İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5359 %0.07
49,6539 %0.06
5.778,15 % 0,44
92.077,40 %-1.249
Ara
Muhalif. GÜNDEM Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici'den Ahmet Hakan'a sert tepki: "Sen bir yalancısın"

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici'den Ahmet Hakan'a sert tepki: "Sen bir yalancısın"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurtdışı seyahatlerinde gazetecilere önceden soruların iletildiği iddialarını gündeme taşıyan Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’ın yorumlarını çarpıtmakla suçladı. Bildirici, soruların uçuştan önce kendisine ulaştığını belirterek basın özgürlüğü açısından endişelerini dile getirdi.

KAYNAK: HABER MERKEZİ
Okunma Süresi: 4 dk

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası seyahatlerinde gazetecilerin sorularının önceden belirlendiğini ortaya çıkarmıştı. Bu açıklamalar, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan tarafından yorumlandı. Bildirici, Hakan’ın köşe yazısında açıklamalarını çarpıttığını iddia etti.

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Bildirici, Hakan’a sert sözlerle seslendi: “Sen bir yalancısın Ahmet Hakan. Bugüne değin çok az kişiye yalancı demişimdir; hep kaçmışımdır bu kelimeyi kullanmaktan ama sen bu sözcüğün hakkını verdin!”

Bildirici, gazetecilerin sorularının uçuştan önce kendisine ulaştığını belirterek, bu durumun basın özgürlüğü ve gazetecilik etiği açısından ciddi soru işaretleri doğurduğunu vurguladı. Ahmet Hakan’ın İletişim Başkanlığı’nı savunarak "sorular mükerrer olmasın" gerekçesiyle yöntemi meşrulaştırmaya çalıştığını ifade etti.

Bildirici, Cumhurbaşkanlığı uçağındaki basın toplantılarının neden görüntülü yapılmadığını sorarak, tüm yurttaşların gazetecilerin soruları nasıl sorabildiğini veya soramadığını görebilmesi gerektiğini dile getirdi. Ayrıca, bu yöntemle düzenlenen toplantıların, daha önceki liderlerin dönemlerinde uygulanmadığını savundu.

Bildirici, uygulamayı "gazetecilik adına ayıp ötesi bir durum" olarak nitelendirerek, söz konusu basın toplantısı mizanseninin evrensel gazetecilik etiğine aykırı olduğunu belirtti.

Faruk Bildirici X hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi:

"SEN BİR YALANCISIN AHMET HAKAN – Bugüne değin çok az kişiye yalancı demişimdir; hep kaçmışımdır bu kelimeyi kullanmaktan ama sen bu sözcüğün hakkını verdin! Çünkü okuduğunu anlamamış olamazsın, yazdığımı bile isteye çarpıtıyorsun.

Tırnak içinde yazmışsın ama ben 'İletişim Başkanlığı, uçakta sorulacak soruları ve cevapları önceden belirledi. Soruların altına da gazetecilerin adlarını yazdı' demedim. Öyle bir cümlem yok benim.

Paylaşımım ortada. Gazetecilerin soracakları soruların listesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağı Washington'dan havalanmadan önce bana geldiğini yazdım ve 'Bunun bir açıklaması var mı?' diye sordum. Bak aynen şöyle yazmıştım:

'Gerçi daha önce uçaktaki gazeteciler, soruları kendilerinin belirlediklerini savundular ama eğer İletişim Başkanlığı ellerine hazır soru vermiyorsa nasıl oldu da bu sorular bana saatler öncesinden gelebildi? Umarım İletişim Başkanlığı ya da Cumhurbaşkanlığı'nın bu konuda bir açıklaması vardır.'

Ben İletişim Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'ndan açıklama istedim, sen ortaya atıldın. Sanki onların sözcüsü gibi… Ne dedin? Bak ben tırnak içinde çarpıtmadan aynen alayım yazdığını:

'Yöntem şu: İletişim Başkanlığı, gazetecilere ‘Hangi soruları soracaksınız' diye soruyor. Bunun amacı da belli: Mükerrer soru olmasın, sorular hep aynı konuda olmasın, sorular çeşitlensin.'

Böylece uçak daha kalkmadan bana gelen GAZETECİLERİN UÇAKTA SORACAKLARI SORU LİSTESİNİ DOĞRULAMIŞ oldun. Meğer İletişim Başkanlığı 'hazır soru' vermiyormuş, siz sorularınızı önceden verip onaya sunuyormuşsunuz!

Niyeymiş bu yöntem? 'Sorular mükerrer olmasın' diye imiş. Bu kadar komik bir gerekçe olamaz. Hayatında muhabirlik yapmamış olabilirsin ama ben yıllarca sahada koşturdum, liderleri izledim. Bir gazeteci, tasarladığı soru kendisinden önce başka biri tarafından sorulunca ya başta soru sorar ya da o soru yeterince yanıtlanmamışsa farklı bir açıdan sürdürür soruyu. Gazeteci soracağı soruyu kimseye denetletmez, izin almaz.

Sen 'Mükerrer olmasın' falan diyerek, gazetecilerin sorularının önceden İletişim Başkanlığı tarafından DENETLENDİĞİNİ, SEÇİLEREK ONAYLANDIĞINI, ERDOĞAN'IN SORULARI ÖNCEDEN HAZIRLANMIŞ KARTLARDAN OKUDUĞUNU, SOHBETİN DE YİNE İLETİŞİM BAŞKANLIĞI TARAFINDAN DEŞİFRE EDİLİP DÜZELTİLİP DAĞITILDIĞINI gizlemeye çalışıyorsun. 'Fevkalade itibara mazhar" bir gazeteci olarak bindiğin Cumhurbaşkanlığı uçağında uygulanan evrensel gazetecilik etiğine aykırı bu yöntemi savunuyor, aklamaya çalışıyorsun. Bu gazetecilik adına ayıp ötesi bir durum.

Evet, 'adamın teki' olarak sana soruyorum. Cumhurbaşkanlığı uçağında razı olduğun 'basın toplantısı mizanseni'nin benzerini daha önce hangi lider uyguladı? Örneğin Turgut Özal'ın, Süleyman Demirel'in, Abdullah Gül'ün ve hatta Erdoğan'ın ilk dönemindeki yurtdışı gezilerinde uçaktaki sohbetlerde böyle bir yöntem uygulanıyor muydu? Benim bildiğim uygulanmadı, uygulanamazdı.

Bir de İletişim Başkanlığı'na çağrım var; uçaktaki basın toplantılarını neden görüntülü yapmıyorsunuz? Madem gazeteciler o uçağa binip de -sadece Ahmet Hakan'ın savunabildiği bir yöntemle- sorularını ÖZGÜRCE sorabiliyor, o zaman görüntülü yapın bu ülkenin bütün yurttaşları görsün o gazetecilerin nasıl soru sorduklarını ya da soramadıklarını.

Niye gizliyorsunuz ki?"

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *