İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5331 %0.06
49,6506 %-0.02
5.761,49 % 0,15
91.968,40 %-1.468
Ara

Türkiye’de tartışmalı tüzük, Cenevre’de tıkanan müzakereler; Konu plastikler

YAYINLAMA:
Türkiye’de tartışmalı tüzük, Cenevre’de tıkanan müzakereler; Konu plastikler

Geçtiğimiz hafta dünya ve Türkiye için plastiklerle ilgili iki durum vardı. Bir, Cenevrede’ki plastiksizleşme toplantısı; anlaşma sağlanamadı. İki; ülkemizdeki gıdaların geri dönüşüm plastiklerle ambalajlanması; kamuoyunda büyük ilgi gören tüzük üzerinde çalışmalar devam ediyor.

Plastik atıkların yarattığı tehlikeyi düşündüğümüzde akla ilk gelen deniz kaplumbağalarının boğazına takılan poşetler, okyanuslarda yüzen dev çöp adalarıdır. Ama mesele bundan çok daha derin. Plastikler, hastalık yayan sivrisineklerin üreme alanı hâline gelerek, sağlık krizlerini de büyütüyor.

Aedes sivrisinekleri, dang humması, Zika ve chikungunya gibi hastalıkların başlıca taşıyıcıları. Bu sivrisinekler, atılmış plastik şişelerden lastiklere kadar her türlü yapay kapta yumurta bırakmayı tercih ediyor. Yani plastik çöpler yalnızca çevreyi değil, sağlığımızı da tehdit ediyor. İklim değişikliği, plansız kentleşme ve kötü atık yönetimi ise bu riski daha da büyütüyor.

Plastiklerin görünmeyen yüzü sadece bu değil. Rahimdeki bebekten yaşlılara kadar herkes risk altında. Bozulmuş üreme sağlığı, IQ düşüklüğü, çocuklarda obezite ve hipertansiyon, yetişkinlerde diyabet, kalp-damar hastalıkları ve kanser… Dünya, bu sağlık etkileri yüzünden yılda 1,5 trilyon doları aşan ekonomik kayıplarla karşı karşıya.

The Lancet Sağlık Dergisi’nde yayınlanan bu tabloya karşı dünya, 2022’den beri “plastik anlaşması” için toplanıyor. Altıncı oturum da Cenevre’de sonuçsuz bitti. Masada iki görüş vardı.

            1.         Üretim aşamasında önlem isteyenler — yani plastik musluğunu kaynağında kısmak.

            2.         Atık kontrolü savunanlar — üretime dokunmadan yalnızca yönetimi iyileştirmek.

Toplantı bu iki görüş etrafında yoğunlaştı ama üretim aşamasında önlem isteyenler seslerini pek fazla duyuramadılar. Toplantı sonunda bir sonuç bildirgesi yayınlandı. Aslında bu bir müzakere metni olması planlanmıştı ama öyle olmadı.

13 Ağustos’ta yayımlanan ilk taslak sert eleştiriler aldı. “Kapsam dar”, “üretim sınırlandırması yok”, “kimyasal düzenlemeler çıkarılmış” dendi. 15 Ağustos’ta ise revize edilmiş bir metin sunuldu.

İlk metne gelen yoğun eleştirilerden sonra tarafları masada tutabilmek ve “ortak zemin” yaratmak için ikinci bir metin hazırlığına girildi hemen.  Daha şahane bir metin mi çıktı elbette değil, bunun üzerine toplantı ertelendi.

Çünkü revize edilen metinde de ne bağlayıcılık ne zorunluluk var üstüne üstlük belirsizlikler bolca. Örneğin,ürün yasak listesi boş, finansman muğlak, raporlama takvimi net değil.

Kim Ne Dedi?

            •           AB, Kolombiya, Kanada, ada devletleri: “Kabul edilemez.”

            •           Greenpeace, BAN Toxics: “İyi niyet yok, çözüm yok.”

            •           Bilim insanları: Sağlık etkileri belirsiz ifadelerle geçiştirildi.

            •           Petro-devletler (ABD, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar): Üretim kısıtlamalarına kesin karşı.

            •           İş dünyası: Düzenleme eksikliği yatırım için engel.

15 Ağustos metni, önceki taslağa göre daha “uzlaşmacı” görünse de plastiğin kök sorununa çözüm getirmiyor. Daha çok tarafların masada kalmasını sağlayan bir orta yol belgesi. Ama plastik krizi, diplomatik esneklikle çözülecek bir sorun değil. Üretim artmaya devam ediyor, atık dağları büyüyor, sağlık faturası kabarıyor.

Bu oturum da tıkandı. Bir sonraki toplantının ne zaman ve nerede olacağı belirsiz. Kritik meseleler—üretim kısıtlamaları, toksik kimyasal denetimleri, finansman ve bağlayıcılık—masada çözülmeyi bekliyor.

Bugün bir kez daha görüyoruz ki, sorun sadece plastik değil; sorun, plastiğin yarattığı tehlikeyi küçümseyen irade eksikliği. Belki de bu yüzden, Aedes sivrisinekleri sessizce yeni “plastik yuvalarını” hazırlarken, biz hâlâ masada kelimelerle oyalanıyoruz.

Ülkemizdeki Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ithal plastikler de dahil olmak üzere geri dönüştürülmüş plastiklerin, gıda ile temas eden ambalajlarda kullanılması ile ilgili tüzük taslağı da bir diğer meselemiz. 28 Temmuz’da kamuoyuna açılan bu taslak metine görüş bildirmek için, 16 Ağustos son tarih verilmişti.  

Bakanlık yetkililerinden aldığım bilgi, sektör temsilcilerinden, sivil toplum kuruluşlarından ve kamu kurumlarından çok kapsamlı görüşler geldi. Yetiştiremeyenler, görüşlerini sunabilmek için ek süre talep ettiler.

Bireylerin bu konuda bilinçlenmesi elbette önem taşıyor; ancak mevcut taslak daha çok sektörlere yönelik. Şu anda elimizde olan metin, bu çerçevede hazırlanmış bir taslak. Gelen görüşler değerlendirildikçe tüzük şekillenecek. Çalışmaların Eylül ayında da devam etmesi bekleniyor.

Cenevre’de masada kalan sorunlar ve Türkiye’de hâlâ şekillenmekte olan tüzük taslağı, bize bir kez daha gösteriyor ki; plastik krizi siyasi irade ve kararlılıkla ele alınmazsa, poşetlerin boğazına takıldığı deniz kaplumbağalarından çok daha büyük bir bedeli hep birlikte ödeyeceğiz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *