Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu


Saldım Çayıra Mevlam Kayıra

Saldım Çayıra Mevlam Kayıra

Bizde bu söz, başıbozukluk, yönetimsizlik, yönetim bilgisizliği ve eksikliği anlamında kullanılır. Ya da artık bir olaydan, bir şeyden, bir insandan umut kesildiği zaman “Doktor ne yerse yesin dedi” diye söyleniriz. Son aylarda Türkiye’nin görünümü ve durumu sanıyorum bu bizim özdeyişlerdekilere çok benziyor. Hele de pandemi yönetimi konusunda. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Tam kapanma derken, yarı kapanma mı, yoksa dörtte bir kapanma mı anlayan beri gelsin.

Tam kapanma derken gene olan küçük esnafa oluyor. Kepenklerini indirmek zorunda kalıyorlar. Sözüm ona küçük esnafı koruma, haksız rekabeti önleme adına büyük market zincirlerinde kadın bezinden diş macununa, içkiden kırtasiye malzemelerine satış yasakları getiriliyor. Sonra bunlar serbest yasaklamadık ki gibi açıklamalar yapılıyor…
Bu arada içki demişken, Tekel bayilerine de fena gözdağı veriliyor. Ama Türk halkı bu! Yasak masak dinler mi? Ne kadar yasaklasan talep o kadar artar.

Nitekim tam kapanma dönemi öncesi içki satışları ve içkiden kesilen ÖTV oranı öyle bir artmış ki tavan yapmış. Buyurun gazete haberlerinden aktarıyorum:

“Hazine ve Maliye Bakanlığı merkezi yönetim bütçesi nisan ayında 16,9 milyar lira açık verdi. Bu rakam geçen yıl nisan ayında 43,2 milyar liraydı. Nisanda vergi gelirlerinin yüzde 55 gibi önemli bir yükselişle 76,3 milyar lira olduğu açıklandı. Bu artışta yüzde 257 artan harçlar, yüzde 213 tırmanan kurumlar vergisi, yüzde 146 ithalde alınan KDV’nin rolü büyük oldu. 

Ancak geçen yıl mart ve nisan aylarını hatırlarsak yeni başlayan pandemi nedeniyle ekonomik hayat neredeyse durmuştu. Buna bağlı olarak da vergi gelirleri dibe vurmuştu. İşte bu nedenle bu astronomik artışları dikkate almamakta yarar var. Mart ve Nisan aylarını karşılaştırdığımızda bir tek dahilde alınan KDV’de yüzde 105 yükseliş dikkat çekiyor. Dahilde alınan KDV mart ayında 4,7 milyar lirayken nisanda 9,6 milyar liraya çıktı. Bunun nedeninin tam kapanma ve Ramazan ayı öncesi artan alışverişin yanı sıra geçmiş 3 aylık verginin ödemelerinin nisana rastlaması etkili oldu. 

Ancak bütçenin ayrıntıları Türkiye’de kısa süre önce tartışma konusu olmuş bir olayın sonuçlarını ortaya koydu. Tam kapanmayla birlikte getirildiği söylenen alkol satış yasağı Türkiye’de çok konuşulmuş ve 26 nisandan itibaren de gündemin birinci sırasına oturmuştu. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe rakamları tam kapanma öncesi tartışma konusu olan alkol satış yasağının, yasak öncesi 3-4 günde alkollü ürün satışını adeta patlattığını ortaya koydu. Çünkü tam kapanmanın ilan edildiği nisan ayında alkollü içeceklerden alınan ÖTV geçen yılın nisan ayına göre yüzde 63, bu yılın mart ayına göre yüzde 32 tırmanarak 1,5 milyar lirayı buldu. 

Yılın ilk dört aylık dönemine baktığımızda ise 2021 yılı Ocak-Nisan döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 432 milyar lira, bütçe gelirleri 437,9 milyar lira ve bütçe fazlası 5,9 milyar lira oldu. Yani bu yılın ilk dört ayında bütçe gelirleri yüzde 36,4 oranında artmış. “

Uygar dünya ülkelerinin hiçbirinde, pandemi döneminde içki satışı yasağı konmazken, pandeminin içkiyle hiç bir bilimsel bağlantısı tespit edilmemişken Türkiye’de böyle bir uygulama yapılabiliyor. Kime? Neye Göre? Ne gerekçeyle? Tam kapanma genelgesinde böyle bir yasak yer almazken İçişleri Bakanlığı genelgesinde içki satışı yasak ilan ediliyor. Kimin ne yaptığı belli değil. Acaba diyorum, Sayın İçişleri Bakanımız kendine göre suç tanımları icat edip “Bu bana göre suç” derken içki satışını da kendine göre suç kapsamına mı aldı?

Ama tabii bu hükümetin, hatta kurucu babalarının hiç unutmamaları gereken bir husus var. Hatta o husustan kendileri yıllarca çok yararlanıp nemalanmışlardı.  Bu ülkede neyi yasaklarsanız ona talep çok artar. Ha, belki bütçe açığını kapatmak için yasaklanan içkiye talebin patlama yapacağını hesaplamış olabilirsiniz. Ama başka bir husus daha var. Aşırı baskı da infiale neden olur. 

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar