Türkiye İş Bankası I. Genel Müdür Yardımcısı N. Burak Seyrek, Banka’nın iştiraki olan İş Portföy Yönetimi A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı olarak göreve getirildi. Bu atama, İş Bankası Grubu’nun sermaye piyasalarındaki stratejik dönüşüm sürecinin önemli bir adımı olarak değerlendiriliyor.
İş Portföy, 25 yılda dev bir yatırım gücüne dönüştü
2000 yılında İş Bankası tarafından kurulan İş Portföy, bugün Türkiye’nin en büyük portföy yönetim şirketlerinden biri konumunda. Kuruluşundan bu yana yatırım fonları, emeklilik fonları, gayrimenkul ve girişim sermayesi fonları ile bireysel portföy yönetimi hizmetleri sunan şirket, 25 yılda yönetilen varlık büyüklüğünü 600 milyon dolardan 25 milyar doların üzerine çıkardı.
Eylül 2025 itibarıyla SPK verilerine göre 224’ün üzerinde fon yöneten İş Portföy’ün toplam portföy büyüklüğü 1,2 trilyon TL’ye, pazar payı ise %11,20 seviyesine ulaştı.
Çevre, kadın ve çocuk temalı sosyal sorumluluk fonlarıyla öncü rol
İş Portföy, Türkiye’de birçok yeniliğe imza atarak sektörde öncü bir konum edindi. Çevreye duyarlı ilk çevre fonu, çocukların birikim alışkanlığını teşvik eden kumbara fonu ve cinsiyet eşitliğini destekleyen kadın fonu gibi sosyal etkili projeleri hayata geçirdi. Bu fonlardan elde edilen komisyon gelirlerinin bir kısmı TEMA, Türk Eğitim Vakfı ve Türkiye Tenis Federasyonu gibi kurumlarla paylaşılıyor.
Yeni dönemde yapay zekâ ve sürdürülebilirlik vizyonu
Küresel finansal dönüşümün merkezinde yer alan yapay zekâ ve sürdürülebilirlik, İş Portföy’ün yeni stratejisinin temel taşları olacak. Şirket, finansal teknolojiler ve etki yatırımı alanlarında hem yerel hem uluslararası yatırımcılara yenilikçi ürünler sunmayı hedefliyor.
N. Burak Seyrek’in yeni rolü ve hedefleri
Ekim 2025 itibarıyla İş Bankası’ndaki görevinden ayrılan N. Burak Seyrek, İş Portföy’ün Yönetim Kurulu Başkanı olarak Grup stratejilerinin koordinasyonunda ve sermaye piyasalarına ilişkin vizyonun uygulanmasında etkin bir rol üstlenecek. Seyrek’in uzun yıllara dayanan bankacılık ve yönetim deneyiminin, İş Portföy’ün büyüme ve uluslararasılaşma hedeflerine yön vereceği öngörülüyor.