Acılı baba Prof. Dr. Hakan Candan, kızının ölümünün ardından katıldığı televizyon programında hem Nihal’in hayatındaki kırılma noktalarını hem de bir babanın çaresizliğini gözyaşlarıyla anlattı.
“Çocuklarım çok efendi çocuklardı ama şöhret onları değiştirdi”
Candan, kızlarının küçük yaşlarda saygılı ve duyarlı bireyler olduğunu belirterek, şöhret ve medya etkisinin karakterlerini değiştirdiğini söyledi. “Benim o yarışma programına katıldıklarından haberim olmadı. Olsa kesinlikle izin vermezdim. Ama anneleri daha esnek davranıyordu, çocuklarına daha kolay ‘Evet’ diyordu” diyerek eski eşiyle yaşadığı fikir ayrılıklarının da sürece etkisini vurguladı.
“Yarışma programları ve sosyal medya gerçek kişiliklerini yok etti”
Candan, televizyon programlarının ve sosyal medyanın çocuklarının gerçek karakterlerini gölgelediğini ifade etti. “Reyting uğruna yapılan mizansenlerde şiddet içerikleri bile vardı. Bana ‘Realite şov’ dediler ama içim el vermedi. Biz normal bir aileydik, o yarışma hayatımıza girene kadar. Çocuklarımı tanıyamaz hale geldim” dedi.
“Nihal serumda şeker var diye tedaviyi reddetti”
Kızının hastalık sürecini anlatan Hakan Candan, anoreksiya nervozanın Nihal’in cezaevi sürecinde başladığını ve hızla ilerlediğini belirtti. “Tedaviyi kabul etmek istemedi. Ölümün eşiğinde olduğunu dahi kabullenemedi. Serumda şeker var diye istemedi. Vücudu bitmişti, kasları erimişti. Artık konuşamayacak durumdaydı” diye konuştu.
“Cezaevi süreci kırılma noktasıydı”
Nihal’in ruhsal çöküşünde en büyük etkenin haksız yere yattığı cezaevi süreci olduğunu ifade eden baba, “Dolandırıcılık gibi yüz kızartıcı bir suçla anılmak onu yıktı. Aslında hiçbir çıkar sağlamamışlardı. 5,5 ay boyunca haksız yere cezaevinde kaldı. Nihal bunu kabul edemedi. Cezaevinde anoreksiya ile tanıştı ve bir daha toparlayamadı” dedi.
Bahar’ı da aynı son bekliyor endişesi
Hayatta kalan kızı Bahar Candan hakkında da kaygılarını paylaşan Candan, “Ablasını kaybetmesi Bahar’ı derinden etkiledi. Şu an sürekli görüntülü konuşuyoruz. Onun yanında onu kışkırtan, manipüle eden insanlar var. Ondan da korkuyorum” dedi.
“Ben İstanbul’a taşındım ama yine de kurtaramadım”
Candan, akademisyenlik yaptığı Karaman’dan İstanbul’a taşınarak kızlarını korumaya çalıştığını ancak başarılı olamadığını söyledi: “Her dersim olmadığında İstanbul’a geldim, sürekli yanlarında oldum. Ama ne yazık ki o sistemin içinden onları çekip çıkaramadım.”
“Anne-babalara sesleniyorum: Hayır demeyi öğrenin”
Programın sonunda tüm ailelere çağrıda bulunan Prof. Dr. Hakan Candan, “Çocuklarımız üzülmesin diye yanlışlara göz yumuyoruz. Ama bunun bedelini hem onlar hem biz çok ağır ödüyoruz. Gerektiğinde ‘Hayır’ diyebilmek hayat kurtarır” diyerek acı dolu tecrübelerini paylaştı.
