Kılıçdaroğlu ”Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri”nde konuştu

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Kılıçdaroğlu ”Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri”nde konuştu
Abone ol
”Hünkar bu şehrin ilim, cömertlik, utanma duygusu, sabır, kanaat, korku ve edep ilkeleri ile korunduğunu söyler. Hünkarın bu inanışı ışığında hem kendi yüreğimizi hem de ülkemizi yani toplumsal, siyasal, kültürel, tarihsel kalbimizi yeniden sağlıklı kılmalıyız. Öfkeden arındırmalıyız” ”Bizler, kişisel hırslarımızdan ihtiralarımızdan arınmalıyız. İyilikte ve adalette yarışmalı ve bunun mücadelesini vermeliyiz. Helalleşmeli, kucaklaşmalı ve barışmalıyız” ”Aslan ile ceylanın bir arada huzur ve güven içinde kardeşçe yaşayacağı bir ülkeyi el birliği ile kuracağız, kurmalıyız. 85 milyon birlikte kurmalıyız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu Cumhuriyet’imizi ikinci yüzyılında Allah’ın izniyle demokrasi ile taçlandıracağız”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "59'uncu Ulusal, 33'üncü Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri"nde, "Hünkar bu şehrin ilim, cömertlik, utanma duygusu, sabır, kanaat, korku ve edep ilkeleri ile korunduğunu söyler. Hünkarın bu inanışı ışığında hem kendi yüreğimizi hem de ülkemizi yani toplumsal, siyasal, kültürel, tarihsel kalbimizi yeniden sağlıklı kılmalıyız. Öfkeden arındırmalıyız." dedi.

Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde Kültür Merkezi'nde düzenlenen program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Semah ekibinin sahne aldığı programda, "29. Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü"ne layık görülen Kamil Ateşoğulları'na ödülünü Kılıçdaroğlu takdim etti.

Kılıçdaroğlu, etkinlikteki konuşmasında, Hacı Bektaş Veli'nin sadece kendi dünyalarında değil bütün inançların dünyasında saygın bir yeri olduğunu söyledi. Bu toplantılarda sevgi, barış, birlik, beraberlik ve kucaklaşmadan söz ettiklerini, bu söylemlerin altını hep beraber doldurmak zorunda olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hünkara göre, 'Yüreğimiz yani kalbimiz, gönlümüz büyük bir şehre benzer ve yüce Allah kainatta neyi yarattıysa bu şehirde yani kalbimizde bulunmaktadır.' der. Hünkar bu şehrin ilim, cömertlik, utanma duygusu, sabır, kanaat, korku ve edep ilkeleri ile korunduğunu söyler. Hünkarın bu inanışı ışığında hem kendi yüreğimizi hem de ülkemizi yani toplumsal, siyasal, kültürel, tarihsel kalbimizi yeniden sağlıklı kılmalıyız. Öfkeden arındırmalıyız."

Hünkarın büyük bir şehre benzettiği kalbin ilk muhafızı olarak öncelikle bilimi gördüğünü belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İlim irfandır, erdemdir, aklın oluşturduğu hazinedir. Yunus’un dediği gibi kendini bilmektir, farklı düşünceye saygıdır. Kimseyi ötekileştirmemek, kimseyi dışlamamaktır. İlim bize, herkese, her kesime karşı zair yani açık ve berrak olmayı öngörür. Bugün insanlığın düşünsel zenginliği aklın yani ilimin eseridir. Sevgili Peygamberimiz 'İlimle geçen her gece, ibaretle geçen bin geceden daha hayırlıdır.' der. Herkesin fikrine, düşüncesine saygı duyulmalı. Alacağımız kararlarla azami ölçüde geniş bir toplumsal mutabakatı sağlamaya özen göstermeliyiz. Çünkü ilim, akıl onu gerektirir. Hünkara göre ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır."

Hünkara göre kalbin ikinci muhafızının cömertlik olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, cömertliğin bireyi beytülmala el uzatmaktan insani, hukuki, ahlaki ve ekolojik ilkeleri yerle yeksan ederek zenginlik sağlama hoyratlığından uzak tutan bir duygu olduğunu söyledi.

Cömertliğin hep birlikte üretmeyi ve hakça bölüşmeyi temel bir kural olarak önlerine koyduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Cömertlik karşılıklı fedakarlıklarda bulunarak, ortak bir gelecek inşasında hep birlikte yol yürüyebilmektir. Unutmayın, daha fazla cömert olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. İmkanlarımızı, birikimlerimizi karşılık beklemeksizin ihtiyaç sahipleri ile paylaşmalıyız. Kimsenin yoksulluğunu teşhir etmeden toplumsal bir dayanışma örneği göstermeliyiz. Tek bir çocuğun daha açlığını kendi ayıbımız olarak kabul etmeli, onun açlığını ortadan kaldıracak adımları atmalıyız." şeklinde konuştu.

Hünkarın, yüreği koruduğuna inandığı bir diğer muhafızın da utanma duygusu olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Yüzümüzü kızartacak her ne varsa uzak durmalı, kaçınmalıyız. Sevgili Peygamberimiz, 'Eğer utanmıyorsan, istediğini yapabilirsin.' der. Yani bir kişi ne zamanki ayıplanmaktan kaygı duymuyor, onu kötülüklerden alıkoyan hiçbir güç kalmamış demektir. Yani artık eğer utanmıyorsan insanların yoksulluğunu teşhir edebilirsin. Oysa utanma duygusu insan onurunu korumayı zorunlu kılar. O nedenledir ki utanma kalmamışlara karşı bizler, yüce Allah'a 'Kainatta yarattığın her şeye ev sahipliği yapan yüreğimizden utanma duygusunu eksik etme.' diye dua ederiz. Unutmayalım, utanma duygusu bireysel ve toplumsal ahlakımızın da kaymağıdır. Onun içindir ki ısrarla söylüyoruz, ülkemizin temel problemlerinin çözümünde yeni bir ahlaki anlayış şarttır. Bu şartın yerine getirilmesi için de utanma duygusunu özellikle devleti yönetenlerin içselleştirmesi gerekmektedir."

Hünkarın, yüreği koruduğuna inandığı bir diğer muhafızın da sabır olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bir olgunluk evresi olarak kabul edilen sabrın, acele etmekten ve yanlış kararlar almaktan koruduğu kadar kinden, intikam ve öç alma duygusundan da uzak tuttuğunu söylerdi.

Kimseye kin tutmamanın başlangıcında sabrın geldiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Sabır, ortak çözüm için çaba harcamanın, istişarenin yolunu açar. Hoşgörüyü büyütür sabır. Sabır alttan almak, ertelemek değildir. Ülkemizin temel sorunlarını en geniş mutabakatla çözme iradesinin temelidir. Sabır, uzattığımız elin tutulacağı zamanı acele etmeden beklemektir. Sabır, bize uzatılan eli de havada bekletmemektir. Sabır, gelen her türlü eleştiriyi sükunetle ve anlayışla karşılamaktır. Sabırla birbirimize karşı ön yargılarımızdan, alışkanlıklarımızdan arınırız. Şemsi Tebrizi, 'İlmin en büyük düşmanı sabırsızlıktır' der. Hepimiz biliyoruz ki Allah sabredenlerle birliktedir. Hünkara göre yüreğimizi koruyan muhafızlar arasında kanaat da vardır. Yani yüreğimizi koruyan muhafızların beşincisi azla yetinip elindekine razı olma duygusudur. Kanaatkar olmak kendimizin ve sorumluluğumuz altında bulunanların ihtiyaçlarını karşılayabiliyor olmak ama kimsenin malında, mülkünde gözümüzün olmamasıdır ve kanaat en çok yönetici sınıfı için geçerlidir. Özellikle siyasetçilerin, devleti yönetenlerin yeterli olandan daha fazla mal ve mülk edinme duygusunu kalplerden silmeleri gerekir. Çünkü siyasetçiler yani yönetenler devleti bir zenginleşme aracı olarak görmemelidirler."

"Helalleşmeli, kucaklaşmalı ve barışmalıyız"

Altıncı muhafızın korku olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, korkunun Allah karşısındaki çaresizliği ifade ettiği kadar Allah'ın sevgi ve rızasını kazanmanın da yolu olduğunu anlattı.

Korkunun insani ve ahlaki bir duygu olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizi yanlış yapmaktan alıkoyan doğrudan vicdanımızı sızlatan, hangi inançtan olursak olalım kul hakkı yemekten kişiye veya topluma karşı haksızlık, hukuksuzluk yapmaktan bizi uzak tutan duyguların başında korku gelir. Kimileri korktuğu için susar, kimileri haksızlık karşısında dilsiz şeytan olmaktan korktuğu için susmaz, konuşur, hak arar. Kimileri, muktedirler karşısında korktuğu için siner, kimileri tarihe muktedirler karşısında sinen biri olarak geçmekten korktuğu için ayağa kalkar ve itiraz eder. Bu nedenledir ki korku, evrenin milyarlarca yıllık yaşı düşünüldüğünde, bir damla bile olmayan yaşamımızda zulme, haksızlığa, eşitsizliğe, yoksulluğa karşı hangi tavrı gösterdiğimizin belirleyicisidir. Ya korktuğunuz için susarsınız ya da korktuğunuz için itiraz eder, konuşursunuz. Hünkara göre, yüreğimizi koruduğuna inanılan son muhafız ise edeptir. Edep, altı muhafızın tümünü, ilim, cömertlik, utanma duygusu, sabır, kanaat ve korkuyu da kapsayan anlamlar bütününü ifade eder. Özetle, eline, diline, beline sahip olma hali edeptir. Çalmamak, şiddet uygulamamak, harama el uzatmamak, dille, davranışlarla, uygulamalarla kimseyi kırmamak, ötekileştirmemek, bir nevi yetmiş iki millete aynı gözle bakmak edeptir. Edep, aynı zamandan kimseye hangi gerekçeyle olursa olsun ayrıcalık yapmamak, kötü hal ve davranışlardan uzak durmak, hak, hukuk ve adaletle hükmetmek demektir."

Kılıçdaroğlu, yüreğindeki kini ve intikam duygusunu öldürmeyenlerle birlikte yürüyecekleri bir yolun olmadığını belirtti.

Hünkar Hacı Bektaş Veli'den öğrendikleri üzere, tüm inançlara ve farklı yorumlara saygı duyduklarına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bizler, kişisel hırslarımızdan ihtiralarımızdan arınmalıyız. İyilikte ve adalette yarışmalı, bunun mücadelesini vermeliyiz. Helalleşmeli, kucaklaşmalı ve barışmalıyız. Geçtiğimiz yıl ki konuşmamızda ifade ettiğim üzere, ihtiyacımız olan Hünkar'ın aslanla ceylanı kucağında buluşturan huzur, güven ve kardeşlik duygusudur. Aslan ile ceylanın bir arada huzur ve güven için kardeşçe yaşayacağı bir ülkeyi el birliği ile kuracağız, kurmalıyız. 85 milyon birlikte kurmalıyız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu Cumhuriyet'imizi ikinci yüzyılında Allah’ın izniyle demokrasi ile taçlandıracağız."

Program, şarkıcı Cem Adrian konseriyle sona erdi.

İlçede, eski terminal alanındaki İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iştiraki KİPTAŞ'ın proje lansmanına katılan Kılıçdaroğlu, Hacı Bektaş Veli Müzesi ve Türbesi'ni ziyaret etti.

Kaynak: AA

Kaynak:AA


Yorum Yazın