Türkiye demokrasi tarihinin kara lekesi 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti. "Bayrak Harekatı" kod adlı darbe planı, dört ay süren gizli çalışmaların ardından uygulamaya konuldu. 12 Eylül sabahı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren’in radyodan okuduğu bildiriyle ülke karanlık bir döneme uyandı.

Darbeci Milli Güvenlik Konseyi ve Uygulamalar
Darbeci Milli Güvenlik Konseyi, tüm yetkileri gasp ederek siyasi ve sosyal yapıyı kökten değiştirmeye başladı. Sendikaların ve meslek kuruluşlarının faaliyetleri durduruldu, TBMM lağvedildi ve sıkıyönetim ilan edildi. Sivil toplum kuruluşları kapatıldı, siyasi partiler durduruldu ve muhalefet liderleri sürgüne gönderildi.
İdamlar ve İnsan Hakları İhlalleri
Darbe sonrası kurulan mahkemeler yüzlerce kişiyi idamla yargıladı. Erdal Eren gibi gençlerin idamları, insan hakları ihlali boyutunu ortaya koydu. Toplamda 650 bin kişi gözaltına alındı, 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 binden fazla kişi hakkında idam talep edildi ve 50 kişi idam edildi. Binlerce gazeteci ve kamu görevlisi işten çıkarıldı, kültür ve sanat hayatı hedef alındı.

Darbe Anayasası ve Darbecilerin Yargılanması
Darbeci generaller, 1982 Anayasası ile rejimi kurumsallaştırdı ve ömür boyu dokunulmazlık kazandı. 12 Eylül 2010 referandumuyla dokunulmazlık kaldırıldı. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında suç duyurusunda bulunuldu ve dava süreci başladı. 2014 yılında mahkeme, darbeyle ilgili olarak iki generali ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı; rütbeleri söküldü. Ancak sanıkların ölümleri nedeniyle dava düşürüldü ve mal varlıklarına el konulmasına gerek olmadığına karar verildi.