Erdal İnönü’nün vefatının üzerinden 18 yıl geçti

Türkiye'nin unutulmaz siyasetçisi ve bilim insanı Erdal İnönü’nün vefatının üzerinden 18 yıl geçti.

Erdal İnönü, Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) Genel Başkanlığı, başbakan yardımcılığı, devlet ve dışişleri bakanlığı görevlerinde bulunarak Türk siyasetinde derin izler bıraktı. “Siyasetin güler yüzü” olarak anılan İnönü’nün vefatının üzerinden 18 yıl geçti.

6 Haziran 1926’da Ankara’da dünyaya gelen İnönü, Türkiye’nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün oğluydu. 1947’de Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik-Matematik Bölümünü bitirdikten sonra California Teknoloji Enstitüsünde lisansüstü eğitim gördü ve teorik fizik alanında çalışmalar yaptı.

1957-1960 yılları arasında ABD’de “Atom Enerjisinden Yararlanma” programı kapsamında araştırmalarda bulundu. 1964-1974 yılları arasında Orta Doğu Teknik Üniversitesinde (ODTÜ) profesörlük, bölüm başkanlığı ve rektörlük görevleri üstlendi. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesinde akademik kariyerine devam etti.

Bilim Dünyasında İz Bırakan Bir Türk

Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) kuruluşuna katkı sağlayan İnönü, Temel Araştırmalar Enstitüsünün kurucu müdürü oldu. Ayrıca NATO Fen Komitesi ve UNESCO Yürütme Kurulunda da görev aldı.

2004 yılında, fizik alanında Nobel’e eşdeğer kabul edilen Wigner Madalyası’nı alarak bu ödülü Feza Gürsey’den sonra kazanan ikinci Türk bilim insanı oldu.

Siyasette Demokratik Duruşu

1983’te Sosyal Demokrasi Partisini (SODEP) kurarak siyasete adım atan İnönü, daha sonra Halkçı Parti ile birleşerek SHP Genel Başkanı oldu. 1989 yerel seçimlerinde partisini birinci sıraya taşıdı.

1991 seçimleri sonrasında Doğru Yol Partisi ile kurulan koalisyonda başbakan yardımcılığı ve devlet bakanlığı görevlerini üstlendi. 1993’te kısa bir süre başbakanlığa vekalet etti, ardından aktif siyasetten çekildi. 1995’te CHP’nin Onursal Genel Başkanı seçildi.

Kültürel ve Kişisel Mirası

CHP eski milletvekili Gülsün Bilgehan, dayısı İnönü’nün “çok okuyan, sorgulayan ve meraklı bir insan” olduğunu belirtti. İnönü’nün Pembe Köşk’teki geniş kütüphanesi onun entelektüel gelişiminde büyük rol oynadı.

Bilgehan, İnönü’nün 12 Eylül sonrası dönemde demokrasiye katkı sağlamak amacıyla siyasete girdiğini ve “Beni yönetenlerin benden daha az iyi olmalarını istemediğim için siyasete girdim” dediğini aktardı.

Bilimle Yaşadı, Bilimle Veda Etti

İnönü, Princeton Üniversitesinde Nobel ödüllü fizikçi Eugene Wigner ile çalışarak “İnönü-Wigner” adıyla anılan önemli bir teoriye imza attı. Hayatının sonuna kadar bilimden kopmadı ve tedavi sürecinde dahi deneysel bir yöntemi tercih ederek bilime hizmet etmeye devam etti.

Disiplin ve Tevazunun Sembolü

Disiplinli yaşamıyla tanınan İnönü, kurallara uymanın bir prensip olduğunu her fırsatta gösterdi. Bir yolculuk sırasında hızlı giden şoförünü uyararak “Senin işin acele, ben taksiyle gideceğim” diyerek araçtan indiği bilinir. Bu tavrı, onun tevazu ve ilkeli yaşamının sembolü haline geldi.

Erdal İnönü, 31 Ekim 2007’de hayata veda etti. Ardında bilime ve demokrasiye adanmış bir yaşam, saygı ve özlemle anılan bir miras bıraktı.

İLGİLİ HABERLER