HDP: "Saldırıdan iktidar ve küçük ortağı sorumludur"

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
HDP: "Saldırıdan iktidar ve küçük ortağı sorumludur"
Abone ol
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin İzmir il binasına düzenlenen saldırıyla ilgili konuştu.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP milletvekilleri, üye ve yöneticileri, partinin İzmir İl Örgütüne yönelik gerçekleştirilen saldırıya ve Deniz Poyraz’ın katledilmesine ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Saldırıya sert tepki gösteren Sancar, şunları söyledi:

Bugün İzmir İl Binamıza alçakça bir saldırı gerçekleştirildi ve Deniz Poyraz kardeşimiz katledildi. Bu alçakça bir saldırıdır ama göz göre göre gelen bir cinayettir.

Toplantımızı hedef alan bir katliam girişimi yaşandı

Şunu öncelikle belirteyim; burada sadece rastgele bir kişiyi öldürme ile sınırlı bir plan söz konusu değildir. Bugün İzmir İl Örgütümüzde saldırının gerçekleştirildiği saatlerde yaklaşık 40 kişilik yönetici grubumuzun bir toplantısı olacaktı. Daha önce planlanmış olan bu toplantı acil bazı nedenlerden dolayı ertelendi. Yani burada plan açıktır, yapılmak istenen bir katliamdır. Biz bu katliam planlarını yakından tanıyoruz. Zaten il binamıza girip tabloyu gören arkadaşlarımız bir iki kurşunla hedef gözeterek öldürme ile sınırlı bir amaç olmadığını gördü. Çünkü tam anlamıyla tarama yapmış katil, yani kim varsa öldürmek için ateş açmış. Bu katliam aynı zamanda bir provokasyondur ve bunun çok tehlikeli bir provokasyon olduğunu herkesin çok net görmesi gerekiyor. Aylardır söylüyoruz; bu iktidar kaostan besleniyor, tehdit ve şantajla demokratik muhalefeti susturmaya çalışıyor. HDP’yi her türlü yolu kullanarak susturmaya, sindirmeye çalışıyor. Kobani Davası bu amaca yöneliktir, kapatma davası da aynı amaçla harekete geçirilmiştir. 

Siyaset yoluyla bizimle baş edemeyenler silahlı katillerini devreye sokmuştur

Hukuk ve siyaset yoluyla bizimle baş edemeyenler şimdi silahlı katillerini devreye sokmuşlardır. Burada yapılmak istenen geçmişte benzerlerini gördüğümüz kanlı oyunların tekrarı gibidir. 7 Haziran-1 Kasım arası yaşananları boşuna hatırlatmıyoruz. Ama sadece biz hatırlamıyoruz, iktidarın başı da AKP’nin genel başkanı da açıkça 7 Haziran'ı unutmadıklarını söylüyorlar. 7 Haziran-1 Kasım 2015 arasında neler yaşandığını şimdi ayrıntılı anlatmama gerek yok. Orada da benzer planlar söz konusuydu, il binalarımıza saldırılar gerçekleştirildi, çalışanlarımız katledildi, meydanlara bombalar atıldı, canlı bombalarla yüzlerce kişinin canı alındı, ülke kana bulandı. 

Kirli ve karanlık çukurdan kurtulamayacağını anlayan iktidar kaos planlarını devreye soktu 

Şimdi de yarattığı bu karanlık döngüden, bu kanlı ve kirli çukurdan kurtulamayacağını anlayan iktidar kaos planlarını devreye sokmuştur. AKP Genel Başkanının bir süre önce Rize’de İyi Parti Genel Başkanı ve heyetine yönelen bir linç girişiminden sonra yaptığı açıklamayı da unutmayın. “Bunlar daha iyi günleriniz, daha neler neler olacak” demişti. Soruyoruz, bu sözünüzü bir kez daha tekrarlayıp açıklayın. Ne demek istediniz, bu sözün altını doldurmak zorundasınız. Her gün herkesi, her kurumu tehdit eden, hedef gösteren iktidarın küçük ortağı bu saldırı karşısında ne diyor, sözü nedir? Gazetecileri, siyasetçileri ve en başta partimizi, bütün demokratik kitle örgütlerinin yöneticilerini, bütün muhalefet partilerini hedef gösteren iktidarın küçük ortağı da bu saldırıdan sorumludur. İktidar bir bütün olarak bu saldırının sorumlusudur. Her gün nefret diliyle konuşan, düşmanlaştırma politikasını tek yol olarak kullanan, toplumu kutuplaştıran, çatışma ortamını tahrik eden iktidar bu cinayetin de bundan sonra işlenecek benzer cinayetlerin veya katliam girişimlerinin de sorumlusudur. 

Katil elindeki silahla göstere göstere yüzlerce polisin gözü önünde bu katliamı gerçekleştirdi

İzmir İl Binamız yaklaşık bir buçuk yıldır kuşatma altında. Oraya çeşitli çevrelerden provokatörler gönderiliyor. İzmir İl Binamızın etrafında sayısız polis ve emniyet aracı var. Bu şahıs bugün 10:30’da göstere göstere elinde silahla binamıza girebiliyor ama bunu oradaki yüzlerce polis görmezden geliyor ya da yol veriyor. Bunların hepsinin peşinde olacağız. Hukuk yoluyla hepsinin hesabını soracağız, Demokratik siyaset yoluyla da bütün bu provokasyonları boşa çıkaracağız. Provokasyonların sorumlularının halk önünde sandıkta ve demokratik siyasetin bütün alanlarında hesap vermesini mutlaka sağlayacağız.

Bu saldırının tek hedefinin HDP olmadığını herkes görmelidir

Burada yapılan saldırının tek hedefinin ve asıl hedefinin HDP olmadığını herkesin daha açık görmesi ve dile getirmesi gerekiyor. Bir süredir ortaya saçılan iddialar, Sedat Peker’in ifşaatları her geçen gün iktidarın itiraflarına ve ikrarlarına dönüşüyor. Bu iddiaların içinde katliamlar var, korkunç kirli uyuşturucu ticareti, cinayetler, cinayetlerin üstünü örtmeler var, talan var. Öyle bir kirli girdap yaratmış ki bu iktidar; bu iddialar karşısında bir tek kelime söylemeye cesaret edemiyor, çıkıp da açıklama yapmak adına konuşan iktidar mensupları ise bunların hepsini itiraf etmiş oluyorlar.

Bir kaos planı ve çatışma hesabı devreye sokulmuştur

Yapılmak istenen bellidir; bir kaos planı, bir iç çatışma hesabı devreye sokulmuştur. Biz bunun farkındayız. Acımız büyük, öfkemiz derin ama demokratik siyasette kararlılığımız da en az öfkemiz ve acımız kadar kesindir. HDP provokasyonların farkındadır, bu iktidarın ömrünü uzatmak için her yola başvuracağını görmektedir. Bunları demokratik siyaset zemininde hukuk yoluyla siyaset zemininde boşa çıkarmak için sonuna kadar kararlı mücadelesini devam ettirecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. HDP bu ülkede demokratik geleceğin ve barışın en büyük güvencesidir. 

Demokratik siyaset alanında her türlü meşru mücadele yolunu kullanacağız: Ne katliamlar ne kumpas ve tehditler bizi yıldırabilir

Elbette bütün bu oyunlara ve Deniz kardeşimizin katledilmesine karşı sesimizi en gür şekilde yükselteceğiz. Demokratik siyaset alanında her türlü meşru mücadele yolunu kullanacağız. Her alanda bu oyunları boşa çıkarmak için yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Şimdiye kadar saldırılarla, tehditlerle, davalarla ve tutuklamalarla bizi bu yoldan vazgeçiremeyenler provokasyonlarla da aynı sonuca ulaşamayacaklardır. Ne cinayetler bizi durdurabilir ne kumpas davaları ne de tehditler. Bu ülkenin halklarına sözümüz var; HDP bu ülkenin geleceğinin demokrasi, barış ve özgürlük üzerine kurulması konusunda en kararlı şekilde mücadelesini sürdürecek ve en etkili muhalefeti ortaya koyacaktır. Bütün bunları, provokasyonları boşa çıkaracak kararlılıkla, azimle ve disiplinle yapacaktır. Bu saldırı sadece bize karşı değildir, elbette halkımız katledilen Deniz kardeşimizin anısına sonuna kadar sahip çıkacaktır. Katillerin hesap vermesi için sonuna kadar mücadele edecektir ama demokrasi çevreleri ve muhalefet partileri bunu sadece HDP’ye bırakmaya kalkarsa o zaman bu kaos planlarının sahiplerini sevindirirler.

Meclis'te bulunan, bulunmayan bütün parti başkanlarıyla bir araya gelip kaos planlarına karşı ortak tutum açıklama çağrısı yapıyoruz

Bizim buradan açık bir çağrımız var. Demokrasiden, barıştan ve adaletten yana olan herkes şimdi HDP etrafında kenetlenmelidir. HDP etrafında kenetlenmek; geleceğimize, gençlerimize ve emekçilerimize sahip çıkmaktır. HDP etrafında kenetlenmek, demokratik siyaseti savunmaktır. HDP etrafında kenetlenmek, kirli ve kanlı kaos planları peşinde koşanlara dur demektir. Kimsenin en ufak bir tereddüt ve çekingenlik göstermeye hakkı da yoktur, lüksü de yoktur. Her türlü çekingenlik ve ürkeklik kaos planlarının sahiplerini, cinayet ve katliam planlarını yapan odakları cesaretlendirmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır. Çok açık bir çağrı yapıyoruz: Meclis'te bulunan ve bulunmayan bütün siyasi partilerin başkanlarıyla en kısa zamanda bir araya gelelim, gelişmeleri birlikte değerlendirelim, bu kirli kanlı ve karanlık oyuna karşı ortak tutumu Türkiye halklarına hep birlikte gösterelim. Bunun için vaktimiz az, gecikmeye hakkımız yok. Bu ülkenin bu konuda yan çizmeye, zamana oynamaya ve oyalamalara tahammülü yok. O nedenle tekrar ediyorum; Meclis'te bulunan ve bulunmayan bütün muhalefet partileri en kısa zamanda başkanlar düzeyinde bir araya gelmelidir. İktidarın ve varsa başka karanlık odakların ve bunlarla birlikte hareket eden, bunlardan cesaret alan bütün çetelerin karşısına hep birlikte çıkmak zorundayız. HDP ülkenin barış umudu için, demokratik gelecek hasreti için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirecektir. Bugüne kadar nasıl yerine getirdi ise bundan sonra da aynı şekilde yerine getirmeye devam edecektir. 

Deniz Poyraz’ın öldürülmesi bir cinayet değil katliamdır

Gerçekten acımız büyük, Deniz gencecik bir arkadaşımızdı. Bir süredir partimizde çalışan, İzmir İl Örgütümüzde çalışan annesinin rahatsızlığından dolayı parti çalışmalarına ve İzmir İl Örgütümüzün işlerine yardımcı olan bir üyemizdir, Mardin-Ömerli doğumludur. Çok büyük tesadüf sonucu, acı bir tesadüftür bu aynı zamanda, tek başına İzmir İl Örgütümüzde bulunmaktaydı. Eğer daha önce planlanmış olan yaklaşık 40 kişilik toplantımız ertelenmemiş olmasaydı sadece Deniz değil bugün bu ülkeyi büyük acılara, halkımızı derin acılara boğacak, geleceğimizi karartacak daha büyük bir katliam yaşanabilirdi. Ama katliamları sayılarla ölçmek de yanlıştır. Deniz Poyraz’ın öldürülmesi bir cinayet değil bir katliamdır. Deniz Poyraz’ın öldürülmesi bize, hepimize yöneltilmiş alçakça bir saldırıdır. Sevgili Deniz; senin anını, o onurlu yaşamını ve o güzel mücadeleni sürdürmeye söz veriyoruz. Sevgili Deniz; hasretini çektiğin demokratik yaşamı da hayalini kurduğun güzel geleceği de içinde bir çiçek gibi suladığın barışı da mutlaka getireceğiz sana söz, sana yemin.

Karanlıktan katil yaratan bu anlayışı durdurmak hepimizin görevi

Çok değerli kardeşim Rakel Dink’in sözü bütün etkisiyle gerçeklik olarak karşımızda duruyor. "Karanlıktan katiller yaratan" anlayış iş başındadır, bu anlayışı durdurmak hepimizin onur görevidir, hepimizin sorumluluğudur. HDP bu sorumluluğu bütün demokrasi güçleriyle birlikte mutlaka ama mutlaka yerine getirecektir. 

Kriz Koordinasyon Merkezi kurduk, yarın cenazede olacağız

Şu anda çalışmalarımızla ilgili bilgiler soruluyor. Değerli Eş Genel Başkanım Pervin Buldan İstanbul’dan İzmir’e doğru yola çıktı. Milletvekillerimiz, MYK ve PM üyelerimiz İzmir’de toplanıyorlar. Bizler burada bir Kriz Koordinasyon Merkezi oluşturduk. Bütün gelen bilgileri buradan değerlendiriyoruz. İzmir ve bütün teşkilatlarımızla çizdiğimiz çerçevede temaslarımıza sistemli ve yoğun bir şekilde devam ediyoruz. Yarın cenaze töreni olacak. Ben de arkadaşlarımla cenaze törenine katılmak üzere İzmir’e geçeceğim. Son sözü biz değil Deniz'in annesi söylesin: Deniz bir gitti, bin gelecek. 
 


Yorum Yazın