Lemi Özgen yazdı:

Hayatı bir romandı

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Hayatı bir romandı
Abone ol
Mahmut Yesari’nin hayatı gerçekten bir roman olurdu. Anafartalar’da Atatürk’ün yanında savaştı. Çok güzel bir kadın edebiyatçıyla evlendi. Karikatürist oldu. Tiyatrocu oldu. Senarist oldu. Verem oldu. Romancı oldu ama bunları değil, başkalarının hayatını yazan bir romancı oldu.

Tarihin en kanlı savaşının en kanlı günlerinden biri. Anafartalar’da savaşanların cepheleri birbirlerine o kadar yaklaşmış ki, Türk ve İngiliz askerleri birbirlerine yüzlerini görerek ateş ediyorlar. Boğazdaki İngiliz ve Fransız ağır zırhlılarının topları aralıksız gürlüyor. Yukarılardaki Arıburnu, Conk Bayırı ve Kocaçimen bölgelerinde kan gövdeyi götürüyor. Gece ve gündüz diye birşey kalmamış. Kara bir barut dumanı ağır bir perde gibi havada asılı. Susmak bilmeyen toplar, mitralyözler, piyade tüfekleri ve bunların mermilerinin havada uçuşmasından doğan kesintisiz bir uğultu...

Okulu bitirir bitirmez kendini bu kanlı savaşın içinde bulan ‘ihtiyat mülazımı’ yedek subay Mahmut,19’uncu Tümen Komutanıyken Anafartalar Grup Komutanı olarak bu gaddar savaşın en ağır sorumluluğuna atanan Albaya siperlerde yol gösteriyor. Yeni komutan, sarışın, mavi gözlü, genç ve bu ölüm kalım savaşına hiç yakışmayacak kadar zarif bir adam. Özenle traş olmuş. Kalpağının altından görülen sarı saçları temizlikten ve taranmaktan pırıl pırıl parlıyor. Üniforması jilet gibi ütülü. Çizmeleri dikkatle boyanmış. Kendisine yol gösteren yedek subay Mahmut, albayın üniformasının içine giydiği beyaz gömleğin yakalarının kaskatı kolalanmış olduğunu görüp, şaşkınlıktan yere düşecek gibi oluyor...

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.


Yorum Yazın