Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu


Ankara-Washington hattında değişen dengeler

Ankara-Washington hattında değişen dengeler

“Artık Ankara’yla Washington arasındaki dengeler de roller de değişti. Yeni ABD Başkanı, seleflerinin aksine ‘soykırım’ sözcüğünü kullanarak artık Washington’ın Erdoğan’a değil, Erdoğan’ın Washington’a muhtaç olduğu mesajını verdi…”
Bu değerlendirme Washington Institute for Near East Policy isimli Amerikan düşünce kuruluşunun kıdemli uzmanlarından Soner Çağaptay’a ait.

Türk-Amerikan ilişkileri denilince akla gelen birkaç analistten birisi olan Çağaptay ABD Başkanı Biden’ın cumartesi günkü konuşmasında neden “Ermeni soykırımı” sözcüğünü üstüne basa basa kullandığının tahlilini yapıyor. 

“Biden, Ermeni Soykırımını tanıyarak Türkiye ve Erdoğan’ın Öneminin Ne Kadar Azaldığını Göstermiş Oldu” başlıklı yazıda şu ifadeler kullanılıyor:

“Biden’ın, göreve gelişinin üstünden üç ay geçmesinden sonra Erdoğan’ı ancak telefonla araması, bir zamanlar Ortadoğu, Güneydoğu Avrupa ve Doğu Akdeniz’deki ABD’nin en yakın stratejik müttefikinin statüsünde nasıl bir düşüş olduğunu göstermeye yeter… 

Biden burada kızgınlık saikiyle hareket etmiş değil. Yıllardır ilk defa ABD’nin Erdoğan’a değil, Erdoğan’ın Washington’a ne kadar muhtaç olduğunun farkına vardı. Biden bu fırsattan yararlanıp Erdoğan’ın anti-demokratik davranışları, Rusya Lideri Putin’le olan sıkı bağları gibi istenmeyen davranışlarında bir düzelme sağlanmasını amaçlıyor… 

Washington yıllarca Türkiye’nin ne kadar önemli bir müttefik olduğunu göz önüne alarak hep Ermeni soykırımı sözcüğünden uzak durmaya özen gösterdi. Bugün ise meselenin özünde sadece Biden’ın değil, bütün Amerikan Yönetimi’nin toplu halde Erdoğan’a öfkeli oluşu yatıyor. Biden Yönetimi’nde pek çok kişi Erdoğan’ı ABD’nin bölgedeki çıkarlarına tehdit oluşturan bir otokrat olarak görüyor…”

Bir zamanlar nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan modern bir ülke görünümündeki Türkiye’nin imajının iyice sarsıldığı, Erdoğan’ın seçimlerin adil yapılmasına müdahalesi, ifade özgürlüğüne yasaklar getirmesi, yargı bağımsızlığını kendi kontrolü altında tutması yüzünden Amerikalıların ülkeye duydukları sempatiyi yok ettiğine işaret edilen yazı şu cümlelerle sürüyor:

“Bir zamanlar NATO’nun doğu kanadındaki en güvenilir müttefiki olan Türkiye Erdoğan yönetiminde ittifakla sürtüşmeye, zaman zaman da hareket kabiliyetini engellemeye başladı. Üstelik İsrail gibi Ortadoğu’nun önemli ülkeleriyle bir zamanlar dost olan Türkiye Erdoğan’ın Hamas gibi siyasi İslamcı gruplara yakınlaşması yüzünden Ortadoğu’daki önemli köprüleri yaktı. “

Geçmiş yıllarda ABD’de seçilen yeni bir başkanın Ermeni soykırımı sözcüğünü telaffuz etme eğiliminde olunca hemen bürokrasi ve kendi yönetimi içinden itirazlar yükseldiğine işaret edilen yazının geri kalanı da şöyle:

“Türkiye yıllar içinde ABD Kongresi’nde lobicilikten akademik konferanslar düzenlemeye ve kitaplar bastırtmaya çok para harcadı. Amaç hep Washington’un Ermeni soykırımı sözcüğünden uzak durmasını sağlamaktı. Ancak ilginçtir, son zamanlarda, Türkiye’de hala gücünü korumayı başaran sivil toplumun, kesin yasak, telaffuz bile edilemez addedilen Ermeni soykırımından açık açık söz etmeye başlamış olması da ilginç ve düşündürücüdür. 

Geçmiş yıllarda ABD Savunma Bakanlığı Türkiye’yi çok değerli bir müttefik olarak kabul eder ve herhangi bir soykırım tasarısının gündeme gelmesinin önünde ciddi engel olarak dururdu. Ama artık o devir kapandı. Bugün Pentagon, pek çok konunun yanı sıra S-400 füze savunma sisteminin alınması nedeniyle Ankara’ya fena halde kızgın. Öylesine kızgın ki artık Ankara’nın değirmenine su taşımayacaklarını açık açık ifade ediyorlar… “

Son birkaç gündür Amerikan basınında buna benzer pek çok yazı ve yorum yayımlanıyor. Bunları okudukça Washington Yönetimi’nin Türkiye’yi bir müttefik olarak henüz gözden çıkarmadığını ama eskiden verdiği değerin çok altında bir konuma yerleştirdiğini fark edebiliyorum. Hep söylerdim. Diplomasi zor oyundur. İncelik ve beceri ister. 

Nasıl briç kulübünde papazkaçtı oynayamazsanız üyesi olduğunuz bir ittifakın tüzüğü ve kurallarına da aykırı davranamazsınız. Eğer öyle davranmak isterseniz, ben egemen ülkeyim, istediğimi yaparım, derseniz, o zaman o ittifaktan ayrılır, egemenlik haklarınızı kullanırsınız. Öbür türlü kurallara uymak zorundasınız. Uymazsanız canınızı çok sıkacak gelişmelerle karşı karşıya kalırsınız. 

telif

Makale Yorumları

  • Cihangir KARABAĞLI30-04-2021 05:49

    Harika eklenecek bir şey kalmamış, 4/4 lük analiz.Keşke okuyup feyz alsalar.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar