Büyükçekmece’de halıya sarılı halde bulunan Sedef Güler cinayeti davasında DNA krizi

Büyükçekmece’de denize atılmış halde bulunan Sedef Güler’in davasında anne Gülüzar Sezer, kızının tırnaklarında tespit edilen biri erkek biri kadına ait DNA’ların kime ait olduğunun ortaya çıkarılmasını talep etti. Mahkeme, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı 18 Aralık’a erteledi.

Büyükçekmece Mimar Sinan Sahili’nde 7 Haziran 2024 tarihinde halıya sarılarak ağırlık bağlanmış şekilde denize atılan ve cansız bedeni bulunan 24 yaşındaki Sedef Güler’in ölümüne ilişkin dava Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanıklar Yavuz Güngör ve Fırat Baykara katıldı.

Duruşmada söz alan anne Gülüzar Sezer, kızının tırnaklarında biri erkek biri kadına ait iki farklı DNA bulunduğunu ancak bu kişilerin kimliklerinin tespit edilmediğini belirterek, “Bu DNA’ların sahiplerinin belirlenmesini istiyorum. Ayrıca kızımın cep telefonunun imha edildiği söyleniyor ancak sanıklardan Fırat Baykara polislere yerini gösterdiğini iddia ediyor. Telefon hala bulunamadı” dedi.

Tutuklu sanık Fırat Baykara suçlamaları reddederek, “Benim cinayetle bir bağım yok, Sedef’i de ailesini de tanımam” savunmasını yaptı. Diğer tutuklu sanık Yavuz Güngör ise, “Sedef eceliyle öldü. Ben suçlanmaktan korktuğum için cesedi denize attım, hatam budur” ifadelerini kullandı.

Duruşma sonunda mahkeme heyeti, dosyadaki eksik hususların giderilmesi amacıyla yargılamayı 18 Aralık’a erteledi ve sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Duruşma sonrası açıklama yapan anne Gülüzar Sezer, “Mahkeme heyetine güvenim arttı. Ancak önceki celselerde istenen eksiklerin hala tamamlanmadığını görüyoruz. Bunların bir an önce giderilmesini talep ediyoruz” diyerek adalet beklentisini yineledi.

Dava, kritik delillerin tamamlanması amacıyla 18 Aralık’ta yeniden görülecek.

İLGİLİ HABERLER