Sporcularda Öfke: Ateşi Kontrol Etmek mi, Yakmak mı?

Spor Psikolojisi Danışmanı Uzm. Psk. Ayça Girgin; bir sporcunun öfke ile nasıl sağlıklı ilişki kurulabileceğini Muhalif. okurları için kaleme aldı.

Spor arenası, duyguların en yoğun yaşandığı sahalardan

biridir. Adrenalin yükselir, kalp hızlanır, nabız saniyelerle

yarışır… Böyle bir ortamda öfkenin ortaya çıkmaması

neredeyse imkânsızdır. Ancak asıl mesele öfkenin ortaya

çıkması değil; nasıl yönetildiğidir. Çünkü öfke, kontrol

altına alındığında bir yakıt, kontrolsüz bırakıldığında ise bir yangındır.

Bir sporcunun öfkesini bastırması gerekmez; çünkü

bastırılan öfke, geri döndüğünde daha yıkıcı olur. Önemli

olan, öfkenin kanalını doğru seçmektir. Rakibe, hakeme ya da kendine yönelttiğinde performansı düşürür; ama

motivasyona, mücadeleye ve kararlılığa yönelttiğinde

şampiyonluk yolunu açar.

 

Öfke — Performans İlişkisi

 

Araştırmalar, öfkenin kontrol edildiğinde performansı

artırabileceğini gösteriyor. Kontrollü öfke, sporcuya kısa

süreli enerji ve odak artışı sağlar. Ancak kontrol

kaybolduğunda, beyin “savaş ya da kaç” tepkisine geçer;

düşünme yavaşlar, karar verme bozulur, hata oranı artar. Yani öfke, sporcuya kısa vadeli güç verse de uzun vadede

zihinsel bulanıklık yaratır.

 

Zihinsel Dayanıklılığın Testi

Spor psikolojisinde öfke, “duygusal dayanıklılığın aynası” olarak değerlendirilir. Gerçek bir profesyonel, yalnızca fiziksel değil, duygusal kaslarını da güçlendirir.

Bir antrenmanda ters bir karar, bir maçta yapılan faul,

provoke eden bir rakip… Her biri sporcu için zihinsel bir

sınavdır.

Bu sınavdan başarıyla çıkmak, “öfkesiz kalmak” değil,

öfkeyle kalabilmektir.

 

Öfkeyi Dönüştürmek

 

Öfkeyi yönetmenin yolu bastırmaktan değil, dönüştürmekten geçer.

 

Bir sporcu:

• Derin nefesle nabzını düşürebilir,

• “Şu an neye odaklanmalıyım?” diye kendine yönelttiği

soruyla odağını dış etkilerden iç dengeye taşıyabilir,

• Antrenman sonrası öfke günlüğü tutarak tetikleyicilerini fark edebilir. Bu farkındalık, her sporcu için bir zihinsel antremandır. Kas hafızası nasıl çalışıyorsa, duygusal hafıza da pratikle güçlenir.

 

Sporun Ateşi: Bilinçli Öfke

Bazı sporcular öfkeyi tamamen olumsuz bir duygu olarak

görür. Oysa öfke, bilinçle yönlendirildiğinde motivasyonun yakıtı olabilir.

Muhammed Ali, her maç öncesinde kendini motive etmek için rakibine karşı bilinçli bir öfke geliştirirdi. Ancak bu öfke, saldırganlığa değil, disipline dönüşürdü.

 

Bugünün genç sporcuları da bu farkı anlamalı:

“Öfke seni yakabilir ya da seni ileri fırlatabilir. Hangisini

seçeceğin, zihinsel disiplininle ilgilidir.”

 

Son Söz

Sporcu olmak, sadece güçlü kaslara değil, soğukkanlı bir

zihne de sahip olmayı gerektirir. Gerçek şampiyonlar,

rakibini değil, kendini kontrol edebilenlerdir.

Çünkü sahada kazanılan zafer, çoğu zaman içsel bir savaşın sessiz sonucudur.

İLGİLİ HABERLER