Değerli dostlar,
Hepimizin nefes alması, ülkemizin gerçek gündemini takip edebilmesi ve gelecekten ümitlenmesi için çok önemli bir platform olan Muhalif haber sitemize, uzun süredir yazılarımı gönderememiştim. Bu arada ülkemizde siyasi, hukuki, sosyal birçok olay oldu.
Tüm bunların yanında bir de Muhalif platformu olarak ailemizin bir üyesini kaybettik. Öncelikle Fatma Çiğdem AYDIN kardeşimizin nurlar içinde uyuduğunu biliyor ve bir de buradan tüm ailesine sevenlerine başınız/başımız sağ olsun diyorum.
HELALLEŞME
Ülkemizde, son 19 yılda, başlangıç yıllarında yalandan/gönülsüz, gizli niyetlerini maskelemek ve gerçek niyetlerini hayata geçirebilmek için zaman kazanmaya dönük kısmi iyileştirmelerle bazı kesimlerin gözlerini boyamayı başarmışlardı. Ancak şimdi burada tek tek yazmaya kalkışsak bir makaleyi çok çok aşacak ve birçok kitaba konu olmuş, şantajcı demokrasi, tehdit demokrasisi ve hatta linç demokrasisi diyebileceğimiz birbirine geçmiş, iç içe, bu dünyada hiçbir demokratik ülkelerde eşi benzeri olmayan, tanımlanması imkansız ve çok tehlikeli bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız.
Bu tehlikeli duruma karşı, CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU, sürekli tekrarladığı hukukunun üstünlüğünün sağlanacağı, eşit ve adil, demokratik bir yönetim vaatlerine, bir de şimdi tüm toplumun barışmasını, kucaklaşmasını, kaderde ve kederde birlikteliğini sağlamaya, birlikte yaşamaya ait istek ve arzuyu artırmaya dönük “Helalleşme” vakti diyerek, ülkenin ekonomik, siyasi, iç ve dış güvenlik açılarından ne kadar zor durumda olduğu, artık tehlikede olanın Cumhuriyet olduğu hususunda toplumun tüm kesimlerini uyarmış ve CHP’nin, kurduğu cumhuriyeti, dostlarıyla birlikte şimdi de kurtaracağını tüm Dünyaya haykırmaktadır.
CHP Cumhuriyeti kuran parti olarak, nasıl eskinin olumlu veya olumsuz tüm miraslarını devralarak yeni ve güçlü bir devlet kurmuş ise, şimdi de 2’inci yüzyıl vizyonu ile, kendi iktidarları döneminde olsun veya olmasın, olumlu ve/veya olumsuz tüm uygulamaların sorumluluğuna alarak birlik ve beraberliğe çağrı yapmaktadır. Burada helalleşmeden anlaşılacak olan, dertleşme, gönül alma ve bir daha aynı şeylerin yaşanmaması için dersler çıkarmadır. Bu barışmaya davettir. Bu kendine, tarihine güvenen bir kişi ve kurumun yapabileceği, cesaret edebileceği bir meydan okumadır. Yıllarca Türkiye Cumhuriyeti’ni içine sindiremeyen, bu ülkeyi kuran kahramanlar ve kurucu ilkeler hakkında her türlü yalan ve iftiralarla halkı kandıranlara yalanlarınızla ve iftiralarınızla gelin, yüzleşelim demektir bu “Helalleşme” çağrısı.
ACİLEN BARIŞ
Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU helalleşelim diyerek, tüm mazlumlar adına konuşmaktadır, değil mi Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi, o zaman bu helalleşmek CHP’ye düşmez mi, bu ülkeyi bir sürü olumsuz yüklerinden kurtarmak, düğüm hale gelmiş sorunları çözmek, tüm toplum kesimleri arasında barışı sağlamak, milleti birbirinden razı hale getirmek.
Bunları, CHP’den değil de kimden beleyeceğiz, toplumu ayrıştıran, kavga ettiren, türlü kumpaslarla gerçek vatanseverleri özgürlüklerinden yoksun bırakan, tavşana kaç tazıya tut diyen, mal mülk ve servet gözünü bürümüş, aç gözlülükte ve zalimlikte sınırları olmayan, kendi bekalarını ülkenin bekası sananlardan mı bekleyeceğiz.
Atamız “Yurt da Barış dünya da Barış” demedi mi, işte barışacağız, hem içerde hem dışarda, inancımızda da kavga edenleri barıştırın, küskünleri barıştırın denmiyor mu, işte bunun anahtarı Helalleşmektir. Kin ve nefret yerine sevgi ve saygıyı hakim kılmak gereklidir.
Çorumlu Ozanımız ÂŞIK BORANİ’nin dediği gibi, insan ümmül kitaptır, açıp okunmalı, gönül tezgahında sevgi dokunmalı, kin kibir ve nefret kalplerinden atılmalıdır. Başkasını bir dertten kurtardık mı, anlayacağız ki biz de bir derdimizden kurtulmuşuz, birbirimizin yarasına merhem olmazsak yaralarımızın kanamasını nasıl durdurabiliriz, yeni yaraların açılmasını nasıl önleyebiliriz.
KÜSLÜKLERİN, DARGINLIKLARIN BİTİRİLME, BİRLİK VE BERABERLİK ZAMANI
Bu nedenle Sayın KILIÇDAROĞLU’nun helalleşelim demesi, en çok zalimleri korkutacaktır, zulümleriyle yüzleşmek, mağdur ettikleriyle yüz yüze gelmek onların kıyameti olacaktır. Cumhuriyetimizin 2’nci yüz yılında Kuruluş felsefemizim ışığında, yeniden birlik ve beraberliği gerçekleştirmiş, tüm vatandaşları huzurlu, mutlu ve refah içinde olan, dünya ile barışık bir Türkiye için çıkılan bu yolda, meydanların merdi tüm yoldaşlarımız azim ve kararlılıkla mücadeleden, garip ve mazlum gönüllere mihman olmaktan asla vazgeçmeyeceklerdir.
Milletçe dayanışmayı ve birlikteliği sağlamadıkça bunların hiçbiri mümkün değildir. Bizi ayrıştıran, bölen ve düşmanlaştıran propagandalara karşı durmak için birbirimizle konuşmamızın, birbirimizi dinlemenin, helalleşmenin zamanıdır artık.
Büyük Ozanımızın çağrısına uyup, gelin canlar bir olalım, özü öze bağlayalım, sular gibi çağlayalım, sevginin barışın sancağını açalım, Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’nun başlattığı dostluk-kardeşlik yürüyüşüne katılalım.
Guzel ve ikna edici bir yazi. Hatta okudugum ve dinledigim, helallesmeye dair en umit verici yazi. Anca yasanan magdurluklar ve magdurlar unutulmamali. Belediyelerdeki gibi olmasin
Merhaba... Makaleyi biraz gecikmeli de olsa okudum. Mehmet bey yazınız için teşekkür ederiz. Umarım kemal bey gerçekten sizin gibi düşünüyordur. Ancak mağdurların hassasiyeti ve uğradıkları haksızlıklar unutulmaz.
Gönlüne sağlık başkanım. Helallik, Bundan güzel açıklanamazdı.
Başkanım kaleminizden çıkan bu yazıyı zevkle okudum.Genel başkanımızın bu çıkışını yürekten destekliyorum.Saygilarimla
Yazınızı çok beğendim. Ülkenin, birbirini ötelemeyen ve farklılıkları kabul eden insanların ve duyguların öne çıkmasına ihtiyacı var. Sayın Kılıçdaroğlu bunun kapısını açtı. Siz de bunu çok güzel açıklamış be özetlemişsiniz. Kaleminiz çok iyi.
Helalleşmeyi boyle okumak sureci dogru anlamama cok yardimci oldu. Tesekkur ederiz. Dil ve uslup cok estetik ve anlasilir olmus.
Başkanım harika bir yazı olmuş. Kaleminize ve yüreğinize sağlık.
Tekrar hoşgeldiniz. Yaziniz için tesekkur ederiz. Gonul tezgahinda sevgi dokuyalim, kumasimiz insan bizim...