İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5106 %0.02
49,5454 %-0.11
5.770,90 % 0,31
91.206,44 %-1.717
Ara
Muhalif. BİLGİ NOKTASI Hasan Ocak kimdir?

Hasan Ocak kimdir?

Hasan Ocak, Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra kaybolan ve daha sonra cesedi bulunan öğretmen ve çay ocağı işletmecisidir. Cumartesi Anneleri'nden Emine Ocak'ın oğlu olan Hasan Ocak'ın kim olduğunu dair detaylı bilgiler içeriğimizde....

KAYNAK: HABER MERKEZİ
Okunma Süresi: 3 dk

Hasan Ocak kimdir?

Hasan Ocak (13 Nisan 1965, Tunceli - 1995, İstanbul), Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra kaybolan ve daha sonra cesedi bulunan öğretmen ve çay ocağı işletmecisidir. Cesedinin bulunması sonrası "Cumartesi Anneleri" olarak bilinen eylemler başlamıştır. 

Gazi Mahallesi olayları ve kayboluşu

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi'nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar. 15 Mart 1995'e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır. Hasan Ocak, bu olayların ardından 21 Mart'ta gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Hasan'ın annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan'ı aradı.

15 Mayıs 1995'te Ocak ailesi, Hasan'ın işkenceyle öldürülmüş bedeninin İstanbul Beykoz ormanlarında bulunup kimsesizler mezarlığına gömüldüğünü öğrendi. Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı'nda köylüler tarafından fark edilmişti. Ölüm nedeni tel veya iple boğulma olsa da, yüzü tanınmaması için parçalanmış ve vücudunun her yerinde işkence izleri fotoğraflanmıştı.

Hukuki süreç

Hasan'ı bulmak üzere, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ve İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı'na başvuran aileye "Gözaltına alınmamıştır." cevabı verildi. Görgü tanıklarının ifadeleri sonrası aile, 28 Mart 1995 tarihinde Küçükçekmece Savcılığı'na giderek Hasan'ın gözaltına alınmasından sorumlu kişiler hakkında şikâyette bulundu. Ocak ailesinin tüm hukuki girişimleri sonuçsuz kaldı. Fatih Cumhuriyet Savcılığı, terörle mücadele şubesi polisleri ve olayın soruşturulması ile ilgili görevlerini ihmal eden devlet görevlileri hakkında yapılan çok sayıda suç duyurusunu birleştirdi ve "Şikâyetler somut bir veriye dayanmıyor." gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. İç hukuktan sonuç alamayan Ocak ailesi, 26 Temmuz 1995 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. Hasan Ocak'ın kaybedilmesi ve ölümüyle ilgili koşullarının belirlenmesi için yeterli ve etkin bir soruşturma yürütülmediğini tespit etti. Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesini usul yönünden ihlal ettiğine karar verdi. Yine de Beykoz Cumhuriyet Savcılığı'nın 1995/1075 hazırlık numarasıyla takip ettiği dosyada, rutin yazışmalar dışında bir işlem yapılmadı ve zamanaşımı dolayısıyla kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. 29 Kasım 2016 tarihinde İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliği'nde bu karara itiraz edildi. 5 Ocak 2017 tarihinde itirazın kabulüne, ilgili kararın kaldırılmasına ve CMK 173/3 Maddesi uyarınca soruşturmanın genişletilmesine karar verildi.

Cumartesi Anneleri

Nadire Mater'in de aralarında bulunduğu "Arkadaşıma Dokunma" kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak'ın cesedinin bulunmasıyla "Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım." fikrini ortaya koydu. Oturma eyleminde "örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı." Medya oturan insanlara "Cumartesi Anneleri" adını taktı. 27 Mayıs 1995'ten bu yana her cumartesi günü, gözaltında kaybolan yakınlarını ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban giden yakınlarının faillerini arayanlardan oluşan bir topluluk Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemi düzenlemektedir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *