© Muhalif 2024

”Yumuşama lafını doğru bulmuyorum” diyen Özel, Erdoğan’a sunduğu dosyayı ilk kez açıkladı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEM Parti ve MHP lideri Bahçeli ile yaptığı kritik görüşmelerle Türkiye siyasetinde ”diyalog zemini” oluşturmayı amaçlayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ”Yumuşama lafını doğru bulmuyorum. Normalleşme. Bahçeli ile görüştüm. Tüm gazeteler ’7 yıl sonra ilk temas yazmış’ ama bu yanlış. Dünyanın hiçbir yerinde, gerçek demokrasilerde el sıkışmayan parti liderleri olmaz. Eskiden de el sıkışılmazdı ve darbeciler el ovuşturdu onların o halini görünce...” dedi.

Katıldığı yayında Erdoğan’a sunduğu dosyayı da ilk kez açıkladığını söyleyen Özel, ”Ak dediğine kara demek muhalefet değil. Doğru diyorsa birlikte durulur, yanlış ise de sonuna kadar karşısında durulur. Kendi mahallesinin tepkisinden korkan siyasetçiler... Yumuşama diyorlar. Yumuşayacak da can simidi olacak falan. Emekliye zam yapalım, asgari ücrete zam yapalım, mülakatı kaldıracağım dedin kaldırmadın demenin, müfredat yapmak anayasa yapmaktan önemlidir böyle boya küpü gibi müfredat yapılmaz demenin, anayasaya uyum beklemenin, Gezi tutuklularının durumunu anlatmanın kime ne faydası var? Ben kime can simidi oldum? Kuru kuru kavga etmeye gerek yok. Kavgayı vereceğim zaten. Emekli için, atanamayan öğretmenler için vereceğim” ifadelerini kullandı. 

Geçen perşembe Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 7 Mayıs’ta da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi TBMM’de ziyaret etti. Öncesinde DEM Parti’yi de Genel Merkez’de kabul eden Özel, Erdoğan’ın ”siyasette yumuşama”, Külliye’nin ise ”Türkiye ’100. Yıl Uzlaşması” dönemi olarak ifade ettiği yeni süreçte, Türkiye siyasetinde ”diyalog zemini” oluşturmayı amaç edindiğini söylüyor.

Yeni anayasa tartışmalarının alevlendiği dönemde diyalog zemini için görüşme trafiğini sürdüren Özel’in çantasında, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları, tutuklu generaller, Gezi davası, emekli maaşları, asgari ücret, belediyelerin borçları, seçim sonuçları gibi konular yer alıyor. 

Bugün CHP Genel Merkezi’ndeki HaberTürk canlı yayınında da önemli değerlendirmelerde bulunan Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:

”CHP’de yeni bir dönem başladı. Bu dönem mücadelenin en sert verileceği dönem. 18 Mayıs’ta yani Gençlik Bayramı’ndan bir gün önce yeni müfredata karşı çıkanları, atanamayan öğretmenleri ve herkesi mitinge davet ettik. Yine emekliler ile de miting yapacağız. Bu tür tematik mitingler sürecek. CHP halkın gündeminde olmayan hiçbir gündemin peşine takılmayacak. Bu mücadele sadece miting meydanında ya da Meclis kürsüsünde olmuyor. Bunun bir de müzakere tarafı var. 31 Mart seçimlerine giderken neler neler dediler... Dem’leniyor dediler, teröristlerle iş birliği yapıyorlar dediler ve hatta bazen dost ateşi açıldı. Hiçbir şey demedik... 

”Yumuşama lafını doğru bulmuyorum”

Yumuşama lafını doğru bulmuyorum. Normalleşme. Bahçeli ile görüştüm. Tüm gazeteler ’7 yıl sonra ilk temas yazmış’ ama bu yanlış. Dünyanın hiçbir yerinde, gerçek demokrasilerde el sıkışmayan parti liderleri olmaz. Eskiden de el sıkışılmazdı ve darbeciler el ovuşturdu onların o halini görünce.

”Bizden öyle A Haber’in dediği gibi vatan haini çıkmaz”

Son bir ayda devletle ilişkin iki şey söyledim. Birincisi seçim sonuçlarının değerlendirilmesine dair. Devlet ile millet kazanırsa millet kazanır. Birileri bu seçimde devlet ile milleti yarıştırdı. Türk insanı devletini sever, ben de severim. Devletine laf söyletmez, ben de söyletmem. Azerbaycan’la arası kötü olan bir ana muhalefet partisi olmaz. Benim annem ve babam emekli. Benim kursağımdan geçen her şey devletten gelmiştir. Bizden öyle A Haber’in dediği gibi vatan haini çıkmaz. Devlet geleneği başka bir şey.

”Scholz’e ilettiğim mesaj ve cevabını Türkiye dış politikası için değeri var”

Erdoğan’a sunduğu dosyayı da ilk kez açıkladığını söyleyen Özel, ”Bu detayı ilk kez burada açıklıyorum. Cumhurbaşkanı ile görüşmede dış temaslarla ilişkin dosya sundum. Filistin ile ilişkin yazdığım mektup ve buralardaki konuşmalarımı sayın cumhurbaşkanına verdim. Ayrıca dedim ki devlet geleneğini terk ettik. Benim yurtdışına gitmeden önce Dışişleri’nden brifing almam lazım. O ülkeyle ilişkimiz nasıl ve ne yapmam lazım? Kıbrıs meselesinde Türkiye’nin geldiği tüm noktayı bilemeyiz ki eskisi gibi bilgilendirme de yapılmıyor. Dönüşte de bizim bilgi vermemiz lazım. Benim Almanya’da Scholz’e ilettiğim mesaj ve cevabını Türkiye dış politikası için değeri var. Bunları cumhurbaşkanına söyledim. Onun cevaplarını söylemek nezaketsizlik ama burada pozitif bir yaklaşım olduğu için bunu söyleyeceğim. ’İhtiyaç durumunda brifing versinler ve gerekli bilgilendirme sağlansın’ dedi.” ifadelerini kullandı. 

”Gezi tutuklularının durumunu anlatınca kime can simidi oldum?”

”Yumuşama” söylemlerine tepki gösteren Özel, şöyle konuştu: 

Ak dediğine kara demek muhalefet değil. Doğru diyorsa birlikte durulur, yanlış ise de sonuna kadar karşısında durulur. Kendi mahallesinin tepkisinden korkan siyasetçiler... Yumuşama diyorlar. Yumuşayacak da can simidi olacak falan. Emekliye zam yapalım, asgari ücrete zam yapalım, mülakatı kaldıracağım dedin kaldırmadın demenin, müfredat yapmak anayasa yapmaktan önemlidir böyle boya küpü gibi müfredat yapılmaz demenin, anayasaya uyum beklemenin, Gezi tutuklularının durumunu anlatmanın kime ne faydası var? Ben kime can simidi oldum? Kuru kuru kavga etmeye gerek yok. Kavgayı vereceğim zaten. Emekli için, atanamayan öğretmenler için vereceğim. Dış politika veya tezkereler bir torba yasa gibi ‘Evet’ mi ‘Hayır’ mı diyeceğimiz hususlar değil. Libya’da yüzde 49’a 51 gibi bir denge vardı. Biz o dengede Türkiye’nin taraf olmasını riskli gördük. Ve o tezkere savaş tezkeresiydi. Şu anda Libya’da stabil bir durum var. Şu an Libya tezkeresi gelse genel görüşümüz onun bir barış tezkeresi olduğu yönündedir ama o bir savaş tezkeresiydi. Kimsenin iktidarını meşrulaştırmak için hatasının arkasına dizilmeyiz. Bana Manisa‘daki şehit cenazesi öncesi istihbarat geldi: “Saldırı olabilir.” Öleceğimi bilsem o cenazeye giderim. Bir siyasi partinin organize ettiği insanlar. Hepsi çıkacak ortaya. O zaman provokatif eylemlerde bulunanlar şu an bizim belediyelerimizde çalışıyor” dedi. 

”31 Mart sonrası aramak bana düştü”

Genel Başkan seçildikten sonra gelen tebrik telefonlarını değerlediren Özel, şöyle devam etti: 

”5 Kasım’da seçildim. 7 Kasım’da sayın Bahçeli tebrik etti. Birçok lider aradı. Sayın Erdoğan aramadı. Yılbaşı tebriği için AK Parti’den Abdullah Bey’i aradım. Sayın Bahçeli’yi aradım. 17 liderle yeni yıl kutlaması yaptım. O zaman birinci parti sayın Erdoğan’ın partisiydi. Sayın Erdoğan bana tebrik telefonu açmamıştı. Buna rağmen aramam doğru olmazdı 31 Mart’ta millet birinci partiyi değiştirdi. Biz kazandık ve artık bana düştü aramak. Biz kazandık yeni dönem başladı. Ben birinci partiyim. Artık kavgayı sürdürmemek için elini ben uzatacağım. Şeyh Edebali ne diyor ’Ey oğul bundan sonra kızdırmak bize affetmek sana’ diyor. Ben Şeyh Edebali’nin mektubunu birinci parti olduğum gün vasiyetini uyguladım. Birinci partiye aramak, el uzatmak, hatır sormak düşer. Bayramda sayın Erdoğan’ı sabah 10.50’de aradım. Ulaşamadık. Sayın Hasan Doğan dünya liderleri ile bayramlaşıyor dedi. Akşam üstüne doğru döndüler. 18 liderle bayramlaştım. CHP tüm partilerle bayramlaşabilen tek partidir. Bundan sonra diyalog zemininin ilk adımını atmıştır. Bu karşılıklı bir şey. Sadece bir şahsın tutumuna değil.

”Milletimiz kredi açmıştır”

Bizi belimizden birbirine millet ittiriyor. Millet kavga istemiyor. Türkiye ittifakı dediğimiz, milliyetçi, muhafazakar, Kürt, sosyal demokratlar, milli takım gol atınca sevinen herkes Türkiye İttifakı’dır dedim. Yüzde 38’de hepimizin payı var ama milletin feraseti daha büyük. Milletimiz kredi açmıştır. Öbür tarafta kendisini anlamayan yaklaşıma da sert mesaj verdi. Kimi cezalandıracağını kimi ödüllendireceğini gördü. Bu kalıcı bir şey mi? Çok isterim. Ama onun için yapmak gereken çok iş var. CHP’yi ben emekten yana, sosyal demokrat çizgide, tarihsel konumuna uygun, tüm siyasi partilerin yoksul, işsiz, güvencesine dokunması gereken bir parti olmasını savundum. Bunu hep savunacağım. Maalesef kavramlar üzerinden, sen solcusun, ben sağcıyım meseleleri hep tartışmalıdır. İnsanların bu ülkede insanca yaşama hakları var, anayasal haklarını kullanma hakkı, barınma, beslenme, eğitim hakları var. Bunların teminatı olmak sosyal demokrat partinin görevi. Millet bizi tam da merkeze oturttu. Ne ideolojik kavga ne de başka tartışma. Bunları doğru yerden tartışan siyasi partiyi gördü ve ödüllendir. Burada CHP’yi sola mı, sağa mı çekeyim değil. İnsanlara hizmet ederseniz insanlar soluna sağına bakmadan size destek veriyorlar.

”47 yıl sonra birinci parti olduk”

Sen işçiye alnının terinin karşılığını teklif ediyorsan o işçi senden ideolojik olarak ayrışmaz. Bu ideolojileri kuramsal tartışmalar üzerinden sürdürmek başka bir şey bunu sonuçlanamaz siyasi polemiklere indirgemek, çatışma üretmek başka yanlış. Kendimizi halkımıza doğru arzetmeye, özellikle de onun gündelik sorunlarına doğru bir yerden çözüm üretmeye gayret ediyoruz. Bunun destek gördüğünü görüyoruz. 31 Mart’ta yenilsek de 5 Nisan günü başka partilerle görüşeceğimi söylerdim ama etkisi bu kadar olmaz. 47 yıl sonra birinci parti olmuşsun. Herkes bu büyük başarıyı CHP nasıl omuzlayacak? Hazmedebilecek mi diye bakarken, siz el uzatıyorsanız, müzakere ederseniz daha kolay dinlenir hale geliyorsunuz. Ben Süleyman Saba lafını 5 yıl önce Manisa’da belediyeleri kazandığımızda bekleyen partililerimize devamlı anlattım. Bu gece davul çalarsak bu kavga bitmez, dedim. Uyuyamayan çocuğunuzu, yüzüne bakamadığınız eşinizi hatırlayın bunu yapmayın dedim. Yapmayın ki bitsin bu iş. Bu konuşmayı ben 5 yıl önce yapmışım. Ben seçim kazandım diye kibir, yendiğin şahsın mağlubiyetini teşhir edecek şeyler. Kazandığınız an unutacaksınız geçmiştekileri.

”Meclis arena gibi”

Eskiden başkaları şaşırıyordu, şimdi başkaları şaşırıyor. 10-17 yaş arasında birlikte büyüdüğüm 400 kişi var. Yaklaşık 30-40 kişi çok yakınız. Hala her yaz tatili birlikte yapıyoruz. Onlar şuna şaşırıyordu ’insanlar seni sert, kavgacı, espri yapmayan biri olarak görüyor, oysa sen çok esprili, güleryüzlü, değişik adamsın, ama televizyondaki Özgür Özel bu değil’ diyorlardı. Ben de onlara ’siyaset çok sert, mecliste alan var, orası da gladyatörlerin savaştığı arena gibi’ diyordum. O turuncu koltukların olduğu yerde siyaset çok sert. Muhalefetin başka alanı kalmamış. Orada bile ne kadar iyi şeyler yapsan da işin tabiatı gereği en sert 45 saniyesi yayınlanıyor. Mehmet Muş sayın Bakan. Şimdi Plan Bütçe Başkanı. Bakan oldu, mikrofondan tebrik ettim. İyi işler yapınca t ebrik ettim. Sayın Muş beni zaman z aman arar. O da genç siyasetçidir. Birbirimizle o süreçte ilişki sürdürüyorduk. Elbette kavga ediyorduk, bazen 2-3 gün küsüyorduk ama el sıkışmayı, barışmayı biliyorduk. Geçmişte bütün partilerden karşılaştığımız arkadaşlar benimle kırgınlık yaşamaz. Şimdi 40 saniyeden 45 dakikaya çıkınca.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER