Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu


Ankara-Washington İlişkilerinde Büyük Sınav

Ankara-Washington İlişkilerinde Büyük Sınav

Bugün Ankara’da heyecan havası hakim.  Biraz da tedirgin bir bekleyiş var, diyelim. Acaba Demokrat Partili Joe Biden, seçim kampanyası sırasında verdiği sözü tutacak ve 24 Nisan tarihini Ermeni soykırımı olarak ilan eden ilk ABD Başkanı mı olacak? Biden’ın yardımcısı Kamala Harris’in, göreve gelmeden önce ve sonrasında yaptığı faaliyetlere, California eyaletindeki kalabalık Ermeni seçmen topluluğuna bulunduğu vaadlere bakılacak olursa Ermeni soykırımı ABD devleti tarafından resmen tanınacak gibi görünüyor, son anda araya ricacı birileri girip karar değişikliğine sebep olmazlarsa tabii. Siyaset bu. Her şey mümkün.

Yalnız hatırlatmakta yarar var. Biden’dan önceki ABD Başkanlarından Barack Obama da göreve gelişinin ilk yılında Ermeni soykırımını “Büyük Felaket – “Meds Yeghern” olarak ilan etmiş, Ankara’da yer yerinden oynamıştı. 2019’da da ne kadar bu konudan uzak durmaya çalışsa da Başkan Trump döneminde Demokrat Parti ağırlıklı Temsilciler Meclisi’nde “Ermeni soykırımı” resmen kabul edilmişti.

Ankara-Washington ilişkilerinde yeni bir gerginlik noktası olarak ortaya çıkan Ermeni soykırımı yıl dönümü nedeniyle Washington merkezli Al Monitor haber sitesinde ilginç bir yazı yayımlandı. Yazıda Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jen Psaki’nin; Biden, Ermeni soykırımını tanıyan başkan olacak mı, sorusuna şöyle bir cevap verildiği belirtiliyor:
“Başkan’ın bu konuda söyleyecek daha çok sözü var…”

Bu yorumdan kısa bir süre önce de Kongre’deki Ermeni lobisi 100 imza toplayarak Biden’a seçim kampanyasında verdiği sözleri tutma çağrısında bulunmuştu. Al Monitor’un yazısından anlatımımıza devam edelim.
Yazıya göre Washington’daki tanınmış düşünce kuruluşu Middle East Institute’nun Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Gönül Tol şu yorumda bulunuyor:
“Barack Obama dahil pek çok eski başkan benzer açıklamalar yaptılar. Ama hiçbiri bunu Amerikan devletinin resmî politikası haline getirmedi. Nedeni de Türkiye’yle ilişkileri yıpratmamaktı. Amerikan kuvvetleri İncirlik Üssü’nü Suriye’ye askeri operasyonlar için kullanıyordu. Ancak bugünkü dinamikler artık Amerikan çıkarlarına olabilecek riskleri iyice azalttı. O nedenle de Biden insan hakları ve demokratik değerlere verdiği önemi ön plana çıkarmak isteyebilir…”

Al Monitor’un yazısında şu dikkat çekici cümleler de yer alıyor:
“German Marshall Fund adlı düşünce kuruluşunun Ankara temsilcisi Özgür Ünlühisarcıklı, kısa vadede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle bir kararın açıklanmasına çok sert tepki göstereceğini, ancak uzun vadeli sonuçların Türk kamuoyunda ABD’nin siyasetlerine güvensizliği iyice arttıracağını düşünüyor. Ünlühisarcıklı ‘Halk, Türkiye gene çifte standardın kurbanı edildi, diye düşünecek. Bu da ülke kamuoyunda milliyetçilik duygularını iyice körükleyecek’ yorumunu yapıyor. “

Al Monitor bir başka bölümde de şöyle bir ifade kullanıyor:
“Biden, Cemal Kaşıkçı’nın ölümünden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman’ı sorumlu olarak işaret ederken herhangi zecri bir tedbir uygulamamayı tercih etmişti. Bu gerçeği de göz ardı etmemek lazım, Gene de Ermeni soykırımın resmen açıklanmasında Kamala Harris faktörü önemli rol oynuyor. Biden başkanlığını tek dönemde bitirebilir. Bunun farkında olan Kamala Harris gelecek başkanlık seçimlerinde elini güçlendirebilmek amacıyla eski senatörü olduğu California’daki Ermeni seçmenlerinin desteğini almak için çalışıyor olabilir.”

Al Monitor’un yazısı Türkiye’nin F-35 savaş uçakları programından çıkarılmasının hatırlatılmasıyla son buluyor.

Şimdi benim söylemek ve önemle dikkat çekmek istediğim birkaç nokta var. Geçmişte ABD Kongresi ve Beyaz Saray’da Ermeni soykırımı tasarılarının kabul edilmemesi büyük ölçüde Amerika’daki Yahudi lobisinin sayesinde olmuştu. Çünkü biliniyor ki İsrail ve dünya Yahudileri soykırımın sadece Yahudi milletine yapılan bir mezalim olarak kabul edilmesini savunuyor. Soykırım tanımını bir başkasıyla paylaşmak istemiyor. Ancak son yıllarda değişen dinamikler ve parametreler nedeniyle Amerika’daki Yahudi lobisi Ankara’nın tezlerini savunmamaya özen gösteriyor. 

İkinci nokta da şu: Yeni ABD Yönetimi nezdinde besbelli ki Türkiye’nin insan hakları ve demokratikleşme notu pek parlak değil. Diyelim ki Joe Biden resmen Ermeni soykırımını tanıyan ilk ABD Başkanı oldu. Lütfen, her zamanki duygusallığımızla, “Vay çirkin Amerikalı, bizi soykırımcı ilan etti” deyip misilleme olarak sokak serserileri ve çapulcu takımını bu ülkenin has evlatları olan Ermeni vatandaşlarımızın üstüne salmaya kalkmayalım. Daha birkaç ay önce Dağlık Karabağ Savaşı sırasında ne idüğü belli olmayan, sözüm ona milliyetçi, bana ve benim gibi düşünenlere göre millet düşmanı, bir güruh, Türkiye Ermenileri Patrikhanesi önünde Azerbaycan ve Türkiye bayraklı gösteriler yapıp herkesin yüreklerini ağızlarına getirmişti.

Beyler, hanımlar, 1955’te yaşadığımız 6-7 Eylül felaketinin yaraları hala kanıyor. Herkesin aklını başına toplayıp teenniyle davranması gereken bir dönemden geçiyoruz. Benzer bir felaketin örgütlenmesinin bedeli çok ağır ödenir. Türkiye bir daha da böyle bir suçun altından kalkamaz. Benden uyarması!

ABD DIŞİŞLERİ AÇIKLADI

Yazıyı yazdım, bitirdim, Muhalif'e gönderdim.  Derken bizim saatle dün akşam 22’de ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Vekili Jalina Porter şu açıklamayı yaptı: "Ermeni soykırımı ile ilgili olarak, yarın için bir açıklama bekleyebilirsiniz..."
Biz de bekleyelim bakalım, ne açıklayacak Washington...

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar