Soma maden faciasının üzerinden 11 yıl geçti

13 Mayıs 2014’te Soma’da 301 işçinin hayatını kaybettiği katliamın 11. yılında adalet hâlâ sağlanmadı, sorumlular cezasız kaldı.

Bugün 13 Mayıs 2025. Tam 11 yıl önce, Manisa'nın Soma ilçesinde cumhuriyet tarihinin en büyük işçi katliamı yaşandı. Özelleştirilen maden ocağında 301 işçi, sermayenin kâr hırsı nedeniyle hayatını kaybetti.

Şirket, devletin elinden aldığı ocakta üretimi iki katına çıkardı ancak iş güvenliği maliyetlerini kıstı. Gaz maskeleri çalışmıyor, havalandırma yetersizdi. Dayıbaşılık sistemiyle baskı kurulan işçiler, “hadi hadi” emirleriyle insanüstü bir tempoya zorlandı. Denetimler ise göstermelikti; yaşam odası dahi bulunmayan ocak 'uygun' ilan edildi.

Yargı Süreci: Bir Hukuk Tiyatrosu

Katliamın ardından açılan dava, siyasi müdahaleler nedeniyle adeta bir hukuk tiyatrosuna dönüştü. Mahkeme heyeti değiştirildi, sanıklar ‘taksirle’ cezalandırıldı. Şirketin sahibi Can Gürkan, yalnızca 15 yıl ceza aldı, kısa sürede tahliye edildi. Bugün davada tek bir tutuklu sanık bile bulunmuyor.

Tutuklu Olanlar: İşçilerin Avukatları

Katliamın ardından gerçek sorumlular ceza almazken, Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay gibi işçilerin hak mücadelesini yürüten avukatlar tutuklu. Dönemin siyasi sorumluları ise yargılanmadı. Kamu görevlilerinin yargılandığı davada sadece bazılarına birkaç ay hapis cezası verildi, çoğu beraat etti.

Ailelerin Feryadı: “Adalet Koktu”

Soma 301 Madenciler Derneği Başkanı İsmail Çolak, “Çocuklarımızın canı beşer, altışar günle ölçüldü. Adalete güvenimiz kalmadı” derken, oğlunu kaybeden Emrem Malkoç ise “Bu bir kaza değil, cinayet” diyerek adaletsizliğe isyan etti.

Kazayla Değil, Politikayla Öldüler

Soma Katliamı, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmaması, dayıbaşılık sisteminin baskısı, denetimsizlik ve iktidar-sermaye-sendika iş birliğiyle yaratılan bir düzenin sonucuydu. Bu düzen, işçilerin hayatını hiçe sayarak yalnızca daha fazla kâr amacı güdüyordu.

11 Yıldır Süren Adalet Arayışı

301 madencinin aileleri, 11 yıldır adalet peşinde koşuyor. Ancak aradan geçen bunca zamana rağmen siyasi sorumlular hesap vermedi. Bu yüzden 13 Mayıs 2014, sadece bir katliamın değil, aynı zamanda bir adalet krizinin tarihi olarak hafızalara kazındı.

İLGİLİ HABERLER