Dr. Yakup Dıvrak

Dr. Yakup Dıvrak


Almanya'da Koronavirüs Salgını'nın Ekonomi Politiği

Almanya'da Koronavirüs Salgını'nın Ekonomi Politiği

Önce Sağlığımız...

Corona Pandemisi tüm Dünya'yı sarstı. Bu vesileyle sağlığın en önemli şey olduğunu bir kez daha fark ettik. Bu salgın farkındalık yarattı: Sağlıkta, beslenmede, yaşam tarzında ve insan ilişkilerinde... 

Peki bunca hastalık tehlikesine, sağlıksız hormonlu yiyecek ve içeceklere, Hipokrat Yemini'ne sadık kalmayan aç gözlü doktorlara rağmen nasıl sağlıklı kalabileceğiz? 

Gayet basit: Kendi doktorumuz olacağız. Daha 13. Yüzyıl’da, ''İlimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır'' diyen Hacı Bektaş Veli'yi, 20. Yüzyıl’da, ''Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir'' diyen Mustafa Kemal'i dinleyeceğiz. Bilimin ve bilim insanlarının yol göstericiliğine uyacağız. Ama aklımızı da kiraya vermeyeceğiz. Birkaç doktoru dinledikten sonra son kararı kendimiz vereceğiz. Zira, kendi vücudumuzu en iyi kendimiz tanıyoruz. Vücudumuzu iyi dinleyeceğiz ve ona göre yaşayacağız. Evhama kapılmak yok ama.

Almanya'da müthiş bir hareketlenme ve uyanış var. Ne yiyoruz? Neyi nasıl yiyip içeceğiz? İnsanlar bu konulara daha çok kafa yormaya başladı.

Diğer yandan ise, komplo teorileri havalarda uçuyor... İster inanın ister inanmayın. Kimi doktorları suçluyor, kimisi çok suni gübre kullanan çiftçileri ve kimisi de Bill GATES'i!,,

CORONA Pandemisi'nin Ekonomi Politiği

Almanya, her konuda olduğu gibi, bu konuda da başlangıçta bocaladı. Almanın her şeyi planlı programlı olacak. Önce bilimsel araştırmalar yapılacak yıllarca. Sonra yıllarca planlayacaklar. Ve akabinde usul, usul uygulayacaklar. Corona pandemisi veya sel baskınları gibi ani olaylarda önce şaşırıp 'çuvallıyorlar'...
Ama, peşinden o müthiş örgütlenmiş, milimetrik olarak inşa edilmiş devlet mekanizması giriyor devreye... Ve peşinden sivil toplum kuruluşları... Almanlar hem Dünya'daki hem de Almanya'daki afetlerde yardımseverliklerini fazlasıyla gösteriyorlar. Sanayi ve eksport devi Almanya müthiş bir performans gösterdi. İşyerlerine yaklaşık 700 milyar Avro yardımda bulundu. Peşinden, Fransa ile birlikte, 500 milyar Almanya ve 300 milyar Fransa olmak üzere, 800 milyar Avroluk bir fon oluşturdular AB ülkeleri için.

Alman Havayolları LUFTHANSA dokuzardan 18 milyar olmak üzere karşılıksız devlet desteği aldı. Kısa çalışmaya giden işyerlerine Alman İş ve İşçi Bulma Kurumu 40 milyardan fazla geri ödemesiz destek verdi.

Küçük ve orta ölçekli işyerlerinin kirası devlet tarafından ödendi aylarca. Ve tabii o işyerlerindeki işçilerin maaşları da.

***

Yaklaşık 2 yıldır süren bu dönem sanayide ve hizmet sektöründe aksaklıklara neden oldu. Okullarda ve üniversitelerde önce kapanma ve akabinde online eğitim devreye girdi...

Kısacası, Almanya da bir kriz dönemi yaşadı. Ancak, böyle kriz dostlar başına... 

Gel gör ki, bu krizi anlamak zor... Her ne hikmetse, Almanlar, bu krize rağmen 2020 yılında 192 milyar Avro daha da zenginleşerek, 7 trilyon 143 milyar Avroya sahip hale gelmişler. Alman halkının sahip olduğu toplam varlık 7,6 milyar. Bu rakamın 2022 yılında 8 milyarı geçmesi öngörülüyor.

Dünya'da insanlığın sahip olduğu değer %8 artarak 250 milyar dolara ulaşmış. Bunun 20 milyar doları Almanya'ya tekabül ediyor. Almanya'da milyoner sayısı da 35 bin artarak 542 bin olmuş. Almanya'da 2 bin 900 süper zengin ve 153 milyarder yaşıyor. Bunların dokuzu üniversite şehri Heidelberg'te hayatın tadını çıkartıyorlar(mış)...

Bu 'kriz' ortamında Dünya'nın bir numaralı kimya devi olan BASF, tarihinin en büyük kârını yapmış 2020 yılında. Volkswagen (VW) Grubu'na ait olan AUDİ geçen yıl 1 milyona yakın araba satarak rekor kırdı. Gene aynı grubun malı olan PORSCHE, satışta %31 artış sağlayarak rekor kırdı. PORSCHE almak isterseniz aylarca sıra bekleyeceksiniz... Kusura bakmayın!

Deutsche Bank geçen yıl, son 10 yılın en büyük kârını yaptı. Bu ortamda, her Alman kazandığı her 100 Avro'nun 16 Avro'sunu tasarruf edip biriktiriyor.
İnsanın, ''Böyle kriz dostlar başına. Bize de gelse'' diyesi geliyor.

***

Almanya üniversitelerdeki araştırmalara milyarlarca Avro karşılıksız olarak destek veriyor. Özel araştırma kurumları bu araştırmaların sonuçlarını karşılıksız olarak alıp kendi kurumlarında, enstitülerinde, laboratuvarlarında kullanarak yeni buluşlar yapıyorlar. Devlet ayrıca bu özel kuruluşlara da çok ciddi mali destekte bulunuyor. Ve bu kuruluşlar günün birinde müthiş bir buluş yaparak patentini alıyor, üretime geçerek milyarlarca Avro kazanıyorlar. Bu yeni bulunan ilaçların Üçüncü Dünya ülkeleri için serbest üretimine müsaade etmiyorlar. Patent hakkından vazgeçmiyorlar yani. Sonuçta, halkın dolaylı vergilerle finanse ettiği buluşun kaymağını bir avuç insan yiyor...

***
  
Dr. Jonas Edward SALK

Tam da burada, 1955 yılında çocuk felci aşısını (polio) bulup da patent almayarak bunu çocukların hizmetine sunan Dr. Jonas Edward SALK'ı saygı ve minnetle analım. Dr. SALK patent alıp üretim yapmış olsaydı, tamı tamına 7 milyar dolar kazanç sağlayabilecekti. Her şeye rağmen, kendi hayatlarını tehlikeye atarak, insanların bu CORONA Pandemisi'nden daha az zararla ve daha az ölümle çıkması için büyük emek harcayan sağlık emekçilerine selam ola.

telif


Dr. Yakup Dıvrak Kimdir?

1950 Zile - Tokat doğumlu. İlkokulu ve orta okulu Zile`de (Julius SEZAR’ın Veni-Vidi-Vici dediği şehirde); liseyi Zile, Ankara ve Malatya`da okudu. Öğretmen Vekili olarak çalışırken, Tokat İlköğretmen Okulu`nu dışardan bitirerek kadrolu öğretmen oldu. Zile`de ilkokul öğretmenliği yaparken, 1973 yılında istifa ederek, eşiyle birlikte, yüksek öğrenim için Almanya`nın Heidelberg kentine gitti. Yüksek öğrenimi esnasında çok çeşitli işlerde çalışarak okudu. Uzun süre Heidelberg Üniversitesi`nde doktora çalışması yaptı ve bu üniversitede, Heidelberg Yüksek Öğretmen Okulu`nda, Rheinland-Pfalz Eyaleti Eğitim Bakanlığı`nda araştırmacı, asistan, koordinatör ve danışman olarak çalıştı. 2010 yılından bu yana, dönüşümlü olarak hem Almanya`da (Heidelberg`de ve Berlin'de) hem de Türkiye`de (Ankara`da ve İstanbul`da) yaşayan Yakup DIVRAK emeklidir ve halen eğitim danışmanlığı yapmaktadır. Evli ve iki çocuk (Kız: Mahir Deniz ve Erkek: Mustafa Serol) babası olan Dr. Yakup Dıvrak CHP, SPD ve GEVV (Bilim ve Eğitim Sendikası) üyesidir.

Makale Yorumları

  • Yavuz Dedegil29-07-2021 21:07

    Yazarin Almanya hakkinda yazdiklari, hayal mahsulüdür, gerceklerden cok uzaktir. Halk burada da pek cok olumsuzluklar yasiyor, yer yer sürünüyor. Hükümetin söyledikleri ile yaptiklari arasinda daglar kadar fark var. Yakup bey nedense bir Alman hayranligi icinde methiyeler düzmüs. Acep nedendir?

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar