Muhalif- Ankara
Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 35 maddelik kanun teklifi görüşmelerinde CHP’nin komisyon sözcüsü, İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, Anayasaya aykırılık içeren 14 maddeyi tek tek sıraladı ve bunun 4. Torba düzenlemesi olduğuna işaret etti. Teklifte, Anayasa ve diğer komisyonları ilgilendiren düzenlemelere de işaret eden Türeli, “Birçok komisyonun aslında burada görev alanı var ama oraya tali komisyon olarak sevk edilmemiş. Yani bu usul yanlış bir usul, defalarca bunu söylüyoruz ama aynı şekilde bunların hepsinin Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmesi yanlış. Gerekirse Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri olarak bir toplantı talep ediyoruz” dedi. Cumhurbaşkanına ‘ordudan ayırma’ yetkisinin de yer aldığı maddelere işaret eden Türeli, Anayasa'da düzenlenen konularla Cumhurbaşkanına verilen yetkiler arasında uyumsuzluk olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı'na TSK'daki teğmen ve albay rütbesi arasındaki askerleri ordudan ihraç etme yetkisi verilmesini öngören maddeler geri çekildi.
Konuşması şöyle:
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Usul üzerine konuşuyoruz çünkü gerçekten bu kanun tekliflerinin -bakın, bu bize gelen 4'üncü paket- hepsi aynı konularla ilgili 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptali üzerine. Daha ilk toplantıda, ilk kanun teklifi geldiği zaman söyledik, bir öneride bulunduk, dedik ki: "Bunu getirin. Eğer gerçekten böyle bir ihtiyaç varsa, bu düzenlemeler Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişse gelin bunları bir yasal çerçeveye kavuşturalım ama bunu yaparken bunları birlikte görüşelim, bir. İki, bunlar sadece Plan ve Bütçe Komisyonunu ilgilendiren hususlar değil, büyük bir kısmı bunların diğer komisyonları ilgilendiriyor ve tali komisyon olarak değil, asli komisyon olarak bunlar ilgili komisyonlara gitsin, orada görüşülsün; ondan sonra gerekirse bir araya gelinsin, bunlar bir hafta içinde toparlansın ve iş bitsin." Ama öyle olmadı. Önce 19 maddelik bir torba kanun teklifi geldi, sonra 29 madde, sonra 30 madde, sonra 35 madde; herhâlde bu, sonuncusu diye konuşuyoruz ama bu şekilde bir görüşme sistematiği son derece yanlış.
Diğer taraftan, şimdi bakıyoruz, buradaki maddelere yürürlük ve yürütme hariç 29 maddesi 703 sayılı KHK'yla ilgili, 4 madde de Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilirken Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin kapatılıp Cumhurbaşkanı İdari İşler Başkanlığına dönüştürülmesi vardı; şimdi o tersine bir şeyle yeniden tekrar Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği kuruluyor, onunla ilgili. Burada şu anda bizim görüştüğümüz kanun teklifi de 4 tali komisyona sevk edilmiş, Anayasa Komisyonu... Bakın, gelen 4 kanun teklifi de değerli arkadaşlar, Anayasa Komisyonunu ilgilendiriyor çünkü sonuçta Anayasa iptalleri var burada, biraz sonra ayrıntısına gireceğim. İçişleri Komisyonunu ilgilendiren 3 madde var, Millî Savunma Komisyonunu ilgilendiren 5 madde var, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunu ilgilendiren 6 madde var ve ben söyleyeyim, aynı zamanda Sağlık, Çalışma Ve Sosyal İşler Komisyonunu da burada ilgilendiriyor. Birçok komisyonun aslında burada görev alanı var ama oraya tali komisyon olarak sevk edilmemiş. Yani bu usul yanlış bir usul, defalarca bunu söylüyoruz ama aynı şekilde bunların hepsinin Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmesi yanlış. Gerekirse Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri olarak bir toplantı talep ediyoruz.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir araya gelelim ve Meclis Başkanlığıyla bir toplantı yapalım. Orada da aynı şekilde bu şekildeki görüşme usulünün doğru olmadığıyla ilgili, bizim Plan ve Bütçe Komisyonu olarak elbette iş anlamında bir problemimiz yok ama daha etkili ve verimli çalışmak için bu şekildeki bir usulün doğru olmadığıyla ilgili isterseniz birlikte dilekçe yazalım, bu konuda iktidar ve muhalefet bütün gruplara çağrıda bulunuyoruz.
Şimdi, işin başka bir tarafı var fakat Anayasa Mahkemesi iptalleri iki konuyla ilgili: Bir, yetki kanunu kapsamında olmadığı için çünkü yetki kanunu bir Anayasa değişikliğinin getirdiği teknik düzenlemeleri yapmak üzere bir yetki kanunu çıkarılmış, yetki kanununun kapsamı o ama burada yetki kanununun kapsamına girmeyen yani Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesiyle birlikte yapılması gereken teknik düzenlemelerin dışında olan maddelerle ilgili ve buradaki birçok madde de bununla ilgili. İkinci bir husus ise Anayasa mülga 91'e göre KHK'yla düzenlenemeyecek, kanunla düzenlenmesi gereken konuların KHK'yla düzenlenmesiyle ilgili ve Anayasa Mahkemesi bu iki çerçeve, iki tane bu temel esas üzerinden kararlarını vermiş ve şimdi buraya geliyor. Yani şimdi biz usul açısından diyoruz ki tamam, Anayasa Mahkemesi iptal etti, geldi, kanuni düzenleme yapıyoruz. İyi ama bunların, bu maddelerin birçoğu aynı zamanda Anayasa'ya aykırı. KHK çıkarken bunların Anayasa'ya uygunluk denetimi yapılmadı ve eğer okursanız Anayasa Mahkemesi kararını, bu bahsettiğim iki hususla ilgili iptal ediyor ve diğerlerine girmiyor. Orada söylüyor: "Diğer şu şu hususlarla ilgili inceleme yapmadım." Çünkü gerek yok, zaten bozdu. Şimdi bizim burada yapmamız gereken bunların Anayasa'ya da uygun olup olmadığı konusunda gerekli bir çalışmayı yürütmektir.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bu konu tabii ki burada, sonuçta Anayasa'ya gene aykırılık önergemiz olacak ama oylanacak. Hâlbuki bunun bir biçimde buradaki Komisyon çerçevesinde, Komisyon uzmanlarıyla -bizler de katılabiliriz- tartışılmasına ihtiyaç var çünkü İç Tüzük bunu söylüyor.
Şimdi bakın, 14 madde Anayasa'ya aykırı; burada gelen 35 maddenin 14'ü Anayasa'ya aykırı. 3, 4, 5, 6, 7, 9, 10, 12, 16, 17, 28, 29, 30 ve 31'inci maddelerin Anayasa'ya aykırılıkları söz konusu. E biz ne yapacağız o zaman? Yani biz şimdi -Anayasa Mahkemesi bu iki hususla ilgili olarak iptal etti- buraya getirdik, yasal çerçeveye kavuşturduk ama Anayasa'ya uydurmadık arkadaşlar. Hangi konularda? Bir kere Cumhurbaşkanına verilen yetkiler var; kanunla yapılması gereken işlerin bir kısmı Cumhurbaşkanının takdirine bırakılmış, hâlbuki onların ilgili kanunları var. 2) Cumhurbaşkanının yetkileri belirsiz ve aşırı geniş yetkiler verilmiş Cumhurbaşkanına. Bunu hep söylüyoruz, bize gelen bütün kanun tekliflerinde hemen hemen aynı husus var. 3) Anayasa'da düzenlenen konularla Cumhurbaşkanına verilen yetkiler arasında uyumsuzluk var. Yani burada Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nda düzenlenmesi gereken hususların Cumhurbaşkanının takdirine bırakılması, o konuda Cumhurbaşkanına yetki verilmesi. Üniversitelerle ilgili maddeler var. Belediyelerle ilgili maddeler var, gene Cumhurbaşkanına belediye açma, kapatma yetkileri veriliyor. Anonim şirket kurulması var. KİT'lerle ilgili ekonomik sosyal konsey. Bakın, bunların hepsinde Anayasa'ya aykırılık var. Yani yetki kanunu kapsamında olmaması ya da kanunla düzenlenmesi gereken konuların KHK'yla düzenlenmesi tamam, bu iki husus önümüze geldi ama bunları yapmamız gerekiyor.
Zaten buradaki problem şu: Bu 2018 yılında çıktı, 2023'ün sonunda iptal edildi yani baktığınız zaman beş-beş buçuk yıllık bir gecikme var. Ondan sonra bir buçuk yıllık bu işte 2025 Hazirana kadar süre verilmişti, o bir buçuk yıl içinde de hiçbir çalışma yapılmamış, son bir aya bütün çalışmaların hepsi getirilmiş, yığılmış. Böyle bir çalışma sistematiği içindeyiz. Yani bu açıdan Anayasa'ya aykırılıkları konuşacağız, maddelerle ilgili olarak da konuşacağız ama gerçekten bu şekilde yaptığımız, burada yani sadece bir Anayasa Mahkemesi kararını usul yönünden yerine getirmek yani bunu bir kanuni çerçeveye getirme konusu son derece yetersiz bir konu. Dediğim gibi Anayasa'ya aykırılıkları ortadan kaldırmıyor ve aslında buradaki görüşmelere de ciddi anlamda gölge düşürüyor.