Mutasyona uğradı, güçlendi: H3N2 virüsü Türkiye’de görülmeye başladı

Domuz gribiyle benzerlik gösteren ve mutasyon geçirerek daha agresif hale gelen H3N2 virüsü Türkiye’de de vakalara yol açmaya başladı. Uzmanlar, tedavi edilmediğinde akciğer yetmezliğine kadar ilerleyebilen salgın için aşı ve maske uyarısı yaptı.

Dünya genelinde endişe yaratan ve mutasyona uğrayarak daha ağır seyreden H3N2 virüsü, Türkiye’de de vakalarla kendini göstermeye başladı. İnfluenza virüs ailesinin bir üyesi olan H3N2’nin bugüne kadar en az yedi kez genetik değişim geçirdiği ve bu durumun hastalık tablosunu daha da ağırlaştırdığı belirtiliyor.

Virüsün en yaygın belirtileri arasında şiddetli eklem ve kas ağrıları, 40 dereceye kadar çıkan yüksek ateş, geçmeyen kuru öksürük ve yoğun baş ağrısı yer alıyor. Uzmanlar, hastalığın seyrinin birçok vakada kişiyi günlerce yatağa düşürebilecek kadar ağır geçtiğine dikkat çekiyor.

NTV’den Esra Şenli’ye konuşan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gökçe Demir, bu yıl grip mevsiminin beklenenden erken başladığını söyledi. H3N2’nin halk arasında domuz gribi olarak bilinen influenza türüyle büyük benzerlik taşıdığını belirten Demir, özellikle şiddetli baş ağrısının ayırt edici bir belirti olduğunu vurguladı.

Uzmanlara göre virüs her yaş grubunu etkileyebilse de bazı kişiler için ciddi risk oluşturuyor. Dr. Demir, 65 yaş üstü bireyler, diyabet ve hipertansiyon hastaları ile astım ve KOAH gibi kronik akciğer rahatsızlığı bulunan kişilerin özellikle dikkatli olması gerektiğini ifade etti. Bu gruplarda basit bir grip tablosunun hızla zatürreye dönüşebileceği ve tedavi geciktiğinde solunum yetmezliğine kadar ilerleyebileceği uyarısında bulunuldu.

Korunmanın en etkili yolunun aşı olduğuna dikkat çeken uzmanlar, aşı takvimini kaçıranlar için de hâlâ fırsat bulunduğunu belirtiyor. Dr. Demir, ideal aşılama döneminin eylül ayı olduğunu ancak sonbaharda ateşli hastalık geçirmemiş kişilerin ocak ve şubat aylarında da grip aşısı yaptırarak korunabileceğini söyledi.

Uzmanlar ayrıca kişisel hijyenin ihmal edilmemesi, el yıkama alışkanlıklarının artırılması ve risk grubundaki kişilerin özellikle kalabalık ve toplu taşıma alanlarında maske kullanmasının büyük önem taşıdığını vurguluyor.

İLGİLİ HABERLER