Kurt, koruyucu giyim yardımının 6. Dönem Toplu İş Sözleşmesi ile hüküm altına alındığını ve memurların iş sağlığı ve güvenliği açısından bu yardımın yaşamsal öneme sahip olduğunu belirtti. Kurumların yasa gereği ayni (eldiven, çizme, yelek gibi ekipmanlarla) vermesi gereken yardımı, keyfi biçimde nakdi olarak verdiğini ifade eden Kurt, şunları söyledi:
“Bu memurun talebi değil kurumun tercihiydi. Dolayısıyla bir hata varsa kurum yöneticilerindedir. Şimdi Danıştay kararıyla bu ödemeler iptal ediliyor, üstüne bir de memura zimmet çıkarılıyor. Bu bir skandaldır.”
“Önce sevindiriyorlar, sonra geri alıyorlar”
Cumhuriyet'in haberine göre, koruyucu giyim yardımının hâlâ yapılmadığını hatırlatan Kurt, hükümetin önceki ödemelerin iptalini bahane ederek yeni dönemde de yardım yapmamak için zemin hazırladığını söyledi. Tepkisini şöyle sürdürdü:
“Bu açıkça ölümü gösterip sıtmaya razı etme politikasıdır. Bu kirli planın ardında sadece hükümet değil, memuru satan, hükümete yanaşmış sözde yetkili sarı sendikalar da var.”
“Zimmet değil, hak teslim edilmeli”
Toplu sözleşme masasına da eleştiride bulunan Kurt, buranın artık pazarlık değil “biat masası”na dönüştüğünü vurguladı:
“Bugün koruyucu giyim hakkımız gasp ediliyorsa, bunun sorumlusu sadece hükümet değil, onun arkasında duran, susarak ortak olan bu yandaş sendikalardır.”
Kurt sözlerini şöyle tamamladı:
“Artık yeter. Memurun alın teri, sağlığı, güvenliği pazarlık konusu edilemez. Zimmet çıkarmak değil, hakkı teslim etmek gerekir. Toplu sözleşme uygulanmalı, koruyucu giyim yardımı eksiksiz verilmelidir. Memurun hakkını gasp eden her yapı teşhir edilmeli, hesap vermelidir.”
