında uzun süre bekletirken, dolar manipülasyonları ile uyduruk günden değsıtirmeleri ile halk oyalanıyor. Vatandaş geçim sıkıntısı içinde kıvranıyor. Enflasyonu küçük rakamlarda tutmak için piyasada hiç kullanılmayan ve talebi olmayan fiyatı düşük mallar enflasyon sepetine ekleniyor. İmamoğluna uygulanan yasa dışı korku kaynaklı uygulamadan günümüze borç harçla toplanan 30 milyar dolar yok edildi kuru düşürmek için. Bunu bedelini gelecek kaç kuşak vergileri ile ödeyecek acep?
Dış borçlar yarım trilyonla ulaşmışken onun faizlerine ödenecek dolarlar yurt dışındaki tefeci bankalardan yüksek faizler ödeyerek toparlanıyor. Yabancı sermaye artık ilgiyi kesti, bazı yabancı yatırımcılar ülkeyi terketti. Eski Damat Maliye Bakanı da ekonomi konsundaki derin vuküfu ile nerede ise tüm iktidat dünyasının eğlencesine döndü.
Yalaka yandaş ve havuz medyası denen bazı basın-yayın organları tıpkı mütareke medyası gibi yalan ve hayali haberlerle pembe ufuklar çizmeye devam ediyor.
2003 yılından beri Doğu Akdenizdeki olaylara seyirci kalan AKP ve lideri aradan 16 yıl geçtikten sonra Libya ile anlaşma yaomak zorunda kaldı, Libyada ise durumlar karışıktı.Yılların birikilmli dış işleri diplomatlarına dinci yobazların uydurduğu sıfatla”Monşer"diye hitap eden AKP yönetimi bu ülkenin asırlık gelenekerini, ülkenin diplomatic teamül ve geleneklerini bozarak içeriye hiç bir müktesabatı olmayan tek özellikleri dinci görünmeleri ve AKP başkanına biatçılıkları dışında lisan bilgileri bile kuşkulu kimselerle doldurarak kendi kendimize en büyük kötülükleri yaptık.
Aynı şeyi Türk Silahlı Kuvvetlerinin asırlık geleneklerini de yandaş ve gizli koalisyon ortakları Fetoculerle tahrip eden, orduya siyaseti ve gericiliği sokan, ordunun yapısını da bozdu AKP. Emir ve Komuta Birliğini hatta selamlaşma sistemini de kendi eğitimsiz cahil düzeyine indirgedi.
Ülkedeki boş kadroları ya tarikatlar ya da AKP yanlısı müktesebatı olmayanlarla dolduruldu. Emanetleri ehline vermesi gerekenler emanetleri cehline verdiler. Tek nitelikleri dinci gözükmeleri ve AKP liderine biatçılıklılarıdır. Onların yönetemediği herşey ülkeye büyük sorunlar olarak geri dönüyor. Ve katlanarak büyüyor.
Partili Cumhur başkanı konuşmalarında tarihleri karıştırıyor,yanlış bilgiler paylaşıyor,sosyal medyada günlerce konu oluyor.
İkide bir ortaya atılan ve gündem değişıtirme amaçlı konuşmalar ve hayali projeler de artık halkın ilgisini çekmiyor,halk ekmek derdinde, halk ısınma ve kira derdinde, halk isszilikle boğuşuyor. Üniversite mezunlarınn en az üçe biri işsiz durumda, çoğu yurt dışına gitme çabasında.
Partili Cumhurbaşkanının Katar isimli eski İngiliz sömürgesi petrol zengini arap ülkesinin şeyhi ile olan ilişkilerine rağmen bu ülkenin İsrail ve Arap şeyhlikleri ile yakın ilişkileri de merak konusu!
Suriye ile durupdururken çıkarılan düşmanlık ve BOP emriylr bu ülkeye dünyanın dört bucağından gelip Türkiye üzerinden giriş yapan dinci terrorist kan içiciler milyonlarca insanı yollara döktü binlerce can telef oldu.Şimdi de Suriye bizden sorulur diyenler İsraille takışmamak için çareler arıyorlar.
Bir iddiaya göre ülkeye gelen Suriyelilere 40 milyar dolar ödenmiş aylıklar bağlanmış, öncelikler verilmiş. Bu 40 milyar doların kime nasıl, ne zaman nasıl yollardan geldiğini ve ne için harcandığını gösteren bir resmi belge görmedik henüz.
Dünya Safffaflık Örgütü ülkede şeffaflık kalmadığını ülkenin şeffaf olmayan ülkeler arasına girdiğini ilan etti bile.
Türkiyede mülkiyet hakları tehlikede. Finansman durumu ve iş yaşamındaki özgürlüklerde geriye gitmiştir. Bu durum ile Türkiye Avrupadaki 44 ülke ortalamasının altında yer almaktadır.
Siyasi dengeizliklerin yoğunlaşması yabancı sermaye girişleri üzerinde olumsuz bir etki yapmakadür. Hükümet uygulamalarındaki şeffaflığın ortadan kalkması, hukuk kurallarının erozyna uğratılması ve hukuk sistemine siyasi etkilerin artması büyük sorunlar yaratmaktadır.Hele en güçlü rakibini bizans oyunları ile eleme çabaları ve sokağa dökülen milyonlarca yurttaşın bu oyunlara tepkisi duracak gibi görülmüyor, liselere kadar indi protestolar.
Türkiye artık Batıdan kopmuş, çağdaş dünyadan soyutlanmış, günlük çıkarlara bağlı olarak yön değiştiren ne yapacağını bilemeyen bir ülke durumuna getirilmiştir.
Bundan 20 küsur yıl önce AB adaylığına talip olan pırıl pırıl bir ülke yok artık.
Siyasi sözde ılımlı islamcıların asla demokrat olamıyacaklarını ve ekonomi bilmedikleri ve Atatürk karşıtlığını da öğrenmiş olduk.