Sedat Peker ve Lavman

Bugünlerde Youtube videolarında ve TV’lerdeki tartışma programlarında sıkça kullanılan iki cümle var. “Türkiye Sedat Peker sayesinde bağırsaklarını temizliyor. Bağırsaklarda biriken bütün pislikler ortalığa dökülüyor. “

Üstünüze afiyet. Ailemde ve yakın dost çevremde kabızlık rahatsızlığı çeken pek çok insan var. Çoğu bu rahatsızlığı tıbbi yollardan tedavi ettirmek yerine müshil, müleyyin (laksatif) almayı, o da fayda etmezse lavmana baş vurmayı tercih ediyor. Kabızlığın ne demek olduğunu ve lavmanı anlatmadan önce aklıma gelen bir hikâyeyi sizinle paylaşmak istiyorum. 

Adamın birinin oğlu kabızlıktan muzdaripmiş. Öylesine ki haftalarca dışkısını yapamaz, karın ağrıları içinde kıvranırmış. Adamcağız sonunda oğlunu doktora götürmüş. Doktorun koyduğu teşhis tabii ki kabızlıkmış ama önce çocuğa lavman yapılması gerekiyormuş. Lavman yapılmış. Çocuk yarım saat sonra tuvalete koşmuş ve bir güzel def-i hacet etmiş. Bir rahat bir rahat. Babası demiş ki: “Oğlum rahatladın. Beni ne kadar seviyorsun?” Oğuldan cevap: “Babacığım, seni dışkım kadar seviyorum.”

Bir de 16. Yüzyıl'da yaşamış Fransa Kralı Birinci François’nın kabızlık sorununu bir tıp dergisinde okumuştum. Onaltıncı yüzyılda müshil ilaçları ve lavman bilinmediği için Kral François haftalarca bağırsak ağrıları içinde kıvranır, sonunda Louvre Sarayı’nın (Bugün Louvre Müzesi) ortalık yerine dışkısını boşaltınca saray erkanı, “Kralımız dışkıladı. Kralımız çok yaşasın” diye alkış tutarmış. 

Sarayın yerlerinin nasıl ve neyle temizlendiği yazıda yoktu. Ancak rivayet odur ki Birinci François’dan sonra tahta oturan diğer Fransa krallarının, özellikle de Güneş Kral (Roi Soleil) lakaplı 14. Louis’nin sudan çok korktuğu ve temizliğine özen göstermediği için sarayın içini çok pis kokuların sardığı, bugün hepimizin bayıla bayıla kullandığı Fransız parfümlerinin o pis kokuları bastırmak amacıyla icat edildiği söylenir. 

Şimdi gelelim kabızlığa... Bir hastanenin sağlık rehberinde kabızlık başlığı altında şunlar yazıyor:
“Kabızlık, diğer adıyla konstipasyon, bağırsak hareketlerinin yavaş olması sebebiyle haftada üç veya daha az sayıda dışkılama durumuna verilen isimdir. Dışkılama güçlüğü, dışkının tam boşalmaması, ağrılı dışkılama ve şişkinlik gibi olumsuz durumlara yol açan kabızlık bağırsak bozuklukları arasında yaygın olarak ortaya çıkmaktadır. Kabızlık bazen tıkayıcı tipte, bazen de bağırsak hareketlerinde yavaşlama olarak görülebilir. 
Yaşam koşulları ve beslenme şekilleri kadın, erkek, bebek, çocuk ve yetişkinlerde kabızlık rahatsızlığının görülmesine sebep olabilmektedir. Bu duruma iyi gelen besinlerin yanı sıra ilaçlar da bulunmaktadır. İleri derecede kabızlık görülen durumlarda ise ilaç kullanmak gerekebilir. 
Uzun süreli kabızlık durumlarının altında ciddi sağlık sorunları yatıyor olabilir. Kabızlıkla birlikte karın ağrısı, kilo kaybı, makattan kan gelmesi gibi belirtileri varsa kolonoskopi ve laboratuvar testleriyle bu soruna yol açan neden araştırılmalı ve tedavisi de ona göre yapılmalıdır…”

Lavman ise tıbben şöyle tarif ediliyor:
”Bağırsakların boşaltılması amacıyla rektuma sıvı gönderilmesi işlemidir. Bağırsakların muayenesi ya da ilaçla tedavisi için uygulanabilir. Şiddetli kabızlık tedavisinde, kolonu etkileyen sağlık problemlerinin tedavisinde, kanser taramaları öncesinde doktorunuz tarafından önerilebilir. Şiddetli kabızlık gibi bazı rahatsızlıkların tedavisinde etkili olsa da düzenli kullanımı ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir… “

Gördüğünüz gibi müshil ilaçları ve lavman kabızlık tedavisinde palyatif önlemler. Sedat Peker’in kıyısından, ucundan yaptığı açıklamalar gibi... Yani Sedat Peker’in Türkiye Cumhuriyeti rejiminin bağırsaklarını şimdilik, geçici olarak boşalttığı kısmen doğru. Yalnız bu pis kokular ortalığa saçılırken onları bastıracak hiçbir Fransız parfümünün etkili olamayacağı, öylesine ağır kokulu bir parfümün henüz üretilmediği uzmanların görüşü. O bağırsaklarda hala toksik maddeler temizlenmemiş. Kalıntılar olduğu gibi duruyor. Ciddi tedaviye ihtiyaç var. O tedavi yöntemine de işin uzmanı doktorlar nuh nebiden kalma İttihatçı kafaların içini boşaltmakla başlayabilirler kanısındayım. 

İttihatçı zihniyet Ankara’nın tepesinde çöreklendiği sürece ne bağırsak temizlenir ne de Türkiye düzlüğe çıkar!