Muhalif- Ankara
Önergenin gerekçe kısmında şu ifadeler yer aldı:
“Çölyak hastalığı, genetik yatkınlığı olan bireylerde, gluten içeren buğday, arpa ve çavdar gibi tahılların tüketimiyle tetiklenen, ince bağırsakta iltihaplanma ve hasara yol açan otoimmün bir hastalıktır. Dünya genelinde yaklaşık 1.4% serolojik (kan testi) prevalansla, 0.7% biyopsi ile doğrulanmış prevalansa sahiptir. Türkiye'de ise bu oran, yapılan çalışmalara göre %0,3 ile %1 arasında değişmektedir. Türkiye’de 250 bin ile 750 bin arasında çölyak hastası tahmin edilmekte iken ancak yüzde 10’una tanı konulduğu dikkate alındığında 25 bin ile 75 bin arasında tanı almış hasta olduğu düşünülmektedir.
Çölyak hastalığı, glutenin bağışıklık sistemi tarafından yabancı bir madde olarak algılanması sonucu, ince bağırsakta iltihaplanma ve villus atrofisi (bağırsak yüzeyinde hasar) ile karakterizedir. Semptomlar arasında karın ağrısı, şişkinlik, ishal, yorgunluk, kilo kaybı, anemi ve deri döküntüleri (dermatitis herpetiformis) yer alır. Tedavi, ömür boyu süren sıkı bir gluten içermeyen diyeti gerektirir.
Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar, hayat pahalılığı ve enflasyon, çölyak hastalarının yaşamını doğrudan etkilemektedir. Çölyak hastaları için temel tedavi olan glutensiz beslenme, genel gıda maliyetlerinin çok üzerinde seyrettiğinden, bu bireyler ekonomik olarak ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Temel glutensiz ürünlerin (ekmek, un, makarna vb.) fiyatları, benzer geleneksel ürünlerin 3 ila 10 katı arasında değişmektedir. Bu fark, düşük ve orta gelirli çölyak hastaları için erişim sorununa yol açmaktadır. Çölyak hastalarının beslenme ihtiyaçlarına özel devlet destekleri oldukça sınırlıdır. Mevcut destekler ya yeterli değildir ya da uygulamada yaygınlık ve sürdürülebilirlikten uzaktır. Maddi yetersizlikler nedeniyle birçok çölyak hastası diyete tam olarak uyum sağlayamamakta, bu durum da sağlıklarının bozulmasına ve komplikasyonlara yol açmaktadır. Küçük şehirlerde ve kırsal bölgelerde glutensiz ürünlerin bulunabilirliği ciddi anlamda sınırlıdır. Bu durum, ekonomik sorunlarla birleştiğinde çölyak hastalarının tedaviye erişimini daha da zorlaştırmaktadır.