İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden Financial Times’a yazdığı yazısında, Türkiye’deki siyasi ortamın küresel demokrasi krizine etkilerini vurguladı. İmamoğlu, Erdoğan’ın kendisini parmaklıklar ardına koymasının zafer değil, “bir uyanışı tetiklediğini” belirtti.
Türkiye’deki Demokratik Gerileme Küresel Bir Sorun
İmamoğlu, yazısında Türkiye'deki demokratik gerilemenin yalnızca iç mesele olmadığını, bunun uluslararası sistem üzerinde de büyük etkileri olduğunu söyledi. İmamoğlu, Silivri Cezaevi’nden yazdığı mektupta, hakkındaki suçlamaların temelsiz ve siyasi bir intikam girişimi olduğunu ifade etti. “Ben bir siyasi mahkumum” diyerek, Türkiye’deki yargı sisteminin nasıl silah haline getirildiğini anlattı.
İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Adaylığı ve Artan Baskılar
Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladıktan sonra artan baskılara dikkat çeken İmamoğlu, belediye hizmetlerinin engellenmeye çalışıldığını ve diplomalarının keyfi bir şekilde iptal edildiğini belirtti. 19 Mart’ta yapılan operasyonun hemen ardından tutuklandığını hatırlatan İmamoğlu, yüzlerce polis tarafından evinin kuşatıldığını ve 100’den fazla kişinin gözaltına alındığını ifade etti.

“Bu Bir Uyanışın Başlangıcı”
İmamoğlu, tutuklanmasının Erdoğan için bir zafer değil, aksine halk arasında bir uyanışın başlangıcı olduğunu belirtti. Sokaklara dökülen ilk kişilerin öğrenciler olduğunu, ardından medya ve işletmelere karşı boykotlar başlatıldığını ve CHP'nin cumhurbaşkanı adaylığı için 15 milyondan fazla kişinin önseçime katıldığını söyledi. Bu durumun, Türkiye'nin demokratik geleceği için bir kolektif tavır olduğunu vurguladı.
Demokratik Türkiye, Bölgesel İstikrarın Anahtarı
Türkiye’nin küresel güvenlik açısından önemli bir rol oynadığını belirten İmamoğlu, demokratikleşmenin sadece Türkiye için değil, bölgesel istikrar için de kritik olduğunu ifade etti. Ukrayna’daki savaşın, Suriye’deki gelişmelerin ve Gazze’deki trajedinin istikrarsızlığın sınır ötesine nasıl yayılabildiğini gösterdiğini vurguladı.
Demokrasi Mücadelesi Yeniden Başlayacak
İmamoğlu, yazısının sonunda Türkiye’nin otoriterliğe mahkum bir ülke olmadığını ve halkın yüzyıllardır anayasacılık, sivil temsil ve adalet için mücadele ettiğini belirtti. Türkiye'deki küresel demokratik gerilemenin geri püskürtüleceğine olan inancını dile getirerek, dünyanın dört bir yanındaki demokratik dayanışmanın artık elzem olduğunu söyledi.