İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7031 %0.23
50,1678 %0.06
5.902,25 % 0,77
88.714,66 %-1.506
Ara
Muhalif. GÜNDEM Evrim Rızvanoğlu yazdı: Gelecekte plastik olmalı mı?

Evrim Rızvanoğlu yazdı: Gelecekte plastik olmalı mı?

Okunma Süresi: 5 dk

Evrim Rızvanoğlu – DEVA Partisi İstanbul Milletvekili 

Dünya tarihinde ilk kez bir canlı türü, hem gezegeni hem de kendi bedenini kirletmeyi başardı. 

2018 yılında bir grup bilim insanı, kutuplarda bile mikroplastik izlerine rastladı. Kar taneleriyle birlikte gökyüzünden yağan bu görünmez parçacıklar, bize insan türünün yani Homo sapiens'in ironik başarısını fısıldıyordu: Dünya’nın bu en ıssız bölgesinde bile insan izine rastlanmıştı ama bu iz, bir ayak izi değil, bir plastik çöp iziydi. 

Bugün 5 Haziran. Birleşmiş Milletler tarafından her yıl kutlanan Dünya Çevre Günü. Ve bu yılın teması: Plastik kirliliğini yenelim. Ancak bu çağrı, bir çevre romantizmi değil bir varoluş çağrısı... Çünkü plastik kirliliği artık yalnızca denizleri değil, bedenlerimizi, gıdamızı, geleceğimizi de tehdit ediyor. 

Plastik: Ölümsüz Bir Madde 

İnsanlık, yaklaşık 70 bin yıl önce Afrika’dan dünyaya yayılmaya başladığında, doğaya uyum sağlayarak ayakta kalmaya çalışıyordu. Ancak 20. yüzyıldan itibaren denklemi değiştirdik: doğayı kendimize uydurmaya başladık. Endüstri Devrimi’nin bir yan ürünü olarak da 1950’lerde hayatımıza giren plastik, mucizevi bir keşif olarak sunuldu: hafif, dayanıklı, ucuz ve her yerde kullanılabilir. Ancak unuttuğumuz bir gerçek vardı: plastik çözünmez; sadece parçalanır. Yani doğada yok olmaz. 

Bugün yılda 430 milyon ton plastik üretiliyor (UNEP, 2023). Bu miktarın yalnızca %9’u geri dönüştürülüyor. Kalanı? Yakılıyor, gömülüyor ya da doğrudan doğaya bırakılıyor. Geri dönüşüm, çoğu zaman sistemin çözümü değil; vicdanımızı rahatlatan bir yanılsama. 

Mikroplastikler artık okyanuslarda değil sadece; anne sütünde, plasentalarda, akciğer dokularında, hatta insan kanında tespit ediliyor (Environmental International, 2022). Bir araştırmaya göre, ortalama bir insan her hafta bir kredi kartı büyüklüğünde plastik yutuyor (WWF, 2019). 

Yani biz, kendi icadımızla kendi türümüzü içeriden yavaş yavaş zehirliyoruz. 

Türkiye: Avrupa'nın Çöplüğü mü, Yoksa Geleceğin Lideri mi? 

Türkiye bu krizin tam merkezinde. Yılda yaklaşık 10 milyon ton plastik üretiyoruz. Kişi başına düşen tüketim neredeyse 40 kilogram. Bu tüketimin büyük kısmı, dakikalar içinde çöpe giden tek kullanımlık ürünlerden oluşuyor. Ancak asıl çarpıcı olan, bizim sadece kendi plastik atığımızla değil, başkalarının çöpüyle de baş etmeye çalışıyor olmamız. 

Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) 2024 verilerine göre, Avrupa Birliği ülkeleri bir yıl içinde toplam 35,7 milyon ton atık ihraç etti. Bu atığın 12,3 milyon tonu Türkiye’ye gönderildi. Bunun 425 milyon kilogramını ise plastik atıklar oluşturdu. Çünkü Çin 2018'de plastik atık 

ithalatını yasakladığında, Avrupa yeni bir hedef aradı: zayıf çevre politikaları, gevşek denetim, ucuz iş gücü sayesinde Türkiye yeni çöplük ilan edildi. 

Sayıştay’ın 2022 raporuna göre, Türkiye’nin plastik atık ithalatı son 5 yılda neredeyse üç katına çıktı. Bu çöp, çoğu zaman geri dönüştürülemiyor. Ya yakılıyor, ya vahşi depolama alanlarına bırakılıyor, ya da toprağa gömülüyor. 

Ve sonuç? Topraktan domatese, denizden balığa, gıdadan kana kadar uzanan görünmez bir plastik zinciri. 

Doğa Artık Savaş Alanı 

Ankara Üniversitesi’nin 2023’te yaptığı çalışmada, Akdeniz toprağında kilogram başına 300 adet mikroplastik, Marmara’da 160 adet bulundu. Akdeniz’de her kilometrekarede ortalama 18 bin plastik parçası yüzüyor. Carettalar plastik poşetleri denizanası sanıp yutuyor, kuşlar yavrularına plastik taşıyor, balıklar mikroplastiği plankton zannediyor. 

Yani biz artık “doğal yaşamı” değil, sentetik bir felaketi tüketiyoruz. 

Sağlık, Adalet, Gelecek: Her Şey Plastik Altında Eziliyor 

Plastik yalnızca fiziksel bir atık değil; kimyasal bir tehdittir. İçeriğindeki BPA, ftalat ve ağır metaller, bağışıklık sistemini zayıflatır, hormonal dengesizlik yaratır, üreme sağlığını tehdit eder (WHO, 2023). 

Bu mesele çevre değil sadece. Bu, bir kadın sağlığı meselesidir. 

Bu, çocukların geleceği meselesidir. 

Bu, yaşama hakkı meselesidir. 

Üstelik bu kriz herkesi eşit etkilemiyor. Yoksul mahalleler, kırsal bölgeler, sanayi çevreleri en büyük bedeli ödüyor. Plastik yalnız doğayı değil, adaleti de kirletiyor. 

Türkiye’nin Önünde Tarihi Bir Dönemeç Var 

Ben geçtiğimiz yıl Meclis’e tek kullanımlık plastiklerin 2 yıl içinde yasaklanması için kanun teklifi sundum. Bu teklif pipetlerden plastik çatal ve bıçaklara kadar uzanıyor. Ancak bu yalnızca bir çevre düzenlemesi değildir. Bu, bir insanlık onuru düzenlemesidir. 

Dünya bizden önce harekete geçti: 

  • AB, 2021'de bu ürünleri yasakladı. 
  • Kanada, 2022’de ithalatı durdurdu. 
  • Hindistan ve Kenya, sert yasaklar uygulamaya başladı. 

Peki ya Türkiye? 

Bekleyecek zaman kalmadı. 5–14 Ağustos 2025’te Cenevre’de Birleşmiş Milletler Plastik Anlaşması müzakereleri yapılacak. Bu toplantı, sadece bir diplomatik etkinlik değil; Türkiye’nin samimiyetinin testi olacak. 

Bugün Alınan Kararlar, 100 Yıl Sonranın Dünyasını Belirleyecek 

Türkiye bu masada yalnızca izleyen değil, yön veren ülke olmalıdır. 

Tek kullanımlık plastikler yasaklanmalı. 

Plastik atık ithalatı durdurulmalı. 

Ulusal mevzuat, bilimsel veriye ve uluslararası sorumluluğa dayanmalı. 

Çünkü bu mesele artık bir politika değil, bir medeniyet tercihi. 

İnsanlık, plastikle başlayan bir çağın sonunda kendi sınavıyla karşı karşıya: 

Ya çöplüğü yöneteceğiz, ya çöplük bizi yutacak. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *