Polis kayıtlarına göre 2024 yılında 266 bin kişi aile içi şiddetin mağduru oldu. 308 kadın ve kız çocuğu, partnerleri veya aile bireyleri tarafından öldürüldü.
Kuzey Almanya’daki turuncu etkinlikleri ise NDR’den Jule Lampe haberleştirdi. Gazeteci Lampe’nin haberinde, şiddet mağdurlarına yönelik resmi destek mekanizmaları ve yeni uygulamalar detaylı şekilde aktarılıyor.
Kaynak: NDR – Jule Lampe
Niedersachsen'de Şiddetle Mücadelede Dijital Dönem

Aşağı Saksonya eyaleti, artan vakalar nedeniyle yeni ve dijital çözümleri hayata geçiriyor.
Eyalet yönetimi, aile içi şiddet mağdurlarının destek almasını kolaylaştırmak için “Geleceğe Şiddetsiz” adlı bir mobil uygulamayı devreye aldı. Uygulama, mağdurların şiddet anlarını güvenli şekilde kaydetmesine ve yardım hizmetlerine daha hızlı ulaşmasına olanak tanıyor.
Bunun yanında, “İspanyol modeli” olarak bilinen bir uygulamaya benzer şekilde, şiddet faillerine yönelik elektronik izleme sistemi de gündemde. Böylece fail mağdura yaklaştığında mağdur otomatik olarak uyarılabilecek.
Niedersachsen İçişleri Bakanı Daniela Behrens, “Kadına şiddet bir istatistik değil, toplumsal bir yaradır. Kadınlar yalnız değil,” diyerek dayanışma çağrısında bulundu.
Turuncu Gün’ün Kökeni: Mirabel Kız Kardeşlerin Mirası
Turuncu Gün’ün hikâyesi, 1991’de BM’nin başlattığı “Dünyayı Turuncuya Boya” kampanyasına dayanıyor.
Ancak 25 Kasım'ın sembolik anlamı çok daha eskiye gidiyor.
1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde, diktatörlüğa karşı mücadele eden Mirabel Kız Kardeşler, aylar süren işkence sonrası öldürüldü. Feminist hareketler, onların anısını yaşatmak için 25 Kasım’ı şiddete karşı mücadele günü ilan etti. Bugün turuncu renk, umut ve şiddetsiz bir geleceği temsil ediyor.
haberin tamamı için: https://www.ndr.de/nachrichten/niedersachsen/orange-day-2025-ein-buntes-zeichen-gegen-gewalt-an-frauen,orangeday-120.html
Kadınların Güvenliği İçin Ortak Mücadele Şart
Kadına yönelik şiddet yalnızca bir bölgenin değil, tüm dünyanın sorunu. Almanya’daki yükselen istatistikler, Türkiye’deki ağır tablo ile birleştiğinde, Turuncu Gün'ün yalnızca sembolik bir hareket olmadığını; toplumların ortak bir mücadeleye ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.
Bugün turuncuya bürünen binalar, meydanlar ve köprüler, kadınlara verilen en güçlü mesajı yineliyor:
“Yalnız değilsiniz. Şiddete karşı birlikteyiz.”