Seçkin Çakmak

Seçkin Çakmak


2035 kehanetleri

2035 kehanetleri

1985 Yılı yapımı Robert Zemeckis’in yönettiği, Christopher Lloyd ve Michael J. Fox’un başrolde yer aldığı kült film; Geleceğe Dönüş (Back to the Future) üçlemesini çoğumuz hatırlarız. Eğer izlemeyen varsa da bu güzel filmi mutlaka izleme listesine almalı. İzleyenler bilir filmin 2. Bölümünde Marty McFly, 1985 yılından, 30 sene sonrasına zamanda bir yolculuk gerçekleştirmiş ve 2015 yılına gitmişti. 

Filmin senaristi Bob Gale’in 30 yıl sonrasının hayalini kurduğu ve beyaz perdeye yansıttığı 2015 yılına ait kehanetlerini incelediğimizde birçoğunun gerçekleştiğini yaşayarak gördük.

Örnek vermek gerekirse; Geleceğe Dönüş 2 filminde; giyilebilir teknoloji, tablet, video konferans, mobil ödeme, parmak izi tanıma, akıllı ev, 3D ve drone teknolojilerine ait kehanetlerinin gerçekleştiğini ancak uçan araba, uçan kaykay, hava durumu tahmini ve çöpsel atığın enerjiye dönüşmesi gibi kehanetlerin ise günümüzde bile gerçekleşmeyerek filmde senaryo olarak kaldığını söyleyebiliriz.

Takvimler bizde bugün 19.06.2022 tarihini gösteriyor. Bir zaman makinesi elimizde varmış gibi çokta uzun yıllara gitmeden kendimizi 13 yıl sonrasına yani 19.06.2035 tarihine göndersek nasıl bir dünya ile karşı karşıya kalırız. Gelin bizde kendi kehanetlerimizi yazalım…

2035 yılında Dünya muhtemelen aynı kalacak çok ciddi bir fiziki değişim söz konusu olmayacak ama daha teknolojik ve daha akıllı bir Dünya’da yaşayacağımızı söyleyebiliriz.

2035’te yapay zekâ sayesinde çok kritik kararlar alabiliriz. Her gün gelişen yapay zekâ sayesinde şu an için en yaygın olarak gideceğimiz yeri bulsak bile; ilişkilerimizi, hedeflerimizi ve ciddi şirket içi kararlarımızı yapay zekanın yönlendirmelerine göre alacağız. Artık en yakın arkadaşlarımıza danışıp onların hasetle söyleyeceği tavsiyeleri dikkate almak zorunda kalmayacağız.

Arabalarımızın %95’i elektrikli ve %65’i otonom olacak. 2035 yılında taksicilere elveda diyebiliriz. Onun yerine otonom taksi sayesinde gideceğimiz adresi yazarak veya söyleyerek ulaşabileceğiz. Herhalde otonom taksiler kısa mesafeye gitmemezlik yapmaz veya kestirme adı altında bizi gezdirmezler. Tabii bizim Türk yazılımcılar öyle bir yazılımı otonom taksiye yükleyebilir mi? Yok canım bizimkiler yapmaz öyle şeyler diyemeyiz…    

Artık araç sahibi olmak 2035’te çok mantıklı olmayacak onun yerine anlık kiralamalar ve araç paylaşım hizmetleri revaçta olacak. İstediğiniz zaman istediğiniz modeli tercih ederek araç kullanabileceksiniz.
Motokuryeleri 2035’te pek göremeyeceğiz. Onun yerine tüm teslimatlar dronlar vasıtasıyla gerçekleşecek. Evinizin balkonlarında teslimat için özel dron parkları olacak.

Tıp ilerleyecek kanser daha yaygın olacak ama daha çabuk ve kolay tedavi yöntemleri sayesinde insanlar eski sağlığına kavuşabilecek. Böylelikle insan ömrü daha uzun olacak. Dünyanın en yaşlı insanı 122 yaşına kadar yaşayabilen Fransız kadın Jeanne Calment olmuştu. Ancak ilerde daha uzun yaşayan insanları görebileceğiz. 

Herkes sahip olmasa da belli bir kesimde uçan arabalar olacak. Havada uçan arabaları göreceğiz. Uçan arabalara özel istasyonlar ve güzergahlar olacak.

Dünya güneş enerjisiyle aydınlanacak. Güneşten enerji anlamında çok istifade edeceğiz. 

Dünyanın en kalabalık ülkesi Çin değil Hindistan olacak, A.B.D süper güç unvanını yitirecek ve ekonomik nedenlerden dolayı Amerikan eyaletleri bağımsızlığını ilan etmiş olacak.

Birçok meslek kaybolacak yerine çağa uygun yeni meslekler göreceğiz. Eğitim sistemi devletlerin değil güçlü kurumların eline geçecek ve bu kurumlardan biri uzaktan eğitimle küresel bir öğrenim müfredatını ortaya koyarak yeni bir kuşak çıkaracak.

Yabancı dil bilmenin önemi kalmayacak. Çünkü teknoloji sayesinde 2035 yılında en yaygın 30 dili hızlıca doğru bir şekilde tercüme edebilen ekipmanlar ortaya çıkacak. İletişim kolaylaşacak birçok yabancı insanla tanışabilecek ve anlaşabileceğiz.

İletişim kolaylaştığı gibi ulaşımda kolaylaşacak yüksek hızlı trenleri göreceğiz. Uzaklık kavramı ortadan kalkacak. Orta gelirli bir insan bile aynı gün içinde sabah kahvaltısını İstanbul’da Öğlen yemeğini Viyana’da ve akşam yemeğini Paris’te yiyebilecek.

Bunları okuyunca gelecek bir an önce gelsin diyebilirsiniz. Biraz ütopik kehanetlerde bulunduğumuz da doğru ancak bu işin distopik kısmını da es geçmeyelim. Belki de totaliter bir rejim altında köle olarak 2035 yılında kendimizi bulabiliriz. Veya bütün kaynakların hunharca tüketildiği fakir bir ülkede yaşıyor olabiliriz. Teknolojiden geri kalmış 2035 yılındayken halen 2022 yılının şartlarıyla yaşayan bir toplumun içinde olabiliriz. İşte mücadele bunun için olmalı.

Yazımı örnek aldığım bir dahi Avusturyalı yazar ve yönetim bilimci Peter Drucker’ın sözüyle bitirmek istiyorum.

‘’Geleceği öngörebilmenin en iyi yolu onu bugünden inşa etmektir.’’

Gelecek nasıl mı olacak diye merak ediyorsan bunun cevabı bugün neler yapıyorsundur.

Türkiye’nin geleceğini düşünen insanlar varsa bugünden yarınlarımız için birşeyler yapmalı!

İbn-i Haldun’un dediği gibi Coğrafya eğer kaderse, bu coğrafyanın kaderini değiştirmekte bizim elimizde…
 

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar