Olimpiyat şampiyonu Mete Gazoz, gençlerle buluşmasında spor kariyerini ve başarılarının arkasındaki hikayeyi anlattı.
Olimpiyat ve dünya şampiyonu Mete Gazoz, Antalya'nın Kemer ilçesinde düzenlenen bir etkinlikte gençlerle buluşarak kariyeri ve başarılarının ardındaki hikayeyi paylaştı. Gençlerden gelen soruları yanıtlayan Gazoz, okçuluk kariyerine nasıl başladığını ve spor hayatındaki önemli dönüm noktalarını anlattı.
Okçuluk Yolculuğu
Gazoz, okçuluk branşını seçtikten sonra 8 yaşında Türkiye şampiyonasına katıldığını, 13 yaşında milli takıma girdiğini ve yaklaşık 12 yıldır milli takım için çalıştığını ifade etti. Spor hayatında antrenörlerinin desteğinin büyük bir rol oynadığını belirterek şunları söyledi:
"Milli takımdaki antrenörlerim her zaman benimle oldular. Yılın 340 günü birlikteyiz. Onların desteği, başarılarımın temelinde yatıyor. Yarışma çizgisinde tek başıma olmadığımı bilmek bana güç verdi."
Olimpiyat Şampiyonluğu Duygusu
Gazoz, 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda altın madalya kazandığı anı gençlerle paylaşırken duygularını şu şekilde dile getirdi:
"Türk bayrağını göndere çektirip İstiklal Marşı'nı okutmak tarif edilemez bir duygu. Bir ülkeyi temsil ettiğinizin bilinciyle yarışıyorsunuz. Tüm emekler o anda anlam kazanıyor. Türklerin zafer kazandığını görmek muazzam bir şey."
"Okçu Olmasaydım..."
Gazoz, okçu olmaması durumunda hangi branşı seçeceği sorusuna ise ilginç bir yanıt verdi:
"Okçu olmasaydım, havalı tabancada Yusuf ağabey (Yusuf Dikeç) gibi atıcı ya da eskrimci olurdum."
Gençlere Tavsiyeler
Gençlere başarıya giden yolun sıkı çalışma ve doğru destekle mümkün olduğunu belirten Gazoz, sabır ve disiplinin önemine dikkat çekti. Ayrıca, sporcuların uluslararası arenada ülkeyi temsil ederken duyduğu gururun, bu sürecin en büyük motivasyonu olduğunu vurguladı.
Kaynak: HABER MERKEZİ
Yorum Yazın