Louvre Soygunu küresel müzeleri hırsızlık konusunda nasıl etkiledi?

Louvre Müzesi'nde güpegündüz gerçekleştirilen cüretkâr soygunun ardından, müzeler ve güvenlik danışmanları alınan önlemleri yeniden gözden geçiriyor. Amerikan müzeleri, çevre kontrolü, güvenlik kameralarının yeterliliği ve silahlı müdahale ekiplerinin zamanlaması gibi konulara odaklanarak güvenlik prosedürlerini değerlendiriyor.

Paris'teki hırsızlık, kendine has unsurlar barındırsa da, uzmanlara göre üç temel güvenlik zafiyeti öne çıktı. Hırsızlar sakin bir Pazar sabahı çalıntı bir kamyonla müzeye yaklaştı, elektrikli bir merdivenle ikinci kat penceresine uzandı ve içeri girdi. Yaldızlı Apollo Galerisi'ndeki vitrinlerden taş motorları kullanarak yaklaşık 88 milyon Euro (102 milyon Dolar) değerinde mücevheri çaldılar. Çalınan eserlerin hiçbiri henüz bulunamadı.

Boston'daki Isabella Stewart Gardner Müzesi'nin güvenlik direktörü Anthony Amore, en büyük dersin "Çevrenizi izleyen güvenlik görevlileri, müzede kimlerin çalıştığından haberdar mı?" sorusu olduğunu belirtti. Gardner Müzesi de 1990 yılında tarihin en büyük sanat hırsızlıklarından birine sahne olmuştu.

Muhalif’in NY Times’tan aktardığına göre güvenlik uzmanları, dünyanın en çok ziyaret edilen ve muhtemelen en ünlü müzesinin güpegündüz soyulmasının şok edici olduğunu ifade etti. Olayın ardından birçok müze, risk değerlendirmesi için güvenlik firmalarına başvurdu.

Güvenlik Açıkları ve Kameralar

Müze güvenlik planları genellikle hırsızların en kolay giriş-çıkış noktası olan kapılara odaklanır. Ancak Louvre soygununda hırsızlar, Paris'te yaygın olarak kullanılan ve "monte-meubles" olarak bilinen bir yük asansörü aracıyla üst kattaki bir pencereden giriş yaptı. Bakım aracı süsü verilen kamyon ve sarı ikaz yelekleri giyip trafik konileri yerleştiren hırsızlar, işçi kılığında hareket ederek dikkat çekmedi.

Gardner Müzesi'nden Amore, bakım ve dış yüklenicileri denetleyen yetkililerin güvenlik birimiyle iletişim halinde olmasının hayati önem taşıdığını vurguladı. Amerikan müzelerinde genellikle müteahhitlerin gelişleri önceden bildirilir ve çalışmalarına bir güvenlik görevlisi eşlik eder. Louvre'un bu konudaki protokolleri ise net değil.

Fransız yetkililer, müzenin dış kameralarının eski ve yetersiz olduğunu kabul etti. Yapılan bir incelemede, müzenin dış çevresinde sadece 25 civarında kamera olduğu, bunların çoğunun iç avlulara baktığı tespit edildi. Oysa British Museum çok daha küçük bir çevreyi düzinelerce kamerayla izliyor.

Louvre yetkilileri başlangıçta ilgili kameranın açısının yanlış olduğunu iddia etse de, soruşturmacılar hırsızların gelişinin (09:30) ve tırmanışının bir kamera tarafından net bir şekilde kaydedildiğini ortaya çıkardı. Asıl sorunun, kontrol odasında tüm canlı yayınları aynı anda gösterecek yeterli ekran bulunmaması olduğu belirtildi. Görevlilerin o sırada başka ekranlara odaklanması ve yayınlar arasında geçiş yapmak zorunda kalmaları, hırsızların fark edilmeden pencereyi kesmeye başlamasına neden oldu. Bu durum, polis müdahalesini geciktiren dört dakikalık bir kayba yol açtı. Görevliler ilgili kameraya geçiş yaptıklarında hırsızlar çoktan kaçmıştı.

Alınan Önlemler ve Teknoloji

Soygunun ardından Louvre, çevreye 100 yeni kamera yerleştirmeyi, araçların yaklaşmasını önlemek için beton bariyerler eklemeyi ve polis varlığını artırmayı planladığını duyurdu.

ABD'deki birçok büyük müze ise son yıllarda yüksek çözünürlüklü çevre kameraları ve yapay zeka destekli analiz sistemlerine geçiş yaptı. Smithsonian ve National Gallery of Art gibi kurumlara danışmanlık yapan Steven Keller, "Bu sistemler asla uyumaz ve insan hatasını en aza indirerek olağandışı davranışları tespit eder," dedi.

Müdahale ve Kaçış

Louvre'da polise haber verilmesi, bakım çalışmasının garipliğini fark eden geçen bir bisikletli ve pencere kırıldığında devreye giren alarmlar sayesinde oldu. Polis üç dakika içinde olay yerine vardı, ancak hırsızlar, aralarında İmparatoriçe Eugénie'ye ait 2.000 elmaslı bir tacın da bulunduğu sekiz parçayla yüksek güçlü motosikletlerle çoktan kaçmıştı.

Soruşturma kapsamında, olay yerinde ve kaçışta kullanılan motosikletlerden birinde bulunan DNA kanıtları sayesinde dört kişi tutuklandı.

Silahlı Güvenlik Tartışması

Louvre galerisindeki korumalar hırsızlarla karşı karşıya gelse de silahsızlardı ve kesici aletlerle tehdit edildiler. Amerikan müzelerinde de kalabalık galerilerde ateşli silah kullanımının riskli bulunması nedeniyle personel genellikle silahsızdır. Ancak Metropolitan Sanat Müzesi (The Met) ve Smithsonian gibi kurumlar, sahada silahlı personel bulunduran istisnalar arasındadır. The Met, tutuklama yetkisine sahip özel memurlar ve silahlı müdahale yöneticileri istihdam etmektedir.

Yüzde 100 Güvenlik Yoktur

Uzmanlar, sanat eserlerinin tanınabilirliği nedeniyle satılmasının zor olduğunu, ancak Louvre soygununda olduğu gibi değerli taş ve altın içeren eserlerin eritilip yeniden işlenebilmesi nedeniyle daha büyük risk altında olduğunu belirtiyor.

Güvenlik profesyonelleri, tek bir sihirli çözümün olmadığını, en etkili yöntemin "katmanlı güvenlik" olduğunu vurguluyor. Louvre örneğinde pencerede parmaklık gibi ikinci bir engelin olması polise zaman kazandırabilirdi, ancak tarihi yapılarda estetik kaygılar bu tür önlemleri zorlaştırıyor.

Gardner Müzesi'nden Amore, "İnsanlar 'Bu burada da olabilir mi?' diye soruyor. Onlara cevabım: Evet. %100 güvenli bir yer yoktur. Doğru araçlara, net bir plana sahip ve şiddet uygulamaya hazır kararlı bir hırsızı durdurmak çok zordur," diyerek sözlerini tamamladı.
 

İLGİLİ HABERLER