"10 Büyükelçi" krizinde yaşananları Diplomat Namık Tan anlattı

Nursun Erel-Diplomat Namık Tan görüşmesi

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Nursun Erel-Diplomat Namık Tan görüşmesi
Abone ol
Deneyimli diplomat Namık Tan, “istenmeyen adam” tartışmasını ve "10 Büyükelçi" krizini Muhalif.com.tr'nin Yayın Kurulu Üyesi Gazeteci Nursun Erel'le yaptığı röportajında değerlendirdi.

Nursun Erel - Özel Röportaj

4 yıldır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala için özgürlük çağrısı yapan büyükelçileri hedef haline getiren ve günlerdir tartışılan konuda emekli büyükelçi Namık Tan’ın görüşüne başvurduk.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile batılı 10 Büyükelçi eğer “istenmeyen adam” ilan edilirse bunun acaba dış ve iç politikada ne gibi sonuçları olur? Eğer bu elçiler geri gönderilirse, karşılıklılık esası uyarınca o ülkeler de bizim elçilerimizi geri göndereceğine göre, ilişkiler nasıl yürür? 4 yıldır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala için özgürlük çağrısı yapan büyükelçileri hedef haline getiren ve günlerdir tartışılan konuda  emekli büyükelçi Namık Tan’ın görüşüne başvurduk. “Bu kararın ekonomideki maliyeti çok ağır olacaktır” diyen Tan,”Devlet duygusal tepkilerle yönetilmez, diplomaside soğuk kanlılık esastır, umarım birileri Cumhurbaşkanını ikna eder” diye konuştu.

Dışişleri Bakanlığında üst düzey görevler üstlenen, Tel-Aviv ve Washington’da  uzun yıllar Büyükelçi olarak görev yapan Namık Tan sorularımıza şöyle yanıt verdi:

-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aralarında ABD, Almanya, Fransa ve Kanada’nın da yer aldığı 10 ülkenin büyükelçilerinin “istenmeyen adam” (persona non grata) ilan edilmesi için Dışişlerine talimat verdim şeklindeki açıklamasını nasıl değerlendirdiniz?
TAN: Nutkum tutuldu desem yeridir. Söyleyecek söz bulamıyorum…

-Ama bunun sinyallerini vermişti Cumhurbaşkanı?
TAN: Evet bana da böyle tahminler iletilmişti ama inanmamıştım.

-Eğer büyükelçilerin geri gönderilmesi gerçekleşirse sizce neler yaşanır?
TAN: Bir kere böyle bir kararın siyasi olduğu kadar ekonomik sonuçları olur. Ben meselenin yeteri kadar değerlendirdiğini sanmıyorum, yine bir kişinin kararı. Türkiye için ağır sonuçları olur. Hem siyaseten hem ekonomik olarak. Çünkü bu 10 büyükelçinin en az yarısı Türkiye’nin dış ticaretinin ve ekonomik ilişkilerinin en yoğun olduğu ülkelerden. Böyle bir kararın ekonomi üzerinde büyük bir baskı yaratacağını düşünüyorum.

-O ülkelerin tepkisi ne olur peki?
TAN: Şuna inanıyorum böyle bir karar alındığı taktirde mutlaka ve mutlaka, bunun mukabelesi olacaktır, bir karşılığı olacaktır oradaki büyükelçilerimizi de persona non grata (istenmeyen adam) ilan edeceklerdir. Bu tırmanışın doğal sonucu bu olacaktır.

-Bu kararı aşırı mı buluyorsunuz?
TAN: Türk dış politikasında yitip giden değerlerden biri de ölçülü olmak, yani ölçülü olmak gereğine uyulmaması. Bence dış politikadaki adımlarda ölçüye dikkat edilmediği sürece çok ciddi sonuçlarla karşılaşılacaktır.  Bunlar olacaktır. Ben  son derce duygusal bir tepki verildiğini düşünüyorum. Oysa,  diplomaside duygulara yer yoktur daima soğukkanlılık, gerçekçilik ön plandadır. Bunun dışında hareket ederseniz gereksiz yere zarar görürsünüz . Şu anda piyasalar kapalı. Ama açıldığında bu açıklamaların mutlaka bir karşılığı olacaktır.

-Sizce bu karardan geri dönülebilir mi?
TAN: Şayet bu adım atılırsa çok iyi olur.  Umarım birileri Cumhurbaşkanını aksi yönde ikna etmek için çalışıyorlardır aksi halde sonuç Türkiye  için hiç iyi olmayacaktır.

-Sizce bu büyükelçiler Kavala’nın serbest bırakılmasını istedikleri açıklamayı, ülke yönetimlerinden bağımsız yapmış olabilir mi? 
TAN: Herhangi bir büyükelçi tek başına, şahsi bir karar alarak böyle bir açıklamada bulunabilir mi böyle bir şey düşünebilir mi? Tabii ki düşünülemez.  Bu büyükelçilerin hepsi merkezlerinden talimat almış durumdalar. Büyükelçiler üzerinden tepki gösterildiğinin düşünülmesi son derce yanlış olur… Bu 10 Büyükelçinin açıklamasını hükümetler düzeyinde devletlerin tepkisi olarak görmeli ve ona göre davranmalısınız. Dolayısıyla sizin de aynı şekilde, verdiğiniz reaksiyonun nasıl bir tepki göreceğini hesaba katmanız gerekir. Tabii ki onların tutumunu eleştirebilirsiniz, her hükümetin hakkıdır, ağır biçimde eleştirebilir, ciddi tepki de gösterebilirsiniz ama  büyükelçileri istenmeyen adam ilan etmek pek makul bir tepki olamaz.

-Özellikle ekonominin adeta çıkmaza girdiği bir dönemde bu karar Türkiye’ye nasıl bir yük getirebilir?
TAN: Siyasi  sonuçlarının dışında, Türkiye’nin bugün bulunduğu şartlar karşısında gereksiz yere çok ağır bir maliyeti olacaktır. Öyle bir konjonktürde bunu yapıyorsunuz ki … Yabancı yatırımlara en çok ihtiyaç duyulan bir dönemdeyiz. Yani Türkiye ekonomisinin ciddi sıkıntılar içinde olduğu, siyaseten bölgesinde epey yalnızlaşmış bir durumda olduğu zaman  kalkıp bunu yapıyorsunuz. Bu gereksiz tepki, katlanan bir zarar verecektir. 

-Sizce Cumhurbaşkanı neden bu kadar sert tepki gösterdi?
TAN: Bence büyükelçilere  kişisel ve tepkisel bir yanıt vermiş oldu. Devlet yönetimi böyle değildir.

-Şu anda Washington’da olmayı istemezdiniz sanırım?
TAN: Ben ayrılma kararını verdiğim zaman bu işlerin buraya geleceğini tahmin ediyordum, bütün bunları düşünerek, aslında emekliliğime uzun süre olmasına karşın,   emekliliğimi istedim. aslında emekliliğime daha çok vardı ama, o devirde bile  gelecekte neler olacağını hesap ettim, kararımda bu yüzden  bir an bile tereddüt etmedim. Zaman zaman da aldığım bu kararın ne kadar isabetli olduğunu anlıyorum.

-Ya şimdi Washington’da olsaydınız?
-O bir kenarda dursun, ben şu anda Dışişlerinde olan arkadaşlarımı düşünüyorum, asıl onların yerinde olmak istemezdim

-Sizce Cumhurbaşkanı kararından geri dönebilir mi? 
TAN: Umarım ikna edebilirler.


Yorum Yazın