Murat Bayar

Murat Bayar


OGS-HGS kredi kartına dadanırken... 

OGS-HGS kredi kartına dadanırken... 

Sosyal medyada da OGS-HGS cihazlarının yaptığı otomatik tahsilat ile ilgili şikayetler artmış, hatta “Köprü ya da turnikelerde iki kez ücretlendirme mi yapılıyor?” diye sorulmuştu. 

Değerli Gazeteci Can Ataklı ile bu konuyu görüşmek üzere buluşma yerine giderken, kapım çaldı. Kurye, “trafik cezanız var!” dedi. 

88 KM’Yİ HER GEÇENE CEZA MI KESİLİYOR? 

D 100 Karayolu’ndan, geçerken 97 km hız yapmışım.  

İstanbul’u bilmeyenler için şöyle ifade edeyim. Büyükçekmece’den Levent’e 50 km’lik güzergâh sizi turnikeden ücret ödemeye mecbur bırakır. Ücret ödeyerek girdiğiniz 4 şeritli özel yolun hız sınırı da Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nce 80 km. olarak belirlenmiş.   
Ancak, ana kural yerleşim yeri dışında 90-110 km hız yapılabileceğini söylüyor.  
İşte birbiriyle çelişen bu iki kural nedeniyle, söz konusu ceza pek uygulanmıyormuş. 

Diyeceksiniz ki, yerleşim yeri dışındaki bu yolda 88 km’yi geçen herkese ceza mı kesiliyor? 
Ben de aynı soruyu, her gün bu yolu kullanmak zorunda olan, iş dünyasından üç isme sordum. Yanıtları, durumun hiç öyle olmadığını gösteriyordu: 
“Ne 97’si, ne 107’si, ne 117’si...”  

Yani D 100 karayolunda, 88 km’yi geçen tüm araçlara neden standart bir ceza uygulanmadığı da bir muamma! 

Şişli Okmeydanı’ndaki tünelde hız sınırı 30 km. olarak belirlenmiş. 46 km ile giderseniz, hız sınırını yüzde 50’den fazla aşmaktan 1.335 lira ceza öngörülüyor. (bugüne kadar uygulanmamış olsa da dikkat edin) 

Tüm bunları düşünerek, Nişantaşı’nda Galatasaray İlkokulu’nun arka kapısının önünden geçerken, son 19 yıldır olduğu gibi çift şeritli yolun, hatalı parklanmalarla trafiğe kapalı olduğunu gördüm. -bu bölgeye çekicinin gelmediğini öğrenince, birkaç kez durumu görselleriyle emniyete bildirmiş, ama hiçbir sonuç alamamıştım- 
Çevre esnafa göre, çekicinin gelmediği bu “kurtarılmış” alanın arkasında GS İlkokulu, kimine göreyse, hatırlı tekstil sektörü temsilcileri var. Kim bilir! 

Yolu uzatarak, geçtiğim diğer yol, zorunlu tercih olmaktan dolayı iyice şişmişti.  
Ters yönden gelen moto kurye ile burun buruna çarpışmamak için kaldırıma çıkmak istediysem de oraya da park etmiş bir minibüs vardı. Müteahhitler, tüm İstanbul’da olduğu gibi burada da binaların inşaatı için belediyeye otopark harcı ödeyip, otopark yapmamışlardı. Bu yüzden oluşan trafikte hata, sadece hatalı parklananın değil, sistemindi. 

Sonra tek yönlü trafikte ters yoldan gelen resmi plakalı kamu araçları için, geri geri çıkmak zorunda kalıp, aracın jantını kaldırım kenarına sürterken, trafiği işgal ederek kurulan pazarda, yola bebek arabasıyla atlayan kişiye çarpmamak için sert bir fren yapmak zorunda kalmıştım. Neyse ki tehlikeye attığı pazar sebzeleriymiş. 

Şişli’yi Kağıthane’ye bağlayan dar bir yoldan geçerken, karşıdan gelen araçla birimizin ters yoldan geldiğini düşündüm.  
Değilmiş!  
Tek bir arabanın zor gireceği bu yol çift şeritliymiş, böyle durumlarda ise bir centilmenin yol vermesi gerekiyormuş.  

Sokak kısıtı var, Ortaköy’den geçiyoruz. Yanımda Gazeteci S.G. olduğu halde 200 metre arayla kontrol noktasında da görevli memur durdurunca, her defasında kemeri çözüp, arkadaki çantadan basın kartımı gösteriyorum. Üçüncü noktada da aynı şey olunca, Gazeteci S.G. İstanbul’da kontrol sadece deniz kenarında mı yapılıyor, diye sordu!  
Sorudan rahatsız olan memurun yanıtı öğreticiydi: “Kemerini çözmüşsün ceza yazacağım.”  
Kemerin durduktan sonra çözüldüğünü bizi durduran ilk memur da ifade ettiyse de cezadan kurtulamadık. 

Başka bir olayda ise değerli meslektaşım C.A’nın önünde, niye durduğunu bilmediği araca korna çaldıktan sonra, denetim yapan görevlinin kızarak ceza yazdığını, anlatması ile gerek trafik cezalarında, gerekse OGS ve HGS’nin kredi kartımıza dadanması konusunda hassas bir döneme girildiğini anladım. 

Otomatik Geçiş ve Hızlı Geçiş Sistemi anlamına gelen ve arabaların camına yapıştırılan cihazlar hayatımıza girdiğinde, turnike ve köprü gibi özel yollardaki geçiş ücretlerinde indirim yapan sistem olarak tanıtılmıştı. 
Yani, ne güzel bu cihazla daha ucuza geçeceğiz, diye sevinmiştik! 
Sonra bu cihazı aldığınız bankadan kredi kartı alma zorunluluğu getirildi. 
Yani, artık hesabınızda para var ya da yok, sistem gerektiğinde sizi faiziyle borçlandırıp, cihaz belli bir bakiyeye geldiğinde, kredi kartınızdan otomatik bir parayı çekmeye programlanmıştı. 
Başka bir ifadeyle, OGS-HGS sahibi tüm bu geçişlerde sistem için garanti paraydı. Ancak bu bile size “kaçak” muamelesi yapılmasını engellemiyordu. 

Can Ataklı, sınır kapılarından bir kereye mahsus Türkiye’den geçen yabancı plakalı tırların kaçak geçiş yaptığını, motorsiklet sürücülerinin plakalarını örterek, turnikeyi geçtiklerini, buna karşın cezanın kayıtlı ‘OGS’li, ‘HGS’li sürücüye kesildiğini anlatıyor. Ataklı’nın HGS hesabına da 10 bin liranın üzerinde bir borç gönderilmiş. 

Kasım 2020’de bu yönde haberler okuyunca, kontrol ettiğim OGS geçişlerimin bir kısmının cezalı tahakkuk ettirildiğini, bir kısımının ise o gün, trafiğe hiç çıkmayan kameralı kapalı otoparktaki araç için iki dakikada defalarca köprüyü geçmiş gibi ücretlendirilmeye gidildiğini görüp, itiraz etmiştim. O günlerde, OGS müşteri hizmetlerine ulaşabiliyordunuz. Ve işler hızlansın diye 300 TL’lik haksız tahsil edilen rakamla ilgili, belgeleriyle ve elden götürdüğüm itirazıma yaklaşık üç, dört ay sonra 89 lira iade yapılmıştı. Uzun süren bürokrasi ise beni yıldırmış, kalan bakiyeden vazgeçmiştim. Bu durumda olan çok sayıda vatandaş bulunuyormuş. 

Gazeteci Ataklı 48 dakika telefonda beklediğini söylemişti. Ben aradığımda ise sistem 311. sırada olduğumu belirtiyordu. OGS şikayetlerinde nasıl bir patlama yaşanmışsa, telefonlar kilitlenmişti. 

GECİKME CİDDİ KAMUSAL AYIPLI HİZMETTİR! 

TBF (Tüketici Birliği Federasyonu) Genel Başkanı Av. Bülent Deniz, öncelikle müşteri hizmetlerine bu denli gecikmeli erişimin kabul edilemeyeceğini belirtiyor. 
Durumdan vazife çıkartan TBF, yazı yayına hazırlanırken, OGS ve HGS ile ilgili müşteri hizmetlerini Türkiye’nin farklı yerlerinden aradı. 
Gecikme ciddi kamusal ayıplı hizmettir, diyen TBF Başkanı Deniz, sonuçları Kamu Denetçiliği Kurumu’na da iletecek. 

Avukat Deniz, mağdur vatandaşın en azından iş gücü kaybı ile muhatap olduğunu belirterek, Avrasya geçişinde de sorunlar yaşandığını anlatıyor: 
“Avrasya geçişinde cezalı geçişi SMS ile bildiriyorlar. Ama telefon vatandaşın adına değilse mesaj ulaşmamış oluyor. 
Vatandaşlar açısından da haksız tahakkuklar var.  
İcrayı ödemeyip, gelen kâğıda 7 gün içinde itiraz ettiyseniz ve ilişkili bankada hesabınız ya da kredi kartınız var ise mahkeme sizi haklı bulacaktır.” 

DAVA AÇARSANIZ, KAZANIRSINIZ 

TBF Genel Başkanı Deniz, bu konuda açılacak davayı tüketicinin kazanacağını ve HGS/OGS’nin idari para cezası olarak görüleceğini belirtiyor. 

Sürücülerin üzerine ceza yağdırılıp, yapılandırma 30 Ağustos’a kadar esnetilince, vatandaş cezaya itiraz etmiyor, yapılandırmadan yararlanayım, diyor.  

Bir ülkede demokratik durum ne olursa olsun, kaosa karşı trafik kuralları ayakta tutulmaya çalışılır.  
Çünkü, kuralların son kalesidir trafik! 
“Mahkemelerin, hak arayışına cevap veremediği yerde, hukuk dışı arayışlar başlar.” Bu sözler T.C. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın. 

Türkiye’de oyun bitiyor.  

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar