Narin Güran cinayetinde anne Yüksel Güran’dan temyiz başvurusu: Karar delile değil, varsayıma dayanıyor

Diyarbakır’da 17 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan anne Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu, karara itiraz ederek temyiz dilekçesini Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi Başkanlığı’na sundu. Avukat Demiroğlu, Yargıtay’a gönderilmek üzere verdiği dilekçede, müvekkilinin suçsuz olduğunu savundu ve kararın bozulmasını talep etti.

Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos 2024’te kaybolan Narin Güran’ın cansız bedeni, kayboluşunun 19’uncu gününde dere yatağında çuval içinde bulundu. Üzeri 30, 25 ve 20 kiloluk taşlarla kapatılmış, çalılıklarla gizlenmişti. Olayla ilgili olarak gözaltına alınan 12 kişiden 4’ü hakkında dava açıldı.

Aracında Narin’e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar, “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan yargılandı. Nevzat Bahtiyar ise cinayetten değil, “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan ceza aldı.

Mahkeme Kararı Onandı

26 Aralık’ta başlayan ve 28 Aralık 2024’te sona eren duruşmalarda sanıklar Salim, Enes ve Yüksel Güran’a ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyar’a ise 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Cezalar, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi tarafından 20 Mayıs’ta oy çokluğuyla onandı.

“Suçlu Anne Algısı Oluştu”

Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu, temyiz dilekçesinde kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Kararın soyut ve ilgisiz gerekçelere dayandığı, öz kızı öldürülmüş bir annenin derin acısının yanı sıra, kabul edilebilir delil bulunmadan suça iştirak ettiği iddiasıyla cezalandırılması kamuoyunda ‘suçlu anne’ algısı oluşturmuştur. Bu durum müvekkilim açısından ağır psikolojik yıkıma, manevi çöküntüye ve telafisi mümkün olmayan zararlara yol açmaktadır.”

Demiroğlu, dosyada Yüksel Güran aleyhine kuvvetli suç şüphesi doğuracak nitelikte delil bulunmadığını savunarak, kararın bozulmasını ve müvekkilinin tahliye edilmesini istedi.

İLGİLİ HABERLER