Amazon’da çalışan pek çok işçi; aşırı yük, yoğun verimlilik baskısı ve yeterli dinlenme ya da izin hakkı verilmemesi gibi sorunlarla karşı karşıya.
Hindistan’ın Manesar bölgesindeki bir depoda, yaz aylarında sıcaklıktan dolayı depo çalışanlarının bayıldığı belirtilirken, “Bayılsak bile izin verilmiyor; üç gün izin istersen işten atılıyorsun” şeklinde şikâyetler yapılmıştı.
Kampanyayı organize eden gruplar, Amazon’un yalnızca perakende değil; lojistik, bulut bilişim, sınır güvenliği teknolojileri, veri merkezleri ve siyasi lobi faaliyetleriyle giderek büyüyen küresel bir güç haline geldiğini söylerken, bu kadar geniş kapsamlı bir yapının, çalışan hakları, demokratik haklar, çevre ve toplumsal adalet açısından ciddi riskler taşıdığını iddia ediyor.
Eylemler, yalnızca fiziksel grevlerle sınırlı değil: 30’dan fazla ülkede depolarda planlanan iş bırakma eylemlerinin yanında, dijital kampanyalar, çevrimiçi dayanışma, sokak gösterileri ve sembolik eylemler de düşünülüyor.
Destekçiler, Amazon’dan üç ana konuda adım atmasını istiyor: İşçilere adil ücret verilmesi ve insanca koşulların sağlanması, şirketin elde ettiği gelir üzerinden hakkaniyetli biçimde vergi ödemesi ve çevreye verdiği zarar ile kullandığı kaynakların yol açtığı etkilerin sorumluluğunu üstlenmesi.
