AK Parti grup toplantısı notları

Erdoğan: Özel okullardaki fiyat artışını %36 ile sınırladık

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Erdoğan: Özel okullardaki fiyat artışını %36 ile sınırladık
Abone ol
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar şöyle:

"Akçakale’de şehit olan askerlerimiz için Allah’tan rahmet diliyorum. Terör tehditlerini kökünde kurutmaya devam edeceğiz. Nerede aklınıza terör bölgesi geliyor bizler varız, var olmaya devam edeceğiz.

Trafik kazasında hayatını kaybeden Ahmet Çalık'a Allah'tan rahmet diliyorum.

Hizmetlerimizi Meclis çatısı altında da yoğun şekilde sürdüreceğimiz döneme girdik. 

Ülkemizi Türkiye modeliyle dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma hedefimiz doğrultusunda yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz. Biz kaybederken kazananlar kimlerse, biz ağlarken gülenler kimlerse bu felaketin müsebbibi odur.

Kendi yaşadıklarımızı biz unutursa diğer insanlar haydi haydi unutur.  İktidarımızın ilk yıllarında vesayetin, bürokrasisiyle, iş dünyasıyla önümüze hangi engeller çıkardığı daha dün gibi gözlerimizin önündedir. Bugünkü gençlere anlatsak milattan önceki tarihte olmuş hadiseler gibi dinleyecekleri nice olayları bizzat yaşadık.

Ülkemizin uluslararası alanda nasıl kuralsız, ahlaksız, sinsi tuzaklara tecrit edilmeye, köşeye sıkıştırılmaya çalışıldığını unutmadık. Gezi olayları, FETÖ’nün kumpaslarıyla başlayan sürecin düğmesine pek çok yerde uygulanan kirli bir senaryonun ülkemize teşmil edilmesi gayesiyle basılmıştı. Kimi ülkede başarıya ulaşarak maalesef devletlerin parçalanmasına yol açan bu alçak senaryoyu biz milletimizle birlikte yırtıp çöpe attık.

Siyasi ve sosyal kaos denemelerini, tüm terör örgütleri kullanılarak şehirlerimize ve sınırlarımıza başlatılan saldırıları, FETÖ vasıtasıyla teşebbüs edilen darbe girişimlerini, diplomatik çirkeflikleri, güç gösterilerini birer birer bertaraf ettik. Biz mücadele bayrağını hep yüksekte tuttukça maruz kaldığımız saldırıların cephesi daha da genişledi.

Ekonomide son 3-4 yıldır yaşadığımız dengesiz gelişmelerin bir sebebi de finans araçlarının bu cephenin bir unsuru olarak devreye alınmış olmasıdır. Şöyle geriye dönüp son 3-4 yılda ekonomide neler oldu diye baktığımızda karşımıza çıkan fotoğraf şudur: Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimini milletimizin şanlı direnişiyle bertaraf ettikten sonra Batılı ülkelerin gizlemeye gerek bile görülmeyen husumetiyle karşı karşıya kalmıştır.

Bunlardan NATO müttefikimiz ABD, ülkemizle arasındaki yaklaşım farklılıklarını doğrudan ekonomimizi mahvetme tehdidiyle sergilemeyi tercih etmiştir.  Kimi Avrupa ülkeleri ise aynı tavrı daha dolaylı yöntemlerle ortaya koymuşlardır. Batı’nın güdümündeki bazı bölge ülkelerinin devreye sokulmasıyla bu karmaşık tablo giderek derinleşmiştir.  Savunma sanayi ürünlerinde ve çeşitli ticari başlıklarda ülkemize karşı uygulanan örtülü ambargo, finans araçlarının daha öne çıkarıldığı farklı bir boyuta taşınmıştır. Geçmişteki saldırılarda yaptığımız gibi bu süreçte de hemen tedbirlerimizi alarak zayıf noktalarımızı güçlendirip eksiklerimizi tamamlayarak mücadele saflarını sıklaştırdık.

Yurt dışından finans sistemimizin dengelerini bozacak şekilde yapılabilecek müdahalelerin araçlarını önemli ölçüde kontrol altına aldık. Serbest piyasa ekonomisi kurallarına zaten uymayan bu tabloyu düzeltmeye başladığımız bir dönemde Koronavirüs salgını nüksetti.

Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere pek çok devlet bu sağlık krizi karşısında bocalarken Türkiye hayata geçirdiği süratli ve etkin tedbirlerle kendini korumaya a almıştır. Salgın döneminde son derece başarılı bir yönetim sergiledik. Yine bu dönemde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkemize sağladığı hızlı karar alma mekanizmalarından da istifade ettik. Tabii salgın süreci küresel ekonominin 2008 finans kriziyle zaten bozulmuş olan dengelerini daha sert bir şekilde altüst etmiştir."

Küresel üretim, tedarik, lojistik ve enerji sektörlerinde yaşanan sarsıntılar enerji ve gıda başta olmak üzere pek çok soruna yol açmıştır. Öyle ki gelişmiş ülkeler bir anda 5-7 katına çıkan enflasyon gerçeğiyle yüzleşme durumunda kalmıştır.

Ülkemizde de elbette enflasyon sorunu vardır, üstelik Türkiye enflasyona ek olarak döviz kuru dalgalanması gibi can yakıcı sorunla da boğuşmuştur.

Buna rağmen ülkemizdeki enflasyon artışı nispeten diğer ülkelerin altında kalmıştır. Döviz kurunda olduğu gibi enflasyonda da ülkemiz ve ekonomimizin gerçekleriyle uyuşmayan bir şişkinliğin bulunduğu açıkça ortadadır.   

Ülkemizde de elbette enflasyon sorunu vardır, üstelik Türkiye enflasyona ek olarak döviz kuru dalgalanması gibi can yakıcı sorunla da boğuşmuştur. 

İnşallah en kısa sürede bu şişkinliği ortadan kaldırarak milletimizin haksız bir fiyat artışı yükü altında kalmasının önüne geçeceğiz. Bunun yanında asgari ücreti yüzde 50 oranında artırarak yılın ilk yarısı için memur ve emekli maaşlarını yüzde 26-31 arasında yükselterek, emeklilerimizin taban aylığını 2500 liraya çıkartarak milletimizin hiçbir kesimini enflasyon karşısında ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz.

Önümüzdeki temmuz ayında enflasyona ve şartlara bakarak gerekirse çalışanlarımızın durumlarını yeniden değerlendireceğiz. Milletimizi fahiş fiyat artışlarından korumak için her alanda ciddi tedbirler almaya başladık.

Özel okullardaki artış üst sınırını yüzde 36 seviyesi ile sınırladık. Bay Kemal çıkmış bununla ilgili konuşuyor. Ne koşuyorsun ya, Bu iş bizim işimiz, gerekeni yaptık. Sen geriden geliyorsun. 

Ticaret Bakanlığımız 100 bin ürün denetimi yaptı. Arz- talep dengesiyle uyuşmayan her konuda elimizdeki hukuki imkânları sonuna kadar kullanıyoruz.

Ülkemizin ihracatını 500 milyar dolara çıkarma hedefini ilk açıkladığımızda birilerinin kendi akıllarınca dalga geçtiğini gördük. İşte görüldüğü gibi bu hedefin neredeyse yarısına ulaştık. Buna rağmen hâlâ Türk ekonomisinin odağını yatırım, istihdam, üretimden faiz- kur- enflasyon sarmalına döndürmeye çalışanlara diyoruz ki  kafanızı kaldırın ve dünyaya bir bakın.

Politika faizleri ile enflasyon arasındaki farkın 10 katını geçtiği ülkelerde kimse bu durumu sorgulanıyor, muhalefet partileri felaket tellallığı yapmıyor. Dünyada kimsenin takılıp kalmadığı enflasyonla politika faiz arasındaki ilişki demek ki sadece ülkemize mahsus bir durum.

Gıda fiyatlarından kiralara kadar her alanda ciddi artışlarla karşı karşıya kalan gelişmiş ülkelerin kamuoyları sükunetle gelişmeleri takipe diyor. Bizde ise muhalefet cenahı yalanla ortalığı karıştırmak için canhıraş bir gayret içindedir. 

“Bu yoldan geri dönmeyeceğiz”

Bizi bu yoldan alıkoyacak hiçbir tehdide boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Salgının etkisini nispeten azaltmasıyla birlikte gelişmiş ülkelerin tablonun negatif kısmında sıralandığını görüyoruz. İstihdam sayısını 30 milyon sınırına getirmiş olmamız ülkemizi büyütme stratejimizin harfiyen işlediğini gösteriyor. Bu yoldan geri dönmeyeceğiz. Önümüzdeki yaz aylarında bu çabalarımızın meyvelerini hep beraber almaya başlayacağız. 

“Ülkemizde komedyen eksiği var ki CHP'nin başındaki zat orayı doldurmak için tüm gücüyle çalışıyor”

CHP’nin bunca yıllık muhalefet döneminde herhangi bir vizyon koyduğunu gören var mı? CHP’nin ülkenin herhangi bir meselesinin çözümüne katkı sağladığını alternatif bir teklif getirdiğini duyan, bilen var mı? Ne işe yarar bu CHP?

CHP'nin başındaki zat yıllardır ısrarla takip ettiği hezeyan şeklini alan yalan, iftira, çarpıtma siyasetiyle milletimizin eğlencesi haline geldi. Anlaşılan ülkemizde komedyen eksiği var ki CHP'nin başındaki zat orayı doldurmak için tüm gücüyle çalışıyor.

Ana muhalefet makamı milleti eğlendirmek değildir. Bu zat 2019 seçimlerinde belediye başkan adaylarını yanına alarak kimseyi işten çıkarmama, metro ağıyla donatma donatma gibi vaatlerle milletin karşısına çıkmıştı.Arkadaşlarımıza talimat verdik, nerede bir CHP'li belediye varsa çiftçiye bedava elektrik verilmesi başta olmak üzere vaatleri yerine getirilecek. Madem CHP'liler yoğun, teklifleri belediye meclislerine getiremiyorlar, onların yerine arkadaşlarımız bunu yerine getirecek. Maksat CHP'nin başındaki zatı kendi tabanı nezdinde rezil etmeyelim.

Kılıçdaroğlu'na bir hatırlatmada daha bulunayım. Hani kimsenin işinden edilmeyeceği konusunda namus sözü vermişti ya o söz kendi belediye başkanları tarafındana ayaklar altına alındı. İstanbul başta olmak üzere yönetimi CHP’ye geçen pek çok belediyede on binlerce insan işinden, ekmeğinden edildi.

Kılıçdaroğlu’nun kendi belediye başkanlarına sözü geçmiyorsa bizim belediye meclisindeki arkadaşlarımız kendisine yardımcı olmaktan memnuniyet duyacaktır.

Türkiye enflasyonun da boynunu kırar, büyümesini de arttırır ancak bu muhalefet sorununu nasıl çözer işte onu bilmiyoruz. Sorsanız ülkenin yönetimine talipler ama daha 2023 seçimlerinde adaylarının kim olacağı hususunda anlaşamıyorlar. CHP’nin kendi içindeki adaylık mücadelesi neredeyse saç saça, baş başa kavgaya dönüşmüş durumda. Yakında adliyelik olurlarsa şaşırmayın.

Daha bu partinin içinde ortaya çıkan taciz, tecavüz vakalarını saymıyorum bile. Yaşanan her hadise faşist yüzlerini, nobran karakterlerini açıkça ortaya koyuyor. Bay Kemal ve yoldaşları bölücü örgütün siyasi uzantıları karşısında kâğıttan kaplana dönüştüler.  Eş başkanların hem CHP’yi hem de CHP’li büyükşehir belediye başkanlarını hedef alan hakaretlerine seslerini dahi çıkaramadılar. 

Seçim meydanlarından kendilerine afedersiniz 'Mustafa Kemal'in itleri' diye ayar verenlerin gönüllü avukatlığına soyundular.

Affınıza sığınıyorum, ağız ishaline tutulmuş kifayetsizler misali ne söylediklerini bilmiyorlar. Siyasetteki cari açıklarını hakaretle kapatmaya çalışıyorlar.

Daha grup başkanvekilinin evlatlarımızın dinini, Diyanet’i öğrenmesiyle ilgili sarf ettiği skandal ifadelerin üzerinden bir hafta geçmeden önceki gün alçaklık bayrağını Bay Kemal’in bir başka yardımcısı devraldı. Bu ahlak yoksunu FETÖ ile haşa Allah lafını yan yana koyarak ne kadar sefil zihniyete sahip olduğunu bir kez daha gösterdi. Bırakın artık dinimizi istismar etmeyi, dürüst olun dürüst.

Affınıza sığınıyorum, ağız ishaline tutulmuş kifayetsizler misali ne söylediklerini bilmiyorlar. Siyasetteki cari açıklarını hakaretle kapatmaya çalışıyorlar.

Daha grup başkanvekilinin evlatlarımızın dinini, Diyanet’i öğrenmesiyle ilgili sarf ettiği skandal ifadelerin üzerinden bir hafta geçmeden önceki gün alçaklık bayrağını Bay Kemal’in bir başka yardımcısı devraldı. Bu ahlak yoksunu FETÖ ile haşa Allah lafını yan yana koyarak ne kadar sefil zihniyete sahip olduğunu bir kez daha gösterdi. Bırakın artık dinimizi istismar etmeyi, dürüst olun dürüst.

Artık bu yaptıklarınız tutmuyor.

Ortaklarınızdan bir tanesi soyadı neyse...  Malum terör örgütünden birisiyle tutuşuyor. Resimler yayınlanıyor. Günlerdir bu resimleri izledik, izlediniz. Ne yazık ki PKK’nın bir uzantısı olarak bu kadın parlamentoda. Karma komisyona süratle bunun gönderdik. Karma komisyonda da gereği bunun yapılacaktır. Parlamentomuzda bu tür birilerini görmek istemiyoruz. PKK terör örgütünün uzantılarını görmek istemiyoruz.  Bay Kemal sen neden susuyorsun? İP neden susuyorsun, HDP sen niye susuyorsun? Ağızlarından bir şey çıktı mı? Çıkmadı. Diğerleri de yanalı bohça, onlarda da bir şey yok. Bu teröristlerden oluşan parlamento demokratik bir parlamento olamaz. "


Yorum Yazın