Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çevresindeki isimler tarafından yalnız bırakıldığı yönündeki tartışmalar yeniden alevlenirken, bu kez dikkat çeken bir çıkış Erdoğan’ın başdanışmanı Oktay Saral’dan geldi. Saral, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla, son dönemde artan “Erdoğan yalnız kaldı” eleştirilerine destek verdi ve kendi mahallesine sert uyarılarda bulundu.
Saral, açıklamasında liderini yalnız bırakanları “hasbi olmayan, şahsi çıkarlarının peşindeki kişiler” olarak tanımladı ve Erdoğan’a yönelik iftiralara sessiz kalanları sert sözlerle eleştirdi:
“Bugün Cumhurbaşkanımıza uzanan kirli eller, atılan hayasız iftiralar ve ailesine yönelik yapılan ahlaksız saldırılar karşısında susan, üç maymunu oynayan hiçbir kimse hakikatte Cumhurbaşkanımızın yol arkadaşı olamaz.”
Saral’ın çıkışı, geçtiğimiz günlerde Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük’ün kaleme aldığı köşe yazısının ardından geldi. Küçük, yazısında 2024 yerel seçim yenilgisinin ardından hükûmete yakın bazı isimlerin “Erdoğan gidici” düşüncesiyle hareket ettiğini ve Erdoğan sonrasına hazırlık yaptığını öne sürmüştü.
Küçük ayrıca, “AK Parti’ye yakın olup, Erdoğan’la samimiyeti olan ama CHP’ye, İmamoğlu’na yanaşanlar var. Erdoğan bunları biliyor, zamanı geldiğinde tasfiye eder” diyerek parti içi hesaplaşmanın sinyalini vermişti.
“Duruş, Cesaretle Olur”
Başdanışman Saral, açıklamasında Erdoğan’a yönelik saldırılara karşı sessiz kalmanın “kabul edilemez” olduğunu vurgulayarak, dava arkadaşlarını açık tavır almaya çağırdı:
“Karşı mahalle şer ittifakları ile birleşirken hakkı ve hakikati savunan kitlenin sessiz ve sakin kalarak seyirci olması kabul edilemez. Bu bir parti meselesi değil, bu milletin haysiyeti, devletin bekası ve liderimizin onuru meselesidir!”
Saral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkça kullandığı ifadeyle mesajını noktaladı:
“Diklenmeden dik duracağız. Bizim korkacak ya da çekinecek bir durumumuz yok. Duruş, cesaretle olur. Şimdi susma değil, haksızlık karşısında konuşup safları sıklaştırma vaktidir!”
Saral’ın bu çıkışı, Erdoğan’a yönelik destek çağrısının sadece muhalefete değil, AK Parti içindeki sessizliğe ve tarafsız duranlara da açık bir mesaj olarak yorumlandı.