Sara Aydın

Sara Aydın


ATATÜRK HAVALİMANI ; Yeşilköy Bahçesi

ATATÜRK HAVALİMANI ; Yeşilköy Bahçesi

Milllet Bahçesi olarak planlanan ve ihalesi yapılan, törenlerle duyurusu yapılan Atatürk Havalimanı Bahçesi projesine biraz farklı bir açıdan bakalım.
2010 yılının sonlarına doğru… İstanbul Havalimanı için hafriyat çalışmaları başlamış ve hafriyat kamyonları yıllarca sürecek işlerini yapıyorlar. Bu arada İstanbul Havalimanının çevresinde, hem alıcısı hem satıcısı belli olan arsalar araziler için, sadece aracılık yapmamı isteyen, yüksek komisyon oranları teklif eden; gizli kalmak isteyen, şimdi isimlerini bile hatırlamadığım kişileri kibarca ofisimden kovuyorum, kapıdan çıkıp bacadan giriyorlar.
Yine yaklaşık aynı zamanlarda,  referans ile bir şirket bana ulaşıyor. Basın Ekspres yolunda, şirket merkezlerinin bulunduğu bina ve arsayı satmak istediklerini, zor durumda olduklarını söyleyip görüşmek istiyorlar. Görüşmeyi yaptıktan sonra, bölge ile ilgili araştırmalara başlıyorum. 
O dönemde, bu bölgedeki otel projeleri yeni yeni başlamış, açılan oteller de var. Tam ben araştırmalara başlamış, bir yandan da müşteri görüşmeleri yapmaya başlamış iken, bölgede otel yapmak isteyen, başka sektörde faaliyet gösteren bir şirket benimle iletişime geçiyor. Sonradan iyi ki de almamışlar ve iyi ki böyle bir satışa aracılık etmemişim dediğim arsa için müşteri ile görüşmelere başlıyoruz. Arsayı almak için çok heyecanlı, çok istekliler… Nedenini anlamaya çalışıp hayırdır inşallah diyorum. Görüşmeleri hızlandırmak istiyorlar, fiyat teklifi veriyorlar, ama arsanın değerinin çok altında teklif verdikleri için satışı kabul etmiyoruz ve gerçekleşmiyor.
Gelelim, o sırada bölge ile ilgili yaptığım araştırmalara…
Bir proje olduğunu öğreniyorum.
Projeye göre, Basın Express Yolunun Ayamama deresi tarafı tamamen turizm ve ticaret alanı olarak imarı öngörülüyor. Turizmle ilgili, sağlık turizminin ön plana çıkarılacağı, İstanbul’ un bu bölgesinin, Atatürk Havalimanın da bulunduğu alanı kapsayacak şekilde, uluslararası bir sağlık merkezi olacağı, eh aralara biraz yeşil alan serpiştirileceği, derenin ıslah edilerek, Atatürk Havalimanı çevresinden Marmara Denizine kadar, turistik saltanat kayıklarının sefer eyleyeceği, teknelerin bölgede yapılacak otellere hizmet edeceği vs. gibi bir proje gündemde… 
Tekrar yazayım;  yıl 2010 – 2011 civarı...
Şimdi gelelim 2022’ ye…. İstanbul Havalimanı faaliyette, Atatürk Havalimanına bir pandemi hastanesi yapılmış, dünyanın en büyük parklarından birisi olma iddiası ile yıkımına başlanmış ve ilk fidanlar dikilmiş. Özellikle son bir aydır gündemde olan konu için söylenenler çok.
Evet, belki şehir merkezinde bu kadar yoğun bir havalimanı olmamalı,
Evet, olası bir deprem için büyük bir toplanma ihtiyacı var, doğru,
Evet, İstanbul’ un böyle büyük şehir parklarına da ihtiyacı var doğru.

AMA…
Ama ile başlayan çok soru var Atatürk havalimanı yeni projesi için. Projeyi eleştirenlerin haklı gerekçeleri var. Hem teknik açıdan, hem kullanım açısından, hem mimari ve şehircilik açısından haklı gerekçeler…
Bu noktada, bir başka kocaman “AMA” daha çıkıyor karşımıza. Bugün, “ Millet Bahçesi” projesine itiraz eden siyasetçiler, neredeyse 10 yıl öncesinden ayak sesini duyurmaya başlayan proje için  - söylenti bile olsa, benim duyduğumu onların da zaten bildiğini varsayarak-  o zaman da itiraz etmişler midir merak ediyorum. Yoksa şimdilerde konu gündemde olduğu için bunu bir siyaset malzemesi olarak mı kullanıyorlar, bunu da çok merak ediyorum.
Amaç, İstanbul için, İstanbul halkı için doğru bir proje üretilmesi ise, hem projeyi yapanların, hem projeye itiraz edenlerin bu konuyu daha doğru düzgün şekilde ele alması gerekmez mi? Gerekmez miydi?
Her zamanki gibi filler tepişirken çimenler eziliyor, herkes yine bildiğini okuyor, olan yine İstanbul’ a ve Türkiye’ ye oluyor.


 

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar