İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Eylül ayında düzenlenecek Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Filistin'i devlet olarak tanıyacaklarını açıkladı. Bu kararın temel motivasyonunun, uzun süredir sembolik bir söylem haline gelen iki devletli çözümü yeniden diplomatik bir plana dönüştürmek olduğu ifade edildi.
Ancak Batı Şeria’da yaşananlar, bu hedefin ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulatıyor. Bölgede 1967’den bu yana süren Yahudi yerleşimleri politikası, bugün 700 binden fazla İsraillinin yaşadığı bir gerçekliğe dönüştü. Uluslararası hukuka göre yasadışı olan bu yerleşimler, sahada bir Filistin devleti kurulmasına dair umutları her geçen gün daha da azaltıyor.
Mayıs ayında İsrail Savunma Bakanı Israel Katz ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşim biriminin inşa edileceğini duyurdu. Katz bu adımı, “Filistin devletini engelleyen stratejik bir hamle” olarak tanımlarken, Smotrich bunu “egemenliğe giden yol” olarak nitelendirdi.
Smotrich’in ifadeleri, İsrail’in Batı Şeria’yı tamamen ilhak etme planlarını açıkça ortaya koyuyor. Aşırı milliyetçi yerleşimciler tarafından sık sık hedef alınan Filistinli köylüler ise her gün artan baskı ve şiddetle yüzleşiyor.
Zeytinlikler yakılıyor, insanlar göçe zorlanıyor
BBC'de yer alan haberde, Taybeh köyünde yaşayan Hristiyan Filistinliler, son saldırıların ardından büyük bir korku içinde. Köylülerden Kemal Tayea, evine saldıran yerleşimcilerin arabasını yaktığını ve ailesini tehdit ettiğini anlattı. Güvenlik kameraları yerleştiren Tayea, çocuklarının güvenliği için köyün dışına taşınmayı bile düşünüyor. Ancak “İngiltere tanısa da sahada bir şey değişmiyor” diyor.
Taybeh’in Rum Ortodoks rahibi 74 yaşındaki David Khoury ise köylerini terk etmeyeceklerini net bir dille ifade ediyor:
“2000 yıldır buradayız. Taşınamayız, taşınmayacağız. Filistin bizim kanımızda var.”
Londra’daki Filistin Temsilciliği umutlu
İngiltere’deki Filistin delegasyonunun başkanı Husam Zomlot, tanıma kararını olumlu karşıladı. “Bu, iki devletli çözüm konusunda samimi olunduğunun göstergesi” diyen Zomlot, İngiltere'nin tarihteki sorumluluğunu nihayet yerine getirdiğini düşünüyor. Ancak Ramallah’tan Taybeh’e uzanan hayatlar için bu sembolik adım henüz bir güvence yaratmış değil.
İsrail ise sert tepki gösteriyor
İsrail'de hükümete yakın aşırı sağcı siyasetçiler, İngiltere'nin tanıma planını "teröre ödül" olarak nitelendiriyor. Milletvekili Simcha Rothman, İngiltere’nin bu adımla barışa değil, çatışmaya hizmet edeceğini savundu. Rothman’a göre bu girişim, Hamas’ın saldırılarını meşrulaştırıyor.
Taybehli bir iş adamı ise daha gerçekçi bir yorumla noktayı koyuyor:
“Teşekkürler İngiltere. Ama artık çok geç.”