Antarktika’dan gelen gizemli sinyaller: NASA’nın ANITA projesi fizik kurallarını zorluyor

NASA’nın ANITA projesi, buzun altından yukarı doğru geldiği görülen radyo sinyalleri tespit etti. Bilim insanları, milyonlarca simülasyona rağmen bu anomaliyi açıklayamıyor.

NASA’nın ANITA (Antarctic Impulsive Transient Antenna) projesi, 2016-2018 yılları arasında Antarktika semalarında beklenmedik bir fenomenin izine rastladı. Kozmik ışınları incelemek amacıyla tasarlanan, balonla taşınan antenler, bilim insanlarını şaşkına çeviren radyo dalgaları kaydetti: Buzun altından yukarı doğru yükseliyormuş gibi görünen sinyaller.

Bu tuhaf durum, yıllardır fizikçilerin üzerinde çalışmasına rağmen hâlâ açıklığa kavuşmuş değil.

Uluslararası Araştırma Ekibi Dosyayı Yeniden Açtı

ANITA verilerini yeniden değerlendiren araştırmacılar, dünyanın en büyük kozmik ışın dedektörü olan Pierre Auger Gözlemevi'nin 2004-2018 arasındaki tüm kayıtlarını taradı. Amaç, ANITA’nın gördüğü türden anormal sinyaller bulmaktı.

Milyonlarca verinin incelendiği bu taramada yalnızca tek bir benzer olay tespit edildi.
Milyonlarca simülasyon, hata payı testleri ve mevcut fizik modelleri ise bu sıra dışı sinyalleri açıklamakta başarısız oldu.

Fizik Modelleri Bu Olayı Açıklayamıyor

ANITA’nın tespit ettiği yukarı yönlü parçacık yağmurları, normalde yukarıdan aşağı doğru seyreden kozmik ışınlarla uyuşmuyor. Üstelik yüzey dedektörleri tetiklenmediği için araştırmacılar yalnızca teleskop verilerine dayanmak zorunda kalıyor.

Yapılan hesaplamalar, mevcut kozmik ışın fiziğinin bu olaylara cevap veremediğini ortaya koydu. Bu nedenle sinyallerin kaynağı, fizik topluluğunda hâlâ büyük bir soru işareti.

Yeni Projeler Yolda

Bilim insanları araştırmayı bırakmış değil. BGR’ye göre ANITA benzeri yeni bir balon projesi ile daha hassas parçacık dedektörleri üzerinde çalışmalar sürüyor. Bu yeni projelerin, gizemli radyo sinyallerinin kaynağını ortaya çıkarması ve evrenin karanlık bölgelerine dair yeni ipuçları sunması bekleniyor.

ANITA anomalisi, Antarktika’nın hâlâ birçok bilinmezi sakladığını ve evren hakkındaki bilgilerimizin düşündüğümüzden çok daha sınırlı olduğunu gösteriyor.

İLGİLİ HABERLER