İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5444 %0.06
49,6681 %0.03
5.770,25 % 0,30
91.962,65 %-1.177
Ara
Muhalif. ADVERTORIAL Avrupa Konseyi YBYK Üyesi Zana Gümüş: “Balkanlar, Avrupa ile Türkiye Arasında Tarihsel Bir Eşik ve Ortak Hafızadır”

Avrupa Konseyi YBYK Üyesi Zana Gümüş: “Balkanlar, Avrupa ile Türkiye Arasında Tarihsel Bir Eşik ve Ortak Hafızadır”

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Üyesi Zana Gümüş, Bosna-Hersek’in Sırp Cumhuriyeti’nde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde görev aldığı uluslararası gözlem misyonuyla ilgili olarak gündeme ve bölgeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gümüş, Balkan coğrafyasının Avrupa’nın siyasi ve kültürel yapılanmasındaki rolüne dikkat çekerek, bölgenin tarihsel öneminin hala belirleyici olduğunu söyledi.

Okunma Süresi: 3 dk

“Balkanlar, doğu ile batının birbirini en fazla etkilediği bölgedir”

Gümüş, Türkiye ile Bosna-Hersek arasındaki ilişkilerin sadece diplomatik düzeyde değil, toplumsal ve tarihsel düzeyde de güçlü bağlara sahip olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Balkanlar, Avrupa kıtasında doğu ile batının birbirini en fazla etkilediği coğrafyadır. Bana göre Avrupa’nın sınırı Tuna’dan başlar; kuzeye doğru her adım Avrupa kültürünün farklı bir tonunu yansıtırken, güneye indiğinizde tarihsel olarak bize çok yakın bir kimlik ortaya çıkar. Bosna bu iki sınır arasında kalan, hem Avusturya-Macaristan geleneğinin hem Osmanlı hafızasının iç içe geçtiği bir bölgedir.”

Gümüş’e göre bu tarihsel derinlik, bugünün siyasi dinamiklerini anlamak açısından hâlâ belirleyiciliğini koruyor:

“Yüzyıllarca Avusturya ve Osmanlı arasındaki en kritik mücadele alanlarından biri olan Bosna, bugün de kültürel, siyasi ve toplumsal anlamda hem Avrupa’yı hem Türkiye’yi ilgilendiren bir sınır bölgesi niteliğini taşıyor. Bu nedenle burada yaşanan her gelişme aslında daha geniş bir tarihsel çerçeveye oturuyor.”

“Türkiye-Bosna Hersek ilişkilerinin temelinde ortak hafıza ve karşılıklı saygı var”

Gümüş, Türkiye’nin Bosna-Hersek ile olan ilişkilerinin yalnızca diplomatik protokollerle açıklanamayacağını ifade etti:

“Türkiye—Bosna-Hersek ilişkileri, karşılıklı saygı ve ortak hafızaya dayanır. Bosna’da atılan her siyasi adım, tarihi, dini ve kültürel birçok boyutu beraberinde getiriyor. Bizim bu süreçlere yaklaşımımız da duygusal bir bağ ile kurumsal sorumluluk arasında dengeli bir yerde duruyor.”

Gümüş, bu çerçevede uluslararası gözlem misyonlarının öneminin daha iyi anlaşıldığını belirtti.

Gümüş, Sırp Cumhuriyeti’nde gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin olarak, bölgenin siyasal yapısının dikkatle takip edilmesi gerektiğini belirtti:

“Republika Srpska, Bosna-Hersek’in genel siyasi dengelerini doğrudan etkileyen bir yapıya sahip. Bu nedenle burada yapılan seçimler yalnızca yerel bir süreç olarak değil, ülkenin bütününü ilgilendiren bir dönüm noktası olarak görülüyor. Gözlem misyonlarının temel amacı da seçim sürecinin şeffaflığını, güvenilirliğini ve uluslararası standartlara uygunluğunu yerinde değerlendirmek.”

“Seçim gözlemi sadece teknik bir süreç değildir; aynı zamanda barış ve güven inşasıdır”

Gümüş, Bosna-Hersek’te yürütülen gözlem misyonunun bölgedeki barışın korunmasına katkı sunduğunu vurgulayarak şu ifadeyi kullandı:

“Seçim gözlemi yalnızca teknik bir süreç değildir. Sandık güvenliği kadar, toplumların birbirine ve kurumlara duyduğu güveni de etkiler. Her gözlem misyonu, barışın ve demokratik işleyişin devamlılığına yapılan küçük ama anlamlı bir katkıdır.”

“Genç temsilcilerin uluslararası platformlarda yer alması doğal bir gelişme olmalı”

Gümüş, gençlerin uluslararası kurumlarda yer alma imkanlarına ilişkin olarak şunları söyledi:

“Ben şu anda Kongre’nin en genç seçilmiş üyelerinden biriyim. Bu tabii ki önemli bir sorumluluk ama Avrupa Konseyi’nde sadece seçilmişlerden oluşan siyasi bir temsilcilik yok. Her ülkeden gençlerin başvurabildiği gençlik delegeliği programları da var. Aslında uluslararası kurumlara adım atmak sanıldığı kadar uzak değil. İlgi duyan gençlerin bu tür programları takip etmesi ve başvurmaktan çekinmemesi gerçekten çok şey değiştiriyor. Bir anda kendinizi farklı ülkeleri, farklı sistemleri yakından gözlemlerken bulabiliyorsunuz.”

 

Zana Gümüş Kimdir?

Zana Gümüş, İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunudur. Lisansüstü eğitimini University of Leicester'da sürdürmüş olup Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında doktora çalışmalarına devam etmektedir. Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'nde Türkiye'yi temsil etmekte, Sarıyer Belediye Meclis Üyesi olarak görev yapmaktadır. Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi'nde de çalışmalarını sürdürmektedir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *