ABD Başkanı Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden'ın, yakın zamanda piyasaya sürülecek 'Beautiful Things' isimli kitabında Ukrayna'da Burisma adlı doğalgaz şirketinde çalıştığı dönemde elde ettiği geliri uyuşturucu ve alkole harcadığını itiraf ettiği belirtildi.
Biden'ın anılarını anlattığı kitabın bir kopyasını ele geçiren Washington Post gazetesinin haberine göre, Hunter Biden, hayatının büyük bölümünde uyuşturucu ve alkol bağımlılığından mustarip olduğunu ifade etti.
"YÜZÜME TABANCALAR DAYANDI"
Sputnik'in aktardığına göre, Hunter Biden, "Sadece son beş yıl içinde, 20 yıllık evliliğim dağıldı, yüzüme tabancalar dayandı, bir noktada tamamen ortadan kayboldum, I-95 otoyolunda geceliği 59 dolar olan bir motelde yaşadım ve ailemi kendi korktuğumdan da fazla korkuttum" dedi.
"ALKOL VE UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞINI KÖRÜKLEDİ"
Burisma şirketinde kazandığı paranın alkol ve uyuşturucu bağımlılığını körüklediğini belirten Hunter Biden, bunun ailesiyle ilişkilerine ve kariyerine zarar verdiğini yazdı. Hunter Biden, "Eğer şans verilseydi, Başkan Donald Trump'ın ilk azil davasının merkezinde bulunan gaz şirketinin yönetim kuruluna yeniden girmezdim ancak orada yaptığım işin etik dışı olmadığı konusunda kararlıyım" diye ekledi.
E-POSTALARI SIZMIŞTI
Kasım 2020'deki başkanlık seçimlerinden önce Hunter'ın bilgisayarından çıkanlarla ilgili iddialar gündeme gelmişti. 14 Ekim'de New York Post gazetesinin Hunter Biden'ın e-postalarına yer verdiği haberde, Joe Biden'ın başkan yardımcılığı yaptığı dönemde, oğlu Hunter Biden'ın Ukrayna menşeli enerji firmasıyla ilişkilerine müdahil olduğu ve bu firmayı soruşturan başsavcıyı görevden almaları için Ukrayna'ya baskı yaptığı iddia edilmişti.
E-postalarda, Hunter Biden'ın aylık 50 bin dolar maaşla yönetim kurulu üyesi olduğu Burisma'nın yönetim kurulunda bulunan Vadym Pozharskyi'nin Mayıs 2014'teki bir e-postasında, Hunter Biden'a "Etkinizi, şirketimizin yararına nasıl kullanabilirsiniz?" diye sorduğu ortaya çıkmıştı.
Pozharskyi'nin, 17 Nisan 2015'te Hunter Biden'a gönderdiği e-postada, Joe Biden ile tanıştığını anlattığı, bundan bir süre sonra dönemin ABD Başkan Yardımcısı'nın Burisma'yı soruşturmak isteyen başsavcıyı görevden aldırdığı ileri sürülmüştü.
