TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı "Bu bir kaza değil cinayettir"

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı "Bu bir kaza değil cinayettir"
Abone ol
36 saatlik nöbetin ardından hayatını kaybetti. Rümeysa Berin Şen 25 yaşında gencecik bir doktordu. "Ağır iş yükü onun cinayetine neden oldu, bu bir kaza değil cinayettir" diyen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı kazaya ilişkin Muhalif'e konuştu.

Muhalif- Özel- Gülsüm Acıyan

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, 36 saatlik nöbetten çıkan 25 yaşındaki doktor kazasını ve sağlık çalışanlarının sorunlarını Muhalif'e anlattı.

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, şöyle anlatıyor:

"Öncelikle, hem Yükseköğretim kurumuna hem de uzmanlık kurumuna bizler defalarca yazılı ve sözlü olarak bu sorunları ilettik. Uzmanlık kurulunda TTB temsilcisi var, yaptığımız toplantılarda da bu sorun defalarca dile getirildi. Aslında, yasal düzenlemeye göre hekimler aylık 128 saatten daha uzun süre çalıştırılamaz. Ayrıca 24 saatin ardından izin kullanılması gerekiyor. Ama ne yazık ki hem çalışma ortamlarında iş yükü nedeniyle asistanlar bu izni kullanma konusunda sıkıntı yaşıyorlar ve öğretim üyeleri, uzmanlar zaman zaman iş yükü ve işin sürdürülmesi adına baskı yapıyor. Hem de asistanlar nöbet ücreti alıyor. Asistanlardan, nöbet ücreti ile nöbet izni arasında bir seçim yapmaları isteniyor.

Tabi ki bir uzmanlık öğrencisinin ücreti asgari ücretlinin biraz üzerinde olunca; geçinebilmek, kirasını ödeyebilmek ve gereksinimlerini karşılayabilmek için bir katkı olarak görülüyor. Maaşının 3'te 1'i ölçüsünde bir katkı da olsa bu arada çok da büyük bir katkı değil. Dolayısıyla gün aşırı nöbet tutmak 36 saat çalışmak zorunda kalıyorlar ve bu inanılmaz bir iş yüküyle oluyor.

Nöbet dediğimizde oturdukları ya da dinlendikleri bir nöbetten söz etmiyorum tümüyle servis sorumluluğunu üstleniyorlar acil sorumluluğunu üstleniyorlar ve bu iş yükü yorucu bir iş yükü.

Meslektaşımız muhtemelen direksiyon başında uyuya kaldı. Ağır iş yükü onun cinayetine neden oldu, bu kaza değil cinayettir, kazanın oluş şekli itibariyle kaza değil cinayet. Böyle bir adı kaza olan ama kendisi cinayet olan olay olmasa da tükenme intihara sürüklenmede yine meslektaşlarımızın en sık yaşadıkları ciddi ağır ruhsal yüklerdir, fiziksel yükü bir tarafa koyuyorum tabii. 

Eyleme katılacaklarını dile getiren Fincancı sözlerini şöyle tamamlıyor:

Yaşamını yitiren meslektaşlarımız için pazartesi günü iş yerleri önünde anma düzenlenecek. TTB ve TTB Odaları olarak illerde çağrı düzenlenledik. Bizlerde orada meslektaşlarımızın yanında olacağız.  Nöbet yükünün azaltılması gerekiyor, tıpta uzmanlık öğrencisi ve eğitim almakta olanlar dolayısıyla eğitim almaları gerekiyor hizmet yükünün onlara yüklenmesi uygun olan bir yaklaşım değil. Elbette insanca geçinebilecekleri bir maaş verilmesi gerekiyor bu genç meslektaşlarımıza. Yani tıp alanında bir kitap almak için maaşı kadar para ödüyor ve bazen kredi çekerek kendilerine güncel yayınlanmış kitapları almak zorunda kalıyor. Bazen taksitle kitap alıyor ve o taksiti ödemek için nöbetlerini kullanıyor. " dedi.

Ne olmuştu?

Nöbetten çıkan 25 yaşındaki doktor yaşamını yitirdi. Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Kliniği Asistanı Doktor Rümeysa Berin Şen (25), nöbetten çıkıp evine dönerken kullandığı otomobille yol kenarında duran kamyona arkadan çarpması neticesinde yaşamını yitirdi. 

Nöbetten çıkan Doktor Berin Şen yönetimindeki 38 AEK 935 plakalı araç, yol kenarında duran 06 KB 957 plakalı kamyona arkadan çarptı. Olay yerine gelen sağlık çalışanları, Şen’in hayatını kaybettiğini belirledi. Berin Şen'in olay yerine gelen annesi ve iki kardeşi sinir krizi geçirdi. Ablasının öldüğüne inanamayan kardeş, "Ablam doktordu, gerçekten öldü mü benim ablam? Benim ablam nasıl olmaz artık. Ben idrak edemiyorum” diyerek ağladı. Anne Yasemin Şen ise, "Benim kızım cennete gitti. Kahvaltıyı hazırlamıştım, onu bekliyorduk." diyerek feryat etti.

Şebnem Korur Fincancı kimdir?

Şebnem Korur Fincancı, 1959'da İstanbul’da doğdu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Adli Tıp’ta uzmanlık eğitimi aldı. 1987-1990 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Klasik Arkeoloji Lisans Eğitimi aldı. 1992’de kurulan Adli Tıp Uzmanları Derneği'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı; 1993-1996 arasında derneğin yönetim kurulu başkanlığını üstlendi. Türk Ceza Hukuku Derneği kurucu üyelerinden biridir.

Mesleki ömrünü işkenceyle mücadeleye adadı ve Türkiye’nin bu konuda kilometre taşlarından birisi oldu. Türkiye’de işkencenin yaygın olduğu ve yetkililerin işkencenin üstünü örttüğü 1990'larda, işkenceyi saptayan raporlar verdikçe ve tıp etiği üzerine yazılar yazdıkça, devletin baskı ve engellemeleriyle karşılaştı. Uğur Mumcu sanıkları hakkında verdiği rapordan sonra resmi makamlarca tehdit edildiğini açıkladı; görevden alınmasına dair gizli yazı ortaya çıktı. Mehmet Ağar’ın Adalet Bakanlığı sırasında Adli Tıp’ın Susurluk döneminde uygulanan imha mekanizmalarından biri haline dönmesine karşı etkin mücadele verdi.

1997’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı oldu. 2004’te Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alındı; 2005’te İdare Mahkemesi ve YÖK kararı ile göreve iade edildi. Ek görev olarak yürüttüğü Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu Başkanlığı görevinden birkaç kez uzaklaştırıldı; kazandığı davalarla göreve geri döndü.


Yorum Yazın