Çocuklara ekran yasağı gerçekten gerekli mi? Bilim dünyası ikiye bölündü

Tablet ve telefonlar, çocuklar için zararlı mı yoksa endişelerimiz abartılı mı? Bazı uzmanlar ekran süresinin ruh sağlığına etkisi konusunda kesin kanıt olmadığını söylerken, diğerleri ciddi uyarılar yapıyor. Ebeveynler ise ikilemde...

Ev işleriyle uğraşırken çocuğuna iPad verip sonra öfke nöbetiyle karşılaşan bir annenin hikayesi, bugün milyonlarca ebeveynin yaşadığı ortak bir endişeyi özetliyor: Ekran süresi çocuklarımıza gerçekten zarar mı veriyor?

Apple’ın kurucusu Steve Jobs ve Microsoft’un kurucusu Bill Gates bile çocuklarına ekran kısıtlaması getirmişti. Ünlü nörobilimci Susan Greenfield, ekranların çocuk beynine zarar verdiğini savunmuş, bu durumu iklim değişikliğinin ilk günlerine benzetmişti: Görmezden gelinen büyük bir kriz.

Ancak bu görüşe karşı çıkanlar da var. Bath Spa Üniversitesi’nden Prof. Pete Etchells, ekran süresinin ruh sağlığı üzerindeki etkilerine dair somut bilimsel kanıtların eksik olduğunu söylüyor. Etchells’e göre, yüzlerce araştırma analiz edildiğinde ekran başında geçirilen zamanın "korkunç sonuçlarına" dair güçlü bir delil bulunmuyor.

Oxford Üniversitesi’nden Prof. Andrew Przybylski de benzer bir görüşte. Binlerce çocuk üzerinde yapılan beyin taramalarına dayanan çalışmalarda, ekranların çocukların zihinsel gelişimine zarar verdiğine dair herhangi bir kanıt bulunamadı.

Bilim Ne Diyor, Ebeveynler Ne Hissediyor?

Birçok çalışma ekranların uyku düzeni, depresyon ve anksiyete ile bağlantılı olabileceğini öne sürse de, bunların büyük bölümü katılımcıların kendi beyanlarına dayanıyor. Etchells bu durumu, “Dondurma tüketimiyle cilt kanseri arasında yazın istatistiksel bir ilişki olabilir ama biri diğerine sebep olmaz” örneğiyle açıklıyor.

Öte yandan, ekran süresi kadar ekran içeriği de önemli. Sosyal medya mı kullanılıyor? Oyun mu oynanıyor? Eğitim amaçlı mı, yoksa pasif tüketim için mi? Yalnız mı yoksa arkadaşlarla birlikte mi kullanılıyor? Bunların hepsi ekran etkisini değiştiriyor.

Cihazlar Yasaklansın mı?

Ebeveynler bir yandan çocuklarının dijital çağın gerisinde kalmaması için teknolojiye alışmalarını istiyor, diğer yandan ise olası zararlarından korunmaları gerektiğine inanıyor.

San Diego Eyalet Üniversitesi’nden Prof. Jean Twenge, sosyal medya ve telefon kullanımının özellikle genç kızlarda depresyon oranlarını artırdığını savunuyor. Twenge, çocukları akıllı telefonlardan 16 yaşına kadar uzak tutmanın en doğrusu olduğunu belirtiyor.

Danimarka’da 2024’te yapılan bir araştırma, ekran süresi sınırlanan çocukların psikolojik olarak daha olumlu tepkiler verdiğini ortaya koydu. Ancak uzmanlar, bu sonuçların da uzun vadede daha fazla araştırma ile desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.

Çözüm Ne Olmalı?

Michigan Üniversitesi’nden Dr. Jenny Radesky, medya ve ekran tartışmalarının ebeveynleri gereksiz yere suçlu hissettirdiğini söylüyor. Gerçek sorun ise bilimsel verinin hâlâ net olmaması ve kesin bir yol haritasının bulunmaması.

Dünya Sağlık Örgütü, 1 yaş altı çocuklar için hiç ekran süresi olmamasını, 2–4 yaş arası içinse günde en fazla bir saat öneriyor. Ancak bu sınırlamaların amacı daha çok fiziksel aktiviteyi teşvik etmek.

Teknoloji Zaten Hayatın İçinde

Gelişen dünyada sosyal medya yeniden şekilleniyor, yapay zekâ ev ödevlerinden terapilere kadar birçok alanda kullanılıyor. Ekranlar sadece tabletlerde değil, artık gözlüklerde, saatlerde ve oyuncaklarda bile var.

Bu nedenle bazı uzmanlar, ekran süresini yasaklamak yerine doğru içerikle, denetimli ve dengeli kullanımı öğretmenin daha sağlıklı olacağını savunuyor.

Her Ekran Süresi Aynı Değil

Ekran süresi üzerine yapılan tartışmalar, teknolojiyle büyüyen nesil için kritik bir yol ayrımını temsil ediyor. Aşırı korumacılık mı, yoksa rehberli dijital okuryazarlık mı?

Bilimsel kesinlik henüz sağlanamasa da, uzmanların hemfikir olduğu bir konu var: Çocuklarla ekranları değil, ekranın nasıl kullanıldığını konuşmalıyız.

İLGİLİ HABERLER