”Amacımız tüm yolcularımızın yüksek hızlı internete ücretsiz erişmesi. Bununla ilişkin yeni bir proje grubu oluşturduk, birçok uluslararası uydu sağlayıcısıyla görüşmeler yapıyoruz” ”Şu andaki gündemimiz, dünyada hava yolları arasında özellikle mobil taraftaki deneyimde en iyilerden bir tanesi olmak” ”Uçakların konfigürasyonları farklı olabiliyor. Kabin ekiplerimiz, uçaktaki cihazların tanınması, nereye ne yerleştirilmiş, onu sanal ve artırılmış gerçeklik üzerinden görebiliyor” ”Nasıl Türk Hava Yolları bugün hizmet ihracatında Türkiye’de önder markalardan biriyse biz de Turkish Technology olarak yazılım ve teknoloji ihracatında Türkiye’deki akla gelen ilk markalardan bir tanesi olmayı istiyoruz”
İSTANBUL (AA) ABDULKADİR GÜNYOL TOLGA YANIK THY Genel Müdür Yardımcısı ve THY Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Kızıltunç, uçak içinde internet erişiminin bütün hava yollarının birbiriyle yarıştığı bir noktaya geldiğini belirterek, "Şu anda belli kategorilerde belli yolcularımız ücretsiz alıyorlar bu hizmeti. Amacımız bir takvimde tüm yolcularımızın yüksek hızlı internete ücretsiz olarak erişmesi." dedi.
Kızıltunç, Turkcell'in katkılarıyla hazırlanan Anadolu Ajansı (AA) Teknoloji Masası'na konuk oldu.
Turkish Technology'nin pandemi döneminde teknoloji sektöründeki hareketliliğe cevap verebilmek amacıyla kurulduğunu anlatan Kızıltunç, "Dijitalleşme şu andaki stratejimizin en önemli unsurlarından bir tanesi. Bu anlamda THY Teknoloji şirketimiz, Türk Hava Yolları'nın 2033 stratejisindeki dijitalleşme adımını hızlandırmak için yetkin insan kaynağını barındırmak ve proje teslimat sürelerini hızlandırmak ana hedefiyle kuruldu." dedi.
Kızıltunç, yapay zekanın verinin çok olduğu zamanlarda geniş imkanlar sunduğunu belirterek, "Bunlardan biri de optimizasyon alanı. Operasyonlarımızda geniş bir filo, büyük bir insan kaynağı ve yaygın bir uçuş ağına sahip olduğumuz için alacağımız her kararın optimum seviyede olması bize maliyet tasarrufu ve gelir maksimizasyonu fırsatları sunuyor." şeklinde konuştu.
Üretken yapay zeka alanında da çalışmalarının bulunduğunu anlatan Kızıltunç, çağrı merkezlerinde müşteri taleplerini yanıtlarken sorulan sorulara yanıt vermek için bu teknolojiyi kullandıklarını anlattı.
"Kabin içindeki anketleri yapay zeka aracılığıyla çok hızlı analiz ediyoruz"
Kızıltunç, daha önce insan eliyle tek tek okunan kabin içindeki anketleri yapay zeka aracılığıyla çok hızlı analiz ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Hava yolu sektörü fiziksel bir operasyon ortamı içerdiği için bu teknolojiyi yoğun olarak kullanmaya çalışıyoruz. Örneğin, uçağın kapıya yanaşma zamanı, kargo kapılarının açılma zamanı, ekibin geliş zamanı ve yakıtın yüklenme süreci gibi her aşamayı tek tek takip ederek burada da optimizasyon fırsatları elde ediyoruz. İGA’da yürüttüğümüz projelerden biri olan görüntü işleme projesinde, uçağın tüm hareketlerini kameralar aracılığıyla takip edip, önceden bir operatörün tek tek sisteme girdiği verileri şimdi doğrudan görüntü işleme yoluyla topluyoruz. Bu şekilde elde edilen verilerle süreçlerimizi daha verimli hale getiriyoruz."
Havalimanlarında veya hava yolu operasyonlarında doğrudan insana benzeyen robotları kullanabilmek için en az 510 yıl daha olduğunu düşündüğünü vurgulayan Kızıltunç, çip teknolojisi üzerine çalışan Nvidia ile bazı projeler üzerine görüşmeler yaptıklarını söyledi.
Kızıltunç, Nvidia'ya göre de robotların özellikle açık alanlardaki operasyonlarda yer alması için 1015 yıl zaman olduğunu dile getirerek, "Ancak, kargo operasyonu gibi kapalı alanlarda robot kullanımının daha kısa sürede gerçekleşebileceğine inanıyoruz. Özellikle eticaret şirketleri kendi lojistik depolarında robotları kullanmaya başlamış durumda. Bu konuda fırsatlar olduğunu düşünüyoruz çünkü Turkish Cargo, dünya genelinde kendi alanında ilk dört arasında yer alıyor." dedi.
"İstanbul'da 2 veri merkezimiz var, bunu yedeklemeyle ilgili bir planımız var"
Kendi büyük dil modelleri üzerine çalışmaları olduğunu anlatan Kızıltunç, dışarıya paylaşmak istemedikleri kalite dokümanları olduğunu ve bunlar arasında arama yaparken bu modelin faydalı olacağını söyledi.
Kızıltunç, siber güvenliğin sürekli yeni tehditler ve ürünlerin çıkması sebebiyle oldukça zor bir alan olduğunu belirterek, "Kurum içinde farkındalığı artırmaya odaklanıyoruz. Türk Hava Yolları’nda yaklaşık 90 bin çalışan var ve herkes bir anlamda bir 'arka kapı' olarak tehdit unsurları tarafından hedef alınabiliyor." dedi.
Hava yollarının seyahatin önemli bir unsuru olmasına rağmen tamamı olmadığını anlatan Kızıltunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kişilerin bunun dışında konaklamaya ayırdığı ücretler var. Eğlence, yeme içme ve transferler gibi ve ödeme kanalları var. Birçok hava yolu şirketi de 'ben bu müşterime başka ne ek hizmetler satabilirim' diye kafa yoruyor. Çünkü o müşteriyle bir defa temas kurduğunuzda özellikle Türk Hava Yolları gibi markanız da çok güçlüyse ona başka hizmetleri de o çatı altında sunabiliyorsunuz. Turkish Airlines Holidays diye bir markamız var. Önümüzdeki yıllarda çok yoğunluk vereceğiz buraya. Bu anlamda aslında çok fazla ek gelir fırsatı var. Geçtiğimiz sene teknoloji, finans ve ticari ekiplerimizin ortak inisiyatifiyle bir fintek kurduk. Burada da amaç bu bahsettiğim yolcunun ödeme ihtiyaçlarını çözebilecek aslında yeni ürün ve hizmetler geliştirmek."
Geçen aylarda yaşanan ve dünya çağında büyük bir soruna dönüşen CrowdStrike şirketinin sebep olduğu küresel yazılım sorunu hakkında konuşan Kızıltunç, son yıllarda hava yollarında en büyük kesintiler, arızalar ve sıkıntıların teknoloji tarafından geldiğine dikkati çekti.
Kızıltunç, hava yolları teknolojilerine de bilgi teknolojisi iş sürekliliği gözünden bakmak gerektiğini belirterek, "Örneğin bizim şu anda İstanbul'da 2 veri merkezimiz var. Bunu önümüzdeki dönemde yedeklemeyle ilgili bir planımız var. Özellikle deprem gibi bir senaryoda ihtiyaç olması durumunda coğrafi yedekliliği sağlamak anlamında. Baktığımız konulardan bir tanesi bu. İkincisi de güncellemelerden dolayı olan kesintiler gibi, yazılım tarafında kalite, test, devreye alım süreçlerinin sürekli iyileştirilmesi gerekiyor." diye konuştu.
"Gündemimiz, dünyada mobil taraftaki deneyimde en iyilerden biri olmak"
Bir kriz yönetim bakış açıları olduğuna işaret eden Kızıltunç, "Sürekli yaptığımız tatbikatlar var. Örneğin bunları iş ünitelerimizle beraber de yapıyoruz. Buralarda özellikle kesinti durumlarında yedek sistemlerin devreye sokulması ile ilgili senaryoları test ediyoruz. Antalya'da da üçüncü bir veri merkezimiz var. Şu anda bunların testleri devam ediyor." dedi.
Kızıltunç, kurdukları her sistemin bir ikincisini de yavaş yavaş kurmaya başladıklarına değinerek, şu değerlendirmede bulundu:
"İnternet bağlantısı gibi tek noktada kırılganlık sağlayacak yerlerde, Turkcell'le bir taraftan çalışırken bir taraftan da diğer tedarikçilerle aynı veri merkezine farklı fiziksel kara hatları üzerinden internet getiriyoruz. Bunu hem ana kampüslerimizde veri merkezlerimizde yapıyoruz hem de şimdi yurt içindeki ofislerimize de yaygınlaştırmaya başladık. Veri ve güvenlik anlamında yapabileceğiniz en iyi yatırım, insan kaynağına yatırırım. Son iki senede özellikle siber güvenlik ve veri ekiplerimizi neredeyse iki katına çıkardık. Birçok kurumda veriler herkesin operasyonel ihtiyaçlarla hızlı erişebilmesi anlamında rahat erişilebilir noktada. Sadece erişmesi gerekenlerin veriye erişebildiği süreçleri, iç sistemleri kurgulamak şart."
Bu kapsamda ekiplerinde sürekli olgunluğu artırma çalışmaları yapıldığını vurgulayan Kızıltunç, "Dışarıdan da sızma testleri hizmeti alıyoruz. Hatta ödül programımız da var. Bulduğunuz bir açığı bize bildirseniz, iyi niyetli hackerlere yönelik bir modelimiz de var. Böylece 360 derece bir kapsama sağlamaya çalışıyoruz." ifadesini kullandı.
Kızıltunç, müşterilerin artık her şeyin avuçlarının içinde olmasını istediğini belirterek, "Şu andaki gündemimiz, dünyada hava yolları arasında özellikle mobil taraftaki deneyimde en iyilerden bir tanesi olmak. Bunun için çok ciddi çalışmalarımız var. Deneyimi de tamamen gözden geçirilmiş bir mobil uygulama ve web sitesi sunmak istiyoruz." dedi.
"Amacımız tüm yolcularımızın yüksek hızlı internete ücretsiz erişmesi"
Uçak içinde internet erişiminin bütün hava yollarının birbiriyle yarıştığı bir noktaya geldiğini vurgulayan Kızıltunç, "İnternet hizmetimizin hem kalitesini hem hızını hem de ücretsiz hale getirilmesini masaya yatırdık. Şu anda belli kategorilerde belli yolcularımız ücretsiz alıyorlar bu hizmeti. Amacımız bir takvimde tüm yolcularımızın yüksek hızlı internete ücretsiz olarak erişmesi. Bununla ilgili yeni bir proje grubu oluşturduk, birçok uluslararası uydu sağlayıcısıyla görüşmeler yapıyoruz." diye konuştu.
Kızıltunç, boarding süreçlerinde sıra olabildiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Pasaportunuzu göstererek yüz tanımayla geçiş yapabiliyorsunuz. Biz tarama kısmını mobil uygulamadan yapıp, yüz tanıma işini de kapıda yaparak yolcularımızın uçağa da temassız bir şekilde geçmesi üzerine çalışıyoruz. Operasyonun dijitalleşmesi kapsamında ise hem merkezi operasyonu yöneten ünitelerin dijitalleşmesi var hem de kokpit dijitalleşmesi çok önemli bir yer tutuyor. Eskiden pilotlar çantalar taşırlardı, 1015 kilo o uçakla ilgili teknik dokümanları beraberlerinde götürürlerdi. Şimdi bunların hepsini dijitalleştirdik. Çalışan deneyimi tarafı bizim için çok önemli. Ekibimizin çoğu mobil, dünyanın dört bir yanına uçuyorlar. Onların da tüm hizmetlerini dijitalde yapabilmesi önemli. Örneğin artırılmış gerçeklik kabin ekiplerimize fırsatlar sunuyor. Uçakların konfigürasyonları farklı olabiliyor. Kabin ekiplerimiz, uçaktaki cihazların tanınması, nereye ne yerleştirilmiş, onu sanal ve artırılmış gerçeklik üzerinden görebiliyorlar. Sanal gerçeklik gözlükleriyle ürünlerimizi daha iyi tanıtabiliriz. Uçak içinde de eğlence sistemlerinin belli bir takvimde bu gözlüklere taşınmasını bekliyorum."
Operasyon tarafında da hemen olmasa da bir takvimde çok fazla otomasyon görüleceğini düşündüğünü anlatan Kızıltunç, "Bagajdan kargo operasyonuna kadar hala birçok iş insan emeğiyle yapılıyor. Orada çok fırsatlar olacağını, maliyet faydasının da tüketiciye yansıyacağını düşünüyorum." dedi.
"Yazılım ve teknoloji ihracatında akla gelen ilk markalardan olmayı istiyoruz"
Kızıltunç, havacılığın dünyadaki en büyük sektörlerden biri olduğunu ve büyümesinin devam edeceğini belirterek, "Türkiye de dünyada en fazla ziyaret edilen 5 ülkeden biri, en fazla turist alan ilk 10 şehirde iki şehri (İstanbul ve Antalya) var. Türk Hava Yolları'nın 2033 stratejisi de tamamen bunun üzerine kurulmuş durumda. Önümüzdeki sene inşallah 500'üncü uçak girecek filomuza, 2033 yılında bunun 800'ü geçmesini bekliyoruz." yorumunu yaptı.
Taşıdıkları yolcu sayısının 85 milyonlardan 160170 milyonlara çıkacağını aktaran Kızıltunç, şunları belirtti:
"Pandemiden en hızlı çıkan hava yollarından biri biziz. Birçok hava yolu çok uzun vadede filolarını tekrar havaya kaldırabilirken, biz çok hızlı bir şekilde operasyonumuza geri döndük. Türk Hava Yollarının çok ciddi yetkinlikleri var. Teknolojinin de bunu bütünlemesi, kaldıraç etkisini sağlaması gerekiyor. Biz de inşallah onu yapacağız. Turkish Technology'nin kurulma amaçlarından bir tanesi de ürünleşme ve burada geliştirilen teknolojileri globale sunmak. Bu alanda çok fırsat olduğunu düşünüyoruz. Nasıl Türk Hava Yolları bugün hizmet ihracatında Türkiye'de önder markalardan biriyse biz de Turkish Technology olarak yazılım ve teknoloji ihracatında Türkiye'deki akla gelen ilk markalardan bir tanesi olmayı istiyoruz."
Kaynak: AA
Yorum Yazın