İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5354 %0.07
49,5729 %-0.06
5.746,23 % -0,12
89.019,80 %-3.555
Ara
Muhalif. GÜNDEM Ekrem İmamoğlu'nun ifadesi: "Milletin vicdanı kurguya değil hakikate inanır"

Ekrem İmamoğlu'nun ifadesi: "Milletin vicdanı kurguya değil hakikate inanır"

Tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında başlatılan 'kamu görevlisine hakaret' soruşturması kapsamında SEGBİS aracılığıyla ifade verdi. İmamoğlu, "“Beni değil, temsil ettiğim değerleri ve milletin iradesini yargılamaya çalıştıklarını çok iyi biliyorum. Ancak unuttukları bir şey var: Bu milletin vicdanı, kurguya değil hakikate inanır.” dedi.

KAYNAK: HABER MERKEZİ
Okunma Süresi: 3 dk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturma kapsamında tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilen Ekrem İmamoğlu, 'kamu görevlisine hakaret' soruşturması kapsamında ifade verdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu'nun, "silahlı terör örgütüne yardım etme" suçlamasıyla alınan ifadesinde, yargı görevlilerine hakaret içerikli beyanlarda bulunduğunu ifade etti.

Başsavcılık, Ekrem İmamoğlu hakkında 'kamu görevlisine hakaret' suçundan resen soruşturma başlattı.

Soruşturma kapsamında İmamoğlu’nun Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla saqat 14.30 sıralarında Savcılığa ifade vermeye başladığı belirtildi.

Saat 15.30 itibarıyla Ekrem İmamoğlu’nun ifade verme işlemleri tamamlandı.

Avukatı Mehmet Pehlivan, sosyal medya hesabından İmamoğlu'nun ifadesinde öne çıkan başlıkları paylaştı.

“BAŞTAN KURGULANMIŞ BİR SUÇ İSNADI”

Buna göre, İmamoğlu, "Ne emniyette ne savcılıkta bana yöneltilmeyen, daha önce adı dahi geçmeyen iddialar, haritalar, görseller ve hiçbir ilgim olmayan örgüt beyanları dosyaya eklenmişti. Bu tablo, bir yargılama değil, baştan kurgulanmış bir suç isnadıyla karşı karşıya bırakıldığımın açık göstergesiydi" dedi.

Sözlerinin hakaret olmadığını ifade eden İmamoğlu, "Ben şahısların ailelerine, özel hayatlarına, onurlarına dair bir hakarette bulunmadım. Bir kamu görevine, bu görevi kötüye kullanarak siyasete müdahale edenlere karşı kamu adına eleştiri getirdim" ifadelerini kullandı.

Pehlivan'ın paylaşımında yer alan İmamoğlu'nun ifadesine öne çıkan başlıklar şöyle:

"Bu soruşturmanın gerçek bağlamı, uzun süredir yürütülen yargı tacizi ve meşru siyasi rekabetin yerini iftira ve algı operasyonlarına bıraktığı bir zeminde şekillenmiştir.

Seçim sürecinde “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” diyen kişi, bu kaybın iktidarına yönelik olduğunu fark edince, hukuk dışı yolları kullanarak kamu gücünü siyasal bir araç haline getirmiş ve bu yolla kaçınılmaz sonunu ertelemeye çalışmıştır.

Emniyette hakkımdaki suçlamanın, Meclis’te grubu bulunan bir siyasi partinin yöneticisiyle yapılan görüşmenin terör örgütüne yardım olarak nitelendirilmesi olduğunu öğrendim. Mecliste grubu bulunan yasal bir partinin yetkilisiyle yapılan görüşmeleri terör faaliyeti olarak nitelendirmiş olmalarını hukukla açıklayabilmek mümkün müdür?

Hakimlik sorgusu başladığında, sevk yazısında gerek emniyet ve gerekse savcı önündeki ifade esnasında bana daha önce hiç sorulmayan soruların, terör örgütüyle alakalı bir dolu görselin, haritaların, terör örgütü yöneticilerinin beyanlarının evraka eklendiğini gördüm.

“BUNUN ADI SİYASİ PUSUDUR”

Mesleğini icra ederken tarafsız ve bağımsızlıkla hareket etmek zorunda olan, Türk Milleti adına yetki kullanan kamu görevlilerinin bu davranışını nasıl nitelendirmek gerekir? Elbette bunun adı kumpastır elbette bunun adı siyasi pusudur.

Hakimlik sorgusuna çıktığımda, önüme konulan evraklarla birlikte aslında yalnızca adalet değil, aklım ve vicdanım da sorguya çekilmişti. Ne emniyette ne savcılıkta bana yöneltilmeyen, daha önce adı dahi geçmeyen iddialar, haritalar, görseller ve hiçbir ilgim olmayan örgüt beyanları dosyaya eklenmişti. Bu tablo, bir yargılama değil, baştan kurgulanmış bir suç isnadıyla karşı karşıya bırakıldığımın açık göstergesiydi.

“İTİBARSIZLAŞTIRMA OPERASYONU”

Terör örgütüne yardım gibi ağır ve onur kırıcı bir suçla ilişkilendirilmeye çalışılmak, sadece hukuk dışı bir girişim değil, aynı zamanda hayatımı, emeğimi ve milletime karşı taşıdığım sorumluluk duygusunu hedef alan bir itibarsızlaştırma operasyonudur.

Ben şahısların ailelerine, özel hayatlarına, onurlarına dair bir hakarette bulunmadım. Bir kamu görevine, bu görevi kötüye kullanarak siyasete müdahale edenlere karşı kamu adına eleştiri getirdim.

Beni değil, temsil ettiğim değerleri ve milletin iradesini yargılamaya çalıştıklarını çok iyi biliyorum. Ancak unuttukları bir şey var: Bu milletin vicdanı, kurguya değil hakikate inanır."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *