42,7303 %0.07
50,1248 %-0.15
5.959,26 % 0,84
87.457,22 %0.513
Ara
Muhalif. EKONOMİ Yapay zekâ hisselerinde balon tartışması: 2026 için en büyük ekonomik risk ne?

Yapay zekâ hisselerinde balon tartışması: 2026 için en büyük ekonomik risk ne?

Yapay zekâ hisselerindeki yükseliş balon tartışmalarını alevlendirdi. Uzmanlara göre 2026’da enflasyon ve sert piyasa düzeltmesi riski öne çıkıyor.

KAYNAK: HABER MERKEZİ
Okunma Süresi: 3 dk

Küresel piyasalarda yapay zekâ hisselerindeki hızlı yükseliş, “balon” tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Uzmanlar, özellikle 2026 yılına girilirken piyasalarda sert bir düzeltme ihtimaline karşı yatırımcıları uyarıyor. Enflasyon baskısı ve somut kâr beklentileri, teknoloji devlerini zorlu bir sınavla karşı karşıya bırakıyor.

Financial Times gündeme taşıdı

Financial Times tarafından düzenlenen yıllık yatırımcı yuvarlak masa toplantısında, yapay zekâ şirketlerinin değerlemelerinin ne kadar sürdürülebilir olduğu ve 2026’da büyük bir risk olup olmadığı tartışıldı. Toplantıya gazeteciler, fon yöneticileri ve yatırım stratejistleri katıldı.

Uzman görüşleri ikiye bölündü

Bazı uzmanlar yapay zekâ hisselerinde klasik balon sinyalleri gördüklerini ifade ederken, bazı portföy yöneticileri mevcut tabloyu 2000 yılındaki dot-com balonundan ayırıyor.

Fon yöneticisi Simon Edelsten, günümüzün önde gelen yapay zekâ şirketlerinin güçlü bilançolara sahip olduğunu vurgulayarak, “2000 yılındaki gibi temelsiz değerlemeler yok” değerlendirmesinde bulundu. Nvidia, Amazon ve Microsoft gibi şirketlerin pahalı olsa da aşırı uçta olmadıkları görüşü öne çıktı.

Talep güçlü, beklentiler yüksek

Fidelity’den Niamh Brodie-Machura, yapay zekâya yönelik talebin tedarik zincirinin tamamına yayıldığını ve arzın bu talebi henüz karşılayamadığını belirtti.

Ancak yatırımcıların artık yapılan harcamaların somut kazanca dönüşmesini görmek istediğini söyleyen Brodie-Machura, beklentilerin karşılanmaması durumunda piyasalarda sert dalgalanmalar yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Geçmiş balonlarla benzerlik tartışması

FT yazarı Stuart Kirk, geçmişte birçok piyasa balonuna tanıklık ettiğini belirterek daha temkinli bir duruş sergiledi. “Her balonda ‘bu kez farklı’ denir ama sonuç değişmez” sözleriyle yapay zekâ hisselerine mesafeli yaklaştı.

Katie Martin ise yapay zekânın dönüştürücü gücünü kabul etmekle birlikte, piyasalarda ciddi bir “köpük” oluştuğunu savundu. Bazı hisse hareketlerinin yatırımcı davranışlarında aşırılığa işaret ettiğini belirtti.

2026 için en büyük risk: enflasyon

Uzmanların ortaklaştığı en kritik risk başlığı enflasyon oldu. Enflasyonun yeniden yükselmesi ve merkez bankalarının faiz indirimlerini durdurmak zorunda kalması halinde, başta yapay zekâ hisseleri olmak üzere tüm piyasalarda satış baskısının artabileceği ifade edildi.

Özellikle ABD’de ücret artışlarının hızlanması ve mali teşviklerin talebi canlı tutması, 2026’da yeni bir enflasyon dalgası riskini gündeme getiriyor.

Yapay zekâ yükselişini tersine çevirebilecek riskler

Toplantıda, yapay zekâ rallisini durdurabilecek diğer riskler de sıralandı. Bunlar arasında yatırımların beklenen ticari getiriyi sağlayamaması, Çinli şirketlerden gelebilecek düşük maliyetli ve güçlü yapay zekâ modelleri ve küresel piyasalarda yaşanabilecek beklenmedik “siyah kuğu” gelişmeleri öne çıktı.

Yatırımcılar için strateji arayışı

Uzmanlar, yalnızca yapay zekâ hisselerine odaklanmanın riskli olabileceğini vurgulayarak portföy çeşitlendirmesinin önemine dikkat çekti. Avrupa ve Japonya borsaları ile savunma ve sağlık sektörleri alternatif yatırım alanları arasında gösterildi.

Altın ise kimi uzmanlara göre güvenli liman, kimilerine göre ise piyasalardaki köpüğün başka bir yansıması olarak değerlendirildi.

2026 için olumlu senaryolar da var

Temkinli yaklaşımların yanı sıra iyimser beklentiler de masaya yatırıldı. Ukrayna’nın yeniden inşası, Çin teknoloji hisseleri ve İngiltere borsasında görece ucuz kalan şirketler, 2026 için fırsat barındıran alanlar arasında sayıldı.

Uzmanlara göre tablo net: Yapay zekâ büyük bir dönüşüm potansiyeline sahip, ancak beklentiler oldukça yükselmiş durumda. 2026 yılı, bu beklentilerin ne kadarının gerçeğe dönüşeceğinin test edileceği bir dönem olabilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *