Emel Seçen yazdı: Boyun eğmeyenler

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Emel Seçen yazdı: Boyun eğmeyenler
Abone ol
Duruş lazım, medeniyet lazım, kültür lazım en çok da her zaman her koşulda herkes için geçerli İNSAN olmak!...

Yoklamalar,

Mevcut durumların, tarihe işlenmiş olguların tozunu, pasını iyice alabilmek içindir. Kir, toz ve pas da öyle uzaktan kıyıdan el vurmak ile aklanmaz.

Yumruğunu kaldırmak, ses olmak ve gerektiğinde de masaya vurmak ile olur.

ORHAN AYDIN

Kendisi uzun yıllardır kendi kulvarında koşusuna devam ediyor. Bu koşu, sıradan durup dinleneceğiz bir koşu değil bu uzun soluklu bir maraton. Tıpkı nehirlerden okyanuslara varmak gibi…

Daha önceki yazımda Ferhan Şensoy’un “Kazancı Yokuşu”nu anlatmıştım. Yokuşta elbette tökezleyen, zirveye ulaşmak isteyenleri kendi olamadığı için sırtından tutup çekmek isteyecekleri de. Ve gecikmedi. Çünkü gerçek anlamda medeniyetin hele hele özgürlük ve adaletin şarkısının ezbere okunmadığı süreçlerde, bu kaçınılmaz. Tarih, hangi tarih olursa olsun. Tarih, maç sloganı değildir, ders alınmak içindir ve daima gerçekleri yazar. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, bunca dünya tarihini bilmeseydi; tüm savaş taktiklerini ezber etmese, Çanakkale ilahi dualarla mı kurtulacaktı?

Akıl, bilim tek yoldur.

Dünya tarihinde aydınlanma, ancak aydınlanma savaşçıları ile gerçekleşir.

12 Eylül 1980, özellikle biz sıkışmış kuşaklar için geleceği hadım edilen, önüne sunulanı kabul ettirtilen, buldozer gibi hepimizin üzerinden geçip; sorgulamamayı ve tüketmeyi öğreten bir yaşam şeklini almıştır. Elbette bilinçlidir.

Bunları bilmiş olanlar zaten darağaçlarında baharları kucakladılar.

Âşık Mahsuni, kendi çok sevdiği sanatından Denizler için “Nihat Erim” sözleri için yasaklanmış, işkence görmüştür. Artık ezber edin lütfen bunları, Ruhi Su bunlar için bedel ödetmiş, ama o yine “Dostlar Korosu” ile var olmuştur.

Hangi dağ sığınağınız?

Yıllar önce çalıştığım yere eşi işsiz kaldı diye bir kadıncağız, çay servisi yapmak için işe başlamıştı. Bir 12 Eylül günü anma yaparken, ocak başı olan çalışma alanında ağladığını gördüm. Sohbet ederken öğrendim ki 12 Eylül günü, Zeytinburnu’nda sadece balkonda çamaşır asıyorken, alıp götürülmüş. Hiçbir yer ile bağı olmayan, sıradan çocukları ve eşi ile hemhal halde ev kadını götürülüp, işkence görmüş. Anlattı, boğazım düğüm düğüm oldu…

Rahmetli Savaş Ay,

Erdal Eren’in son gününü, son anını görüp dostu Sezen Aksu ile paylaşmasa o şarkı çıkar mıydı?

Son Bakış, bu şarkıyı sıradan şarkı gibi değil ağıt gibi dinleyin lütfen yeniden.

Çalınmış hayatların izi ve tescili var, gömülü kelimelerde…

Şimdi 12 Eylül 2021 TKP, her ilçeden otobüs kaldırarak Kartal meydanına götürüyor. Ne de güzel yapıyor, bizim oradan binmeden bir anne geliyor, henüz dört ya da beş yaşlarında oğlu ile. Seviyorum, konuşuyoruz.

“Bir fotoğraf çektirelim mi” diyorum? İsmi KARTAL!

Ne güzel, Kartal meydanında Kartal, hem de üzerinde tshirt FUTURE yani GELECEK yazıyor. Sonra bir bakıyorum Asya kökenli biri. Soruyor gruptaki arkadaşlar, meğerse Çin’den yola çıkmış. Orada Dil bilgisi öğretmeni, emekli dünya turu yapıyor. Bir kızı bir oğlu varmış, onlar eşi ile birlikte kalmak zorunda kalmış. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün o her şeyden daha çok önem verdiği ve atıl hale getirilen ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU önünde, 12 Eylül 2021 için broşür dağıtan arkadaşları görünce şaşırarak: “Türkiye’de Komünist Parti ve miting mi var?” deyip, geliyor. Kendisi Çin Halk Cumhuriyeti Komünist Parti Üyesi. Bizim otobüste, otobüsün en önünde meraklı gözlerle hem inceliyor hem arkadaşlara soruyor. Çok mutlu, böyle bir deneyimi yaşamaktan. Hem öğretmen olmanın verdiği farkındalık, hem de durduğu yerin bilinci ile. Toplu fotoğraf çektirelim, hatıra kalır bana diyor Chencen. 

Açıyoruz bayrağı BOYUN EĞME!

SİZ NEREDE DURUYORSUNUZ?

Hangi ülke kadar hangi şehir, hangi ilçe de olduğunuz ve ne kadar varlık gösterdiğiniz önemli. Hayata hangi pencereden baktığınız, elinizi ne kadar taşın altına soktuğunuz. Malum hayat, sorumluluk alıp geleceğe değer katan ve değerini, hiçbir şekilde satmayanlarındır.

Gençler, üstelikte tiyatrocular…

1 Mayıs tarihini iyi belleyin. Ve Ferhan Şensoy’ın Kazancı Yokuşu adlı eserini bilhassa, o tarihte neler olduğunu. Bilseydiniz, sanatçımız ORHAN AYDIN ile geçtiğimiz sene, çevrimiçi sohbet anma programında, dalga geçmek bir yana, susar öğrenir, öğrendikten sonra da eğer aile kültürü aldıysanız utanır, özür dilerdiniz.

Sanatçı olmak hiç kolay değil!

Duruş lazım, medeniyet lazım, kültür lazım en çok da her zaman her koşulda herkes için geçerli İNSAN olmak!

Size bir şiir bırakıyorum. Sözü-Bestesi Ruhi Su’ya ait..

“Şişli Meydanı'nda üç kız
Biri Çiğdem, biri Nergis
Şişli Meydanı'nda üç kız
Biri Çiğdem, biri Nergis

Vuruldular güpegündüz
Sorarlar bir gün, sorarlar

Sabahın bir sahibi var
Sorarlar bir gün sorarlar
Biter bu dertler, acılar
Sararlar bir gün, sararlar
Sararlar bir gün, sararlar

1977
Unutulmaz yılın adı
1977
Unutulmaz yılın adı

1 Mayıs bayramı idi
Sorarlar bir gün, sorarlar

Sabahın bir sahibi var
Sorarlar bir gün sorarlar
Biter bu dertler, acılar
Sararlar bir gün, sararlar
Sararlar bir gün, sararlar

Beş yüz bin emekçi vardık
Taksim Meydanı'na girdik
Beş yüz bin emekçi vardık
Taksim Meydanı'na girdik

Öyle bir İstanbul gördük
Sorarlar bir gün, sorarlar

Sabahın bir sahibi var
Sorarlar bir gün sorarlar
Biter bu dertler, acılar
Sararlar bir gün, sararlar
Sararlar bir gün, sararlar

Al gözlerim seyir eyle
Birin bırak, birin söyle
Bu yeryüzü ilk kez böyle
Bir İstanbul görüyordu
Kucaklayıp sarıyordu”

Hani emek verdiğiniz, iki kalas bir heves dünyanın aktörleri. Halk ile hemhal olmak anlık değildir. Bakınız, Türkiye Cumhuriyetinin kurucu liderine, halk ile nasıl, ne şekilde durmuş, ne söylemiş.

12 Eylül 2021, İstanbul Kartal Meydanı

Kartal Belediyesi yanında kafe, üstelikte tuvalette, üstelikle kahpece!

Ne olacaktı ki?

Medeniyet göstergesi bu! 

Çünkü sahnesini ücretsiz olarak sadece TKP’ye değil ihtiyacı olan herkese zor anında açan Ferhan Şensoy’u anıyor.

Kim, ORHAN AYDIN.

Aydın geçinen, sanatçıyım diyen sözde sanatçılar; 1 Mayıs da aşağılamaya kalkarsa çağ dışılar ne yapsın?

Var mı farkı? Elbette yok.

Orhan Aydın, Ferhan Şensoy’u SES Tiyatrosunda uğurlarken, orta alan bir ön sıramın sol tarafında, Bedri Baykam ile oturuyor. Hepimiz sinirleniyoruz. Arkasını Ferhan Şensoy’a dönmüş saatlerdir sahneyi kaplayarak, naşını kapatarak, gelen-gideni haber altında olayı magazinleştirenlere. Ve dayanamıyor:

“Arkadaşlar, lütfen arkanızda Ferhan Şensoy var!”

Kibarlık, işte sanatçı duyarlılığı.

12 Eylül 2021 Yumruk yiyor

Ferhan Şensoy için borcumuz var derken!

Şimdi

Kendi adıma,

Herkese soruyorum.

Ben HYPETİA

Ben TESLA

Ben KARAFATMA’yim

ORHAN AYDIN YALNIZ DEĞİL!

Peki, AZİZ NESİN de size soruyor?

SEN, NESİN?

ORHAN AYDIN,

RIFAT ILGAZ, size soruyor?

“AYDIN MISIN?”

ORHAN AYDIN YALNIZ DEĞİL!

Küçük Kartal, Kartal meydanında ne mi oldu?

Çıkışta, Fatih Maçoğlu’nu bulup fotoğraf çektirmiş.

İşi biliyor.

Selam olsun!


Yorum Yazın