Bilim insanları, doğada şimdiye kadar bilinmeyen yeni bir doğal güneş koruyucu molekül keşfetti. Bu bileşiğin, aşırı sıcak ve zorlu ortamlarda yaşayan bazı mikroorganizmalar tarafından üretildiği ve zararlı ultraviyole (UV) ışınlarına karşı güçlü bir koruma sağladığı belirlendi.
Araştırmalar, bu özel maddenin ısıyı seven siyanobakteriler tarafından üretildiğini ortaya koydu. Mikroskobik bu canlılar, UV ışınlarına ve yüksek tuzluluk gibi stresli çevresel koşullara maruz kaldıklarında kendilerini korumak için özel bir molekül salgılıyor.
Yeni molekül: doğal ve güçlü bir UV kalkanı
Meijo Üniversitesi’nden Prof. Hakuto Kageyama ve Chulalongkorn Üniversitesi’nden Prof. Rungaroon Waditee-Sirisattha liderliğindeki ekip tarafından tanımlanan bu bileşiğe β-glukoz bağlı hidroksi mikosporin-sarkosin adı verildi.
Bu yeni molekülün öne çıkan özellikleri şöyle sıralanıyor:
• UV-A ve UV-B ışınlarını emebilme
• Hücreleri güneşin zararlı etkilerinden koruma
• Güçlü antioksidan etki
• Suda çözünebilme ve tamamen doğal yapı
Bu özellikler sayesinde molekül, güneş ışınlarının neden olduğu hücre hasarına karşı etkili bir savunma oluşturuyor.
Güneş kremlerine doğal bir alternatif olabilir
Günümüzde yaygın olarak kullanılan bazı kimyasal güneş kremleri, cilt tahrişi, alerjik reaksiyonlar ve çevresel zararlar gibi sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle bilim dünyası, doğal ve biyolojik olarak uyumlu alternatiflere yönelmiş durumda.
Yeni keşfedilen bu molekülün:
• Ciltle daha uyumlu olması
• Alerji riskini azaltma potansiyeli
• Çevreye zarar vermeyen güneş koruyucuların geliştirilmesine katkı sağlaması
gibi önemli avantajlar sunabileceği belirtiliyor.
Neden bu keşif bu kadar önemli?
Araştırmalar, bu doğal molekülün daha önce bilinen benzer maddelere kıyasla:
• Daha güçlü UV emilimi
• Daha yüksek serbest radikal temizleme kapasitesi
• Daha dayanıklı ve stabil bir yapı
sunduğunu gösteriyor. Bu özellikler, molekülü sadece güneş koruyucu ürünler için değil, aynı zamanda cilt bakımı ve yaşlanma karşıtı kozmetik ürünler için de son derece umut verici bir aday haline getiriyor.
Doğanın gizli potansiyeli
Bilim insanları, bu keşfin doğanın henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş büyük bir biyoteknolojik potansiyele sahip olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu vurguluyor. Aşırı koşullarda yaşayan mikroorganizmalar, insan sağlığı ve sürdürülebilir teknolojiler için beklenmedik çözümler sunabiliyor.
Araştırmacılar, bu doğal güneş koruyucu molekülün ilerleyen yıllarda çevre dostu, güvenli ve etkili güneş kremlerinin temel bileşenlerinden biri olabileceğini belirtiyor.