İnsanlık tarihinin en büyük gizemlerinden biri olan “Evrende yalnız mıyız?” sorusu, bilim dünyasının saygın isimlerinden gelen çarpıcı bir açıklamayla yeniden gündemin zirvesine çıktı. İngiltere’nin önde gelen uzay bilimcilerinden, Londra Üniversite Akademisi (UCL) Fizik ve Astronomi Bölümü öğretim üyesi Profesör Dame Maggie Aderin-Pocock, evrende başka canlıların varlığından “kesinlikle emin” olduğunu açıkladı.
Ünlü bilim insanı, 2075 yılına kadar başka bir gezegende yaşamın izlerine dair tartışmasız bir kanıt bulunacağını öngördü. Bu keşfin ilkel mikrobiyal canlılardan, insanlıktan çok daha ileri bir teknolojiye sahip medeniyetlere kadar geniş bir yelpazede olabileceğini ifade etti.
Aderin-Pocock, evrende yaklaşık 200 milyar galaksi bulunduğunu hatırlatarak, yaşamın yalnızca Dünya’ya özgü olmasının mantıksız olduğunu vurguladı. Samanyolu Galaksisi’nde bile Güneş’e benzeyen yaklaşık 300 milyar yıldız bulunduğunu belirten profesör, bu yıldızların çevresindeki gezegenlerin artık gelişmiş teleskoplar sayesinde çok daha net gözlemlenebildiğini söyledi. Ünlü bilim insanı, evreni “olasılıklarla dolu dev bir okyanus” olarak tanımladı.

Yaşamın izleri şimdiden ortaya mı çıkıyor?
Bilim dünyası, bu beklentinin yalnızca teoriden ibaret olmadığını savunuyor. Dünya’dan 124 ışık yılı uzaklıktaki K2-18b adlı ötegezegenin atmosferinde, yalnızca canlı organizmalar tarafından üretilebilen bazı moleküllerin tespit edilmesi heyecan yarattı. Okyanuslarla kaplı olduğu düşünülen gezegenin, yaşam barındırıyor olabileceği değerlendiriliyor.
Benzer şekilde Mars’ta keşfedilen antik nehir yatakları ve sıra dışı izler, Kızıl Gezegen’de bir zamanlar yaşamın var olduğuna dair en güçlü kanıtlar arasında gösteriliyor. Aderin-Pocock, kesin sonuca ulaşmanın zor olduğunu kabul etse de, önümüzdeki 50 yıl içinde insanlığın bu soruya net bir yanıt alacağına inandığını söyledi.
“Uzaylılar yeşil adamlar değil, gri bir balçık olabilir”
Profesör, popüler kültürdeki “yeşil küçük adamlar” algısının gerçeği yansıtmadığını belirterek, ilk karşılaşmanın büyük ihtimalle ilkel, mikrobiyal veya balçık benzeri yaşam formlarıyla olacağını ifade etti. Ancak gelişmiş bir uygarlıkla temas ihtimaline karşı da uyarıda bulundu.
Herhangi bir yabancı yaşam formunun, insanlıkla temas kurmadan önce izole ortamlarda detaylı şekilde incelenmesi gerektiğini vurgulayan Aderin-Pocock, bu amaçla özel araştırma tesislerinin şimdiden planlandığını açıkladı.
Ünlü bilim insanının en dikkat çekici hayallerinden biri ise emekliliğini Mars’ta geçirmek. Aderin-Pocock’a göre uzay çalışmaları, insanlığı yalnızca bilimsel değil, felsefi olarak da yeni bir çağa taşıyacak ve bilimkurgunun bilimsel gerçeğe dönüştüğü bir dönemi başlatacak.